Mahkemece davacı kooperatifin temliken tescil davasının kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü her iki taraf vekilleri temyiz etmiştir. Asıl dava temliken tescil, karşı dava meni müdahale kal ve ecrimisil istemine ilişkindir. Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre; 1-Temliken tescil isteminin dayanağını teşkil eden ve 106 parselde toprağa gömülü olduğu belirtilen yakıt tankı ile parsel çerçevesindeki ihata duvarı Medeni Kanununun 722 ve takip eden maddelerinde sözü edilen anlamda yapı olmadığından, bunları yapan kişinin tescil isteme hakkından ve hukuken korunması gereken bir hakkının varlığından söz edilemez....
Ne var ki; davacı, dava dilekçesinde tapulu taşınmazdan pay edindikten sonra 132 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerine temelli kalması amacıyla bina yaptığını, iyi niyetli olduğunu da ileri sürmüştür. Mahkeme önüne getirilen vakıa az yukarıda sözü edildiği üzere davacının Türk Medeni Kanunun 724. maddesine sığınarak temliken tescil isteğinde de bulunduğunu gösterir. Dolayısıyla uyuşmazlığın Türk Medeni Kanunun 724. maddesi çerçevesinde ele alınıp değerlendirilmesi gerekecektir. Gerçekten sözü edilen hüküm uyarınca tapuya kayıtlı ve ... mülkiyete konu bir taşınmaz üzerine temelli kalması amacıyla ve zeminin kendisine ait olduğunu veya ileride mülkiyetin kendisine geçirileceği inancı hareket eden bir kimse bina yapmış ve yapının değeri zemin değerinden fazla ise taşınmazın adına tescilini isteyebilir....
Temliken tescil istemine ilişkin davalarda taşınmazın dava tarihindeki değeri esas alınarak avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekir. Dosya içinde mevcut 26.05.2006 tarihli inşaat bilirkişi Ş.Alper Akın'ın raporuna göre taşınmazın dava tarihindeki değeri 6.300.00 YTL olarak belirlenmiştir. Mahkemece bu değer esas alınarak davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken taşınmaz ve üzerindeki bina ve müştemilatların toplam değerine göre avukatlık ücretinin hesaplanması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiş ise de, yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün HUMK.nun 438/VII maddesi gereğince düzeltilerek onanması gerekmiştir....
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; mahkemece, bina değeri arsa değerinden açıkça fazla olduğu gerekçesiyle 145 ada 163 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalan 94,62 m2’lik kısmın tapusunun iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiş ise de; taşkın yapı nedeniyle temliken tescile karar verilebilmesi için gerekli yasal şartlardan olan “iyiniyetin” somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılarak değerlendirilmemiştir. Bu durumda mahkemece, TMK'nin 725. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil için gerekli “iyiniyet” şartının gerçekleşip gerçekleşmediğinin, tarafların tüm delilleri de toplanıp birlikte değerlendirilmek suretiyle belirlendikten sonra, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş; bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili tarafından, davalı ... aleyhine 21.03.2006 gününde verilen dilekçe ile Türk Medeni Kanununun 724.maddesine dayalı temliken tescil; birleşen davada ise davacı ... vekili tarafından davalı ... aleyhine 10.10.2007 gününde verilen dilekçe ile müdahalenin meni ve kal istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; temliken tescil davasının kabulüne; birleşen müdahalenin meni ve kal davasının reddine dair verilen 10.04.2008 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 17.03.2009 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av.... ile karşı taraftan davacı/davalı vekili Av.... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tarafların sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ Mahkemece, " davacının müdahalenin meni ve kâl istemleri karşısında, davalı taraf da savunma yoluyla temliken tescil talebinde bulunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.10.2005 gününde verilen dilekçe ile tapulu taşınmaza müdahalenin önlenmesi ve kal karşı davada taşkın bina nedeniyle temliken tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne karşı davanın reddine dair verilen 06.04.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ve karşı davacı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, yerel mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, 04.02.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
den satın aldığını, üzerine bina yaptığını, iyiniyetli olduğunu savunarak temliken tescil talebinde bulunmuştur. Mahkemece davalı ...'nin de kabulünde olan davacıya ait yapının yapım yılı olan 1982 yılı itibariyle değerinin davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Dava konusu taşınmaz 22.08.2011 tarihinde davalı ... tarafından diğer davalı ...'a satılmıştır. Sözleşme tarafı davalı ... olmadığından temliken tescil talebinin de tazminat talebinin de bu davalı bakımından kabulü mümkün değildir. Yukarıda değinilen ilkeler ışığında somut olaya gelince; 1-Davacı yararına TMK'nın 724 üncü maddesi uyarınca temliken tescil koşullarının oluştuğundan söz edilemez. Davacının tapu iptali ve tescil talebinin reddedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin temliken tescil koşullarının oluştuğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddine, 2- Davacı vekilinin tazminat miktarına ilişkin ve davalı ...'...
Maddesine dayalı Temliken tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Davacı asıl talebi olarak çekişmeli taşınmazın kendi mülkiyetinde olduğu iddiasıyla Kadastro Kanunu'nun 12. maddesinde belirtilen tespitin kesinleştiği 04/05/1992 tarihinden sonraki 10 yıllık hak düşürücü süreden sonra kadastro öncesi nedene dayalı olarak dava açmış olmasına göre kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil davasının mahkemece hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ne var ki Davacı terditli olarak TMK 724. Maddesine dayalı olarak temliken tescil isteminde bulunmakla , TMK'nın 684 ve 718. maddeleri hükümleri gereğince yapı, üzerinde bulunduğu taşınmazın mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) haline gelir ve o taşınmazın mülkiyetine tabi olur....
Dosya kapsamına ve toplanan delillere göre taşınmazın davacının temliken tescil hakkını ortadan kaldırmak amacıyla davalı tarafından edinildiği kanıtlanamamıştır. Dolayısıyla davacı, davalının taşınmazı edinmeden önce yapıldığı anlaşılan fen bilirkişinin raporuna ekli krokide 2 numaralı olarak gösterilen bina ile ilgili davalıdan bir talepte bulunamaz. Öte yandan, taşınmaza yapılacak binanın sürekli, esaslı ve mütemmim cüz (tamamlayıcı parçası) niteliğini taşıması gerekir. "Taşınır yapılar" başlıklı TMK'nın 728. Maddesinde kulübe, büfe, çardak, baraka ve benzeri yapılar taşınır yapı kapsamında bulunduğu belirtilmektedir. Fen bilirkişinin raporuna ekli krokide 4 numaralı olarak gösterilen yapının "sundurma" vasfında olduğunun saptanması nedeniyle taşınmazın tamamlayıcı parçası niteliği taşımadığından temliken tescil istemine konu oluşturamaz. Bu nedenle, davacının kalıcı nitelikte olmayan bu yapı nedeniyle tescil isteminin kabulü mümkün değildir....