Alacağın bir ivaz karşılığında temlik edilmesi halinde Yasa (BK. 169/I. md.) temlik edene bir garanti (sağlama, tekeffül) borcu yüklemektedir. Temlik eden, her şeyden önce alacağın temlik zamanındaki varlığından sorumlu bulunmaktadır. Alacağın tahsil amacıyla temlik edilmesi halinde de (BK. 170. md.) temlik edene bir garanti borcu öngörülmüştür. Bu durumda temlik alan davacıya, BK' nın 169. Maddesi uyarınca temlik eden, dava dışı borçlu ... Un Sanayi ve Ticaret Limited ŞTİ' nin Bursa 2.İcra Müd.'nün 2006/1262, 2006/2321, 2006/2333 ve 2006/2350 esas sayılı dosyalarındaki alacağı garanti etmekte olup temlik tarihi itibariyle davalı tarafından haricen tahsil edilen bedelin 12/02/2019 tarihli bilirkişi heyeti raporunda belirtildiği üzere 156.040,90 TL olduğu, bu miktar yönünden davalı temlik eden tarafından haricen tahsilat yapıldığının açıkça davacıya temlik sözleşmesinde bildirmesinin zorunlu olduğu, her ne kadar davalı tarafından temlik sözleşmesinin 3....
- K A R A R - Mahkeme kararını "Temyiz eden davacı (temlik alan) sıfatıyla katılma yolu ile temyiz eden ... Yönetimi AŞ. Vekili temyiz dilekçesinde, dosyanın ... 21. Noterliğinin 21.06.2013 tarih ve 13690 yevmiye numaralı temliknamesi ile davacı ... AŞ.'den temlik alındığını belirttiği halde bahsedilen temlik belgesine dosya içerisinde rastlanılmadığından anılan temlik belgesinin eklenmesinden sonra yeniden gönderilmek üzere dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 16.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ye temlik edildiği, anılan temlik işleminin geçersizliğine ilişkin olarak temlik eden alacaklı ... tarafından yapılan şikayetin, Kocaeli 1. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 01.04.2014 tarih ve 2014/ 195 E., 2014/ 169 K. sayılı kararı ile reddedildiği ve bu kararın temyiz edilmeyerek 29/04/2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Anılan karar, temlik eden ...'un temlik işleminin geçersizliğine ilişkin iddiaları hususunda kesin hüküm niteliğinde olup, bu aşamada temlik işleminin geçersizliği tartışma konusu yapılamayacağından sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Mahkeme kararını temyiz eden ...'un, takip dosyasındaki alacağını temlik etmesi ile takipte taraf sıfatı kalmadığından aleyhinde yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsiz olup, mahkeme kararının bu nedenlerle bozulması gerekmekte ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Temlik eden alacaklı ...'...
Şubesine temlik edildiği; ancak, temlikname karşılığı temlik alacaklısı bankadan almış olduğu kredi sebebiyle temlik edilen alacağın davalı yanca, bankaya ödenmemesi sebebiyle faiz ödemesinde bulunulduğu ileri sürülerek; 120.731,59 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesi istenmiştir. 01.09.2008 tarihli temliknamenin kapsamı ve temliknamede gösterilen alacak miktarı, yanlar arasında çekişmeli değildir. Somut olayda uygulanması gereken 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 168. maddesi hükmü gereğince, bir alacağın temliki, temlik edenin şahsına özgü olanlar dışındaki önceki haklarını ve diğer ek haklarını da kapsar. Bu yasal nedenle, temlik edilen alacak, temlik edilene, temlik eden ne durumdaysa, o durumu ile ve bu kapsamda üstünlük ve sakatlıkları ile birlikte bir bütün halinde geçer....
