Bu iki koşulun varlığı halinde, taşkın yapı maliki uygun bir bedel ödeyeceğini bildirerek açacağı yenilik doğurucu nitelikteki temliken tescil davası ile taşkın kısımın mülkiyetini veya üzerine bir irtifak hakkı kurulmasını isteyebilir. Ayrıca, iyiniyet savunmasının yukarda açıklanan niteliği dikkate alınıp, bu savunma içerisinde temliken tescil isteğinin de bulunduğu kabul edilerek, tescil talebi, ayrı bir davaya gerek olmaksızın açılan davada savunma yoluyla da ileri sürülebilir. Esasen bu kuralın uyuşmazlıkların en kısa sürede sağlıklı biçimde çözümlenmesi ve dava ekonomisi yönünden büyük yarar sağlayacağıda kuşkusuzdur....
tescil suretiyle tapusunun iptali ile vekil edeni adına tescilini, olmadığı takdirde ise müdahaleli kısımdaki fıstık ağaçlarının bedelinin davacıdan tahsilini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.03.2005 gününde verilen dilekçe ile mülkiyetin tespiti, Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat, karşı davada ise müdahalenin meni ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davacı ...'ın mülkiyetin tespiti ve tazminat davasının kabulüne, temliken tescil davasının reddine, karşı davacılar ... ve ...'...
Birleştirilen dosyada davalı; davacı ile kardeş olduklarını, 5218 ve 5219 parsel sayılı taşınmazların öncesinde tek parsel numarası ile tapuya kayıtlı olduğunu ve bu taşınmazı davacı ile satın aldıklarını, 1981 yılında kendisince açılan dava sonucu taşınmazın ifraz görerek 5218 ve 5219 parsel numaraları ile tapuya tescil edildiğini, herkesin kendi taşınmazı üzerine evini inşa ettirdiğini beyan ederek, davanın reddini savunmuş; ancak, yapılacak ölçüm sonucu tecavüz bulunması halinde bu kısmın bedelini davacıya ödenmesi karşılığında kendi adına tescilini istemiştir. Mahkemece, davacının müdahalenin önlenmesi ve yıkım talebinin kabulüne, davalının temliken tescil talebi ve davacının ecrimisil talebinin reddine; birleştirilen dava bakımından ise, müdahalenin önlenmesi ve yıkım talebinin kabulüne, davalının temliken tescil talebinin reddine karar verilmiş, hükmün davalı-birleştirilen davacı vekili ve birleştirilen davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 14....
Davalı, davacıya ait taşınmaz üzerinde bulunan yapının davacının bilgisi dahilinde yapıldığını, davacının yapıya uzun yıllar itiraz etmediğini, yapının tamamının ruhsatlı olduğunu belirterek davanın reddini, aksi takdirde taşkın yapının üzerinde bulunduğu taşınmaz parçasının mülkiyetinin uygun bir bedel karşılığında kendisine verilmesini ya da ayni hak tesis edilmesini istemiştir. Mahkemece, davalının el atmada haklı nedeninin bulunmadığı, temliken tescil talebinin sübut bulmadığı, yıkım şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde tehiri icra istekli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalılar aleyhine 06.04.2005 gününde verilen dilekçe ile temliken tescil, olmadığı takdirde mülkiyet tespiti istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 26.09.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava Türk Medeni Kanununun 724. ncü maddesince açılan temliken tescil olmadığı takdirde muhdesatın aidiyet tespitine ilişkindir. Mahkemece kanıtlanmayan davanın reddine karar verilmiş hükmü davacı ve davalılar temyiz etmiştir. 1-Medeni Kanunu’un 718/2 (önceki Medeni Kanunun 644/2.) maddesine göre, arazi üzerindeki mülkiyetin kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer....
Somut olayda; davalı- karşı davacı 2968 ada 1 parsel sayılı taşınmazın arka tarafında bulunan binanın ikinci katını murisinin rızasıyla inşa ettiği, inşa ettiği tarihten beri bu taşınmazı kullandığı iddiası ile temliken tescil, mümkün olmadığı takdirde muhdesat bedelinin tahsilini talep etmektedir. Davalı- karşı davacının kendisine ait olmayan 2968 ada 1 parsel sayılı taşınmazda müstakilen varolan bir binanın ikinci katını inşa ettiği durumda temliken tescil koşullarının gerçekleştiğinden söz edilemeyeceğinden TMK m.724 gereği tapu iptal ve tescil talebinin reddi doğrudur. Ancak dosyadaki bilgi ve belgeler ile tanık beyanlarından anlaşılacağı üzere dava konusu muhdesatın davalı-karşı davacı tarafından yaptırıldığı ispat edilmiştir. Bu durumda mahkemece muhdesat bedeli açısından yukarıda anlatılan ilkeler ışığında TMK m.723 hükmü değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir....
Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Davacı, 582 ada 5 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 24 bağımsız bölüm numaralı villanın Türk Medeni Kanununun 724. maddesi hükmü gereğince temliken tescil, ikinci kademede ise 3 katlı villa satış bedeli, ... duvarı bedeli ve 14.04.2008 tarihli bilirkişi raporunda belirlenen ağaçların bedeli ile 500 m2 yere karşılık ödenen arsa bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının temliken tescil talebi kabul edilmiş, davalının temyizi üzerine hüküm Dairemizce bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyulmuş, temliken tescile ilişkin davacı talebi reddedilmiştir....
Böyle bir irtifak hakkı yoksa, durum ve koşullar haklı gösterdiği takdirde, taşkın yapıyı iyi niyetle yapan kimse, uygun bir bedel karşılığında taşan kısım için bir irtifak hakkı kurulmasını veya bu kısmın bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin kendisine devredilmesini isteyebilir. Diğer taraftan, TMK'nın 725.maddesine dayalı temliken tescil talebi ayrı bir davaya gerek olmaksızın açılan davada savunma yoluyla da ileri sürülebilir. Esasen bu kuralın uyuşmazlıkların en kısa sürede sağlıklı biçimde çözümlenmesi ve dava ekonomisi yönünden büyük yarar sağlayacağı da kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, davalının temliken tescil savunması bakımından TMK'nın 725. maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir. Davalının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir....
Davacı ...; çekişmeli 2309 parsel sayılı taşınmaz hakkında kadastro öncesi nedenlere dayanarak tapu iptali ve tescil, bu talep yerinde görülmezse TMK’nın 724. maddesi gereğince temliken tescil istemiyle 06.06.2013 tarihinde dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı ..., çekişmeli 2309 parsel sayılı taşınmaz hakkında öncelikle kadastro öncesi hukuki nedene dayanarak tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuş, bu talep yerinde görülmediği takdirde ise TMK’nın 724. maddesi gereğince yapı değeri arazi değerinden fazla olduğundan arazinin uygun bedel karşılığı tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir. Mahkemece; davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir....