dan gelen bir pay ise oluşan duruma göre tescil isteminin incelenmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak dava konusu taşınmazın üzerindeki bina hakkında belediyece yıkım kararı alındığı ve ruhsatlandırılmasının mümkün olmaması nedeniyle binanın enkaz değerinden başka ekonomik değeri bulunmadığı gerekçesiyle temliken tescil talebinin reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Davacının dava konusu taşınmazın kadastro mahkemesinde davalı olduğu sırada kadastro tespitine itirazda bulunanlardan M.. D..'dan haricen ev yeri satın alarak üzerine bina yaptığı, kadastro tespitinin kesinleşmesinden sonrada bu şahıslardan ev yaptığı yerin tapusunun kendisine devredilmesini istediği, devredilmeyince de Fethiye Asliye Hukuk Mahkemesinin 1982/99 E. 1982/928 K. sayılı dava dosyasında dava yoluyla satış bedelinin iadesini talep ettiği, bahsi geçen bu kararda 300 TL'nin davacı İ.. Ö..'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 31.08.2005 gününde verilen dilekçe ile temliken tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 19.11.2008 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 21.09.2010 günü murafaa icrasından sonra dosyada görülen eksiklik nedeniyle evrak mahalline iade edilmiştir. Anılan eksikliğin giderilmesinden sonra dosya tekrar Dairemize gönderilmiş olmakla, içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalılar, duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi vermemişlerdir....
birleştirilen davanın davacısı yönünden TMK’nın 725. maddesi gereğince açılan temliken tescil davalarında aranan iyiniyet koşulu gerçekleşmediğinden temliken tescil taleplerinin reddi gerektiği, birleştirilen davanın davacısının temliken tescil talebinin mümkün olmaması halinde elatmanın önlenmesi ve kal talebinde de bulunduğu, 1517 ve 1518 sayılı parsellerin müşterek sınırı dikkate alındığında asıl davanın davacısı ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Davacılar, kadastro tespiti öncesi dava konusu taşınmazı satın aldıklarını ve bina inşaa ettiklerini ileri sürerek, kadastro öncesi nedenlere dayanarak tapu iptali ve tescil mümkün olmadığı takdirde temliken tescil isteminde bulunmuşlardır. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 20.01.2017 tarihli ve 2017/1 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay (16.) Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle dosyanın sözü edilen görevli Yüksek Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 30.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
tamamının müvekkili adına temliken tescil edileceğini ancak bu arazinin tamamının 10.000 m² ise bu arazinin 1.630 m²'lik kısmının temliken tescil edilemeyeceğini, çünkü binanın zorunlu kullanım alanının 170 m² civarında olduğunu ve Yargıtay'ın ilke kararlarının ifraz edilebilecek kısmının zorunlu kullanım alanı ile sınırlandırdığını, 170 m²'nin zorunlu kullanım alanına sahip binanın sahibinin arazinin tamamı 1.630 m² ise bu arazinin tamamını temliken tescil alabilecekken, 10.000 m²'lik arazinin 1.630 m²'lik kısmını temliken tescil alamayacağını, 10.000 m²'lik arazinin sahibinin 1.630 m²'lik arazinin sahibine üstünlüğünün ne olduğu düşüncesinin hukukun temel ilkeleri ve kanun hükmü ile asla bağdaşmadığını, kanunun açık hükmü gereği arazinin yeterli kısmı ifraz edilerek müvekkili adına temliken tescil edilmesi gerektiğini, dolayısıyla ifraz için yeterli kısım 1.000 m² ise bu 1.000 m²'nin, 1.500 m² ise 1.500 m²'nin ifraz edilerek temliken tesciline karar verilmesi gerektiğini belirterek,...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 09.03.2007 gününde verilen dilekçe ile harici satın almaya dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 19.09.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: KA R A R Dava,TMK'nun 724. maddesine dayalı temliken tescil isteğine ilişkindir. Davacı vekili, dava dilekçesiyle, davacının davalıların murisi ....'dan dava konusu 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazları haricen satın aldığını, satış sözleşmesine güvenerek üzerine bina inşa ettğini, satış bedelinin tamamını ödediğini, otuz yılı aşkın zamandır malik sıfatıyla kullandığını ileri sürerek temliken tescil isteğinde bulunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Asıl davada davacılar vekili tarafından davalı ... aleyhine 04.12.2013 tarihinde verilen dilekçe ile asıl davada elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil; karşı davada temliken tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda asıl ve karşı davanın reddine yönelik 20.05.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KARAR Asıl dava el atmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil, karşı dava TMK 724. maddesi uyarınca temliken tescil isteğine ilişkindir....
Temliken tescil nedenine dayalı olarak tapu iptali ve tescil isteminde bulanabilmek için öncelikli koşul malzeme sahibinin iyiniyetli olmasıdır. Malzeme sahibinin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesi veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmaması ya da yapıyı yapmakta haklı bir sebebinin bulunması gerekir. 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan malzeme sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur. Dosya kapsamına ve toplanan delillere göre davacının iyiniyetli olarak bina yaptığı ispatlanamadığından mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle kabulü doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir....
Somut uyuşmazlıkta, birleştirilen davada davacı Bedriye temliken tescil isteminin kabul edilmemesi durumunda ikinci kademede temliken tescile konu binaya yaptığı giderlerin tahsilini istemiştir. Temliken tescil isteminin reddine karar verilmiş, ancak davacının ikinci kademedeki istemi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Mahkemece, davacının ikinci kademedeki istemi hakkında bir karar verilmemesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1.) bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine; (2.) bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.10.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Taşkın yapılarda TMK'nun 725/2. maddesine dayanan bir tescil isteminin mutlaka dava yoluyla yapılması gerekmez. Savunma yoluyla da tescil istemi öne sürülebilir. Ayrıca taşkın yapılarda iyiniyet savunması temliken tescil talebini de içerir. Somut olayda asıl davada davalılar vekili cevap dilekçesinde müvekkillerinin iyiniyetli olduğunu savunmuşlardır. O halde davalıların karşı dava dışında asıl davada savunma yoluyla temliken tescil istemi de söz konusudur. Diğer taraftan davacı şirket vekilinin tazminat talebinin de TMK'nun 725/2. maddesi uyarınca yapıldığı dikkate alındığında talebin aynı zamanda temliken tescil istemini içerdiğinin kabulü gerekir....