Davalı vekili, müvekkilinin davacıya borcu olmadığını, davacının müvekkilinden olan alacağını 4.9.2007 tarihinde daha dışı Arpi Tavukçuluk Ltd.Şti.ne temlik ettiğini, aradan üç ay geçtikten sonra 3.12.2007 tarihinde temlik sözleşmesini feshettiğini bildirdiğini, fesihten önce borcun temlik alana ödendiğini belirterek davanın reddini istemiştir. Davacı vekili, 4.9.2007 tarihli temlik sözleşmesi gereği 30.11.2007 tarihinde yapılması gereken 40.000.00.-TL.lık ödeme yapılmadığı için 3.12.2007 günü temlik sözleşmesinin hem temlik alana hem de borçlu davalıya bildirildiğini belirtmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucu temlik sözleşmesi hükümlerine uyulmaması nedeniyle temlik sözleşmesinin feshedilmesinin yasaya aykırı olmadığını ancak usulüne uygun depo emri kararına rağmen davalı borçlunun borcunu ödemediğinden itirazın kaldırılmasına, davalının iflasına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
BK’nun 163. maddesi hükmüne göre de temlik sözleşmesi temlik edenle temlik alan arasındaki yazılı sözleşme ile kurulabilir. Temlik, alacağın ona bağlı bütün (yan ve öncelik) hakları ile birlikte devralana geçmesini sağlar ve bu işlem yapılırken borçlunun rızası alınması gerekmez. Temlik, hatta borçlunun muhalefetine rağmen geçerli olarak doğar ve hükümlerini hasıl eder. Borçlunun temlikten sonraki asıl muhatabı artık alacağı devralan (temellük eden) kişidir. Bu itibarla borçlunun borçtan kurtulabilmesi için temlik işleminden sonra borcunu devralan kimseye ifa etmesi gerekir. Kural budur. Şu hale göre temlik anına kadar borçlu temlikin dışında iken temlik anından itibaren evvelki alacaklı temlik işleminin dışına çıkmaktadır. Temlikin temlik edenle, borçlu (arsa sahibi) arasında bazı ilişkilerin doğmasına neden olacağı çok açıktır. Zira temlik alan evvelki alacaklının yerine geçmiş, borçludan (arsa sahibinden) ifayı istemek, gerektiğinde de borçluyu ifaya zorlamak onun hakkı olmuştur....
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılamada toplanan delillere göre; davanın reddine karar verilmiş; hüküm,temlik eden davacı ING Bank A.Ş vekili ve temlik alan davacı ...vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Hukuki bir işlem (tasarrufi işlem) olan alacağın temliki sonrasında alacak üçüncü kişiye intikal etmektedir. Bu andan itibaren üçüncü kişi, borçlu karşısında alacaklı sıfatını kazanmaktadır. Niteliği itibariyle alacağın temliki, alacaklının tasarruf işlemidir. Temlik, alacağın tamamı için yapılabileceği gibi bir kısmı için de yapılabilir. Tam temlikte alacağın aslı ve fer’ileri temlik alana geçmekte olup, alacaklı borç ilişkisinde taraf olmaktan çıkar. Kısmi temlikte ise, temlik edilen asıl alacak ve bu oranda fer’ilerinin temlik alana geçmesi söz konusudur. Temlik edilmeyen kısım itibariyle borçlunun temlik eden alacaklıya karşı sorumluluğu devam eder. Temlik alan, temliki ve alacağın varlığını ispat ederek borçludan talepte bulunur....
ndan temlik alınmış olup, temlik eden bankanın 5411 sayılı Kanun'un 143. maddesi uyarınca harçtan muafiyeti bulunmaması nedeniyle temlik alan davalının da harçtan muaf tutulması mümkün değildir. O halde hükmü temyiz eden temlik alan davalı ....'den nisbi temyiz harcının ve temyiz yoluna başvurma harcının ikmaline yönelik HUMK'un 434/3. maddesi uyarınca işlem yapıldıktan sonra sonucuna göre gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 08/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesi kararına göre icra dosyasında alacağın tüm ferileri ile birlikte 3. bir kişiye temlik edilmiş olduğunu ,alacağın ferileri ile birlikte temlik edilmesi halinde temlik eden alacaklının takip yetkisinin bulunmaması ile vekalet ücreti hariç temlik işlemi yapılmasının farklı olduğunu ,Beyoğlu 34....
Bu itibarla borçlunun borçtan kurtulabilmesi için temlik işleminden sonra borcunu devralan kimseye ifa etmesi gerekir. Kural budur. Şu hale göre temlik anına kadar borçlu temlikin dışında iken temlik anından itibaren evvelki alacaklı temlik işleminin dışına çıkmaktadır. Temlikin, temlik edenle borçlu (arsa sahibi) arasında bazı ilişkilerin doğmasına neden olduğu çok açıktır. Zira temlik alan evvelki alacaklının yerine geçmiş borçludan (arsa sahibinden) ifayı istemek, gerektiğinde de borçluyu ifaya zorlamak onun hakkı olmuştur. Arsa sahibi ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunan yükleniciden sözleşmesinde ona bırakılması kararlaştırılan bağımsız bölümü temlik alan üçüncü kişinin, arsa sahibini (borçluyu) ifaya zorlayabilmesi için öncelikle temlik işlemini ve işlemin sıhhatini kanıtlaması gerekir. Fakat temlik işlemi kanıtlanmış olunsa da yukarıda açıklandığı üzere ifa talebinin muhatabı olan arsa sahibi ifaya derhal uymak zorunda değildir....