WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ne temlik edildiği, temlik sözleşmesinin takip dosyasına 12.01.2010 tarihinde sunulduğu anlaşılmaktadır. Belirtilen sözleşme, noter temliknamesi ve ekli listeye göre, temlik edilen alacak miktarı belirtilmediğinden, diğer bir anlatımla, alacağın bir kısmının temlik edildiğine dair açıklama bulunmadığından, takip konusu alacağın tamamının temlik edildiği kabul edilmelidir. Aksi durumun ispatı, yargılamayı gerektirir. Kaldı ki, temlik edilmediği iddia edilen kısım için alacaktan feragat ve vazgeçme de söz konusu değildir. Dairemizin bozma ilamında geçen 18.600 TL üzerinden temlik işlemi yapıldığının tarafların kabulünde olduğuna ilişkin ifadelerin (Varlık Şirketi'nin bu konuda bir kabulünün bulunmadığı anlaşılmakla) maddi hataya dayandığı görülmektedir. Ayrıca, alacağı temlik vererek artık alacaklı sıfatı kalmayan ...'...

    Davacı ile dava dışı ... arasında akdedilen tarihsiz temlik sözleşmesi uyarınca ...'nin davalı ...'nden olan 280.000,00 TL miktarındaki alacağı davacıya temlik edilmiş, temlik sözleşmesi borçlu ...'ne bildirilmiş ve borçlu ... tarafından önceki alacaklı temlik eden ...'ne hitaben yazılan 09.01.2009 tarihli yazıda temlik sözleşmesinde kararlaştırılan 280.000,00 TL'nin Şubat 2009 tarihinden itibaren temlik alan durumundaki ...'ye ödeneceği açıkça belirtilmiştir. Davacı ile dava dışı ... arasındaki temlik sözleşmesinin dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanununun 163. maddesine uygun şekilde yapıldığı ve geçerli olduğu açıktır. Nitekim bu husus yerel mahkemeninde kabulündedir. Borçlu şirket olan davalı temlikten haberdar olmuş ve temlike konu borcu temlik alan davacı şirkete ödeyeceğini 09.01.2009 tarihli yazısıyla temlik eden şirkete bildirmiştir....

      nca yatırılan destekleme ödemesinin davalı banka tarafından haksız olarak kendisine ödenmediğini ileri sürmüş, davalı da, davacı tarafından söz konusu paranın dava dışı şirkete temlik edilmiş olması nedeniyle ödenmediğini savunmuştur. Dosya kapsamında bulunan 27/09/2013 tarihli temlik sözleşmesinden, davacı şirketin, ... Kaymakamlığı .... İlçe Müdürlüğü'nün 27/09/2013 tarihli yazısı ekinde yer alan hakediş formunda belirtilen 318.750 TL tutarında alacağını temlik alana devir ve temlik ettiği anlaşılmaktadır. Esasen de dosya kapsamındaki uyuşmazlık bu temlik sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı temlik sözleşmesinin geçerli olmadığını ileri sürmekte, davalı ise bu temlik sözleşmesi uyarınca davacının bu parayı talep edemeyeceğini savunmaktadır. Oysa, yukarıda da açıklandığı üzere alacağını temlik eden davacı, temlik alan dava dışı şirket, borçlu ise yine dava dışı ... Kaymakamlığı .... İlçe Müdürlüğü'dür. Zira, ... Kaymakamlığı ......

        Davalı şirket beyanında özetle; temlik eden tarafından üstlenilen işin sözleşmeye uygun şekilde yerine getirilmemesi nedeni ile taşaronluk sözleşmesinin müvekkili tarafından 18.01.2013 tarihinde fesh edildiğini, dava dışı temlik edenin taşaronluk sözleşmesi kapsamındaki edimlerini yerine getirmediğini, teknik raporlar ile belirlenmesinden sonra durumu temlik edene ihbar edilmesi sonrası aksaklıkların giderilmemesi nedeni ile feshin gerçekleştirildiğini, bu nedenle temlik edene hak ediş ödemesinin yapılmadığından temlik alana ödeme yapılmadığını, temlik sözleşmesine konu borçtan müvekkilinin sorumluluğuna dair bir taahhüt bulunmadığını, taahhüdün temlik eden tarafından verildiğini, müvekkiline ait imzanın sadece temlik sözleşmesinin müvekkili kayıtlarına alındığına ilişkin teyit yazısı olduğunu, fesh edilen sözleşme nedeni ile müvekkilinin temlik edene borcu olmadığı gibi alacağı bulunduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir....

          Hukuk Dairesince HMK’nun 353/1-b-1 uyarınca esastan reddine ilişkin hüküm davacı-temlik eden/temlik alan vekilince temyiz edilmiştir. Dosyada bulunan kanıt ve belgelere kararın dayandığı gerekçeye göre ilk derece mahkemesince verilen davanın usulden reddine ilişkin karara karşı yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davacı-temlik eden/temlik alan vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun olan hükmün HMK'nun 370. maddesi gereğince ONANMASINA, temlik eden-temlik alan davacıdan peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 25/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; öncelikle davanın usulden reddedilmesi gerektiği zira, temlik tarihi 22.11.2006 olmasına rağmen eldeki dava 24.02.2010 tarihinde açılmış olup, zamanaşımı süresi geçtiği, temlik sözleşmesinin 2 ve 3 ve 5. maddelerinin incelenmesinde banka tarafından yapılan işlemlerin temlik alana bildirilmiş ve temlik alan bu iş ve işlemleri kabul ederek dosyayı temlik aldığı, hatta bu temlik işlemi dolayısıyla, temlik öncesi yapılan iş ve işlemler için bankayı da peşinen ibra ettiği, davalı banka aleyhine hiç bir dava da ikame etmeyeceğini kabul ve taahhüt ettiği, temlik konusu alacağı borçludan kısmen veya tamamen tahsil edemediği takdirde temlik edenden her ne nam altında olursa olsun herhangi bir alacak veya tazminat talep edemeyeceği ve temlik alan bütün bu haklarından gayrikabili rücu olarak vazgeçtiği, bu nedenle huzurdaki davanın belirtilen maddelere aykırı olduğu, temlik tarihinden önce yapılan tahsilatların bir takip işlemi...

              İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, dava dilekçesini tekrarla, temliknamede temlik bedeli takip çıktısı olarak gösterilmiş ise de, tüm hukuki vecibeleri ile birlikte temlik edildiğini, alacaklı temlik eden vekilinin dosyadaki tüm alacağın müvekkiline temlik edildiğini beyan ederek, temliknameyi sunduğunu ve borçlulara muhtıra tebliğini istediğini, temlik kısmi temlik olsa idi, temlik eden vekilinin talebinde alacağının belli bir kısmını müvekkiline devredildiğini ve kalan kısım yönünden kendilerinin alacaklı sıfatı olduğunu da beyan edeceğini, temlikname kısmi temlik olmayıp, alacağın yalnız ......

              Temlik alan alacaklı ... vekili şikâyet yolu ile icra mahkemesine başvurarak temlik eden alacaklı ...’in borcundan dolayı temlik alan alacaklı müvekkilinin alacağına haciz konulamayacağını ileri sürerek Urla İcra Müdürlüğünün 2015/167 E. sayılı dosyasından verilen “alacak haczinin kaldırılması talebinin reddi” kararın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. 30. Temlik eden ... ve temlik alan ... vekili arasında adi yazılı şekilde düzenlenen 29.04.2015 tarihli alacağın temliki sözleşmesinde; temlik edenin alacaklı olduğu Urla İcra Müdürlüğünün 2015/167 E. sayılı dosyasından doğmuş ve doğacak bütün alacaklarını TBK’nın 183. maddesine ve devamı hükümlerine göre gayrikabili rücu olarak temlik alana devir ve temlik ettiği, temlik alanın, temlik edenin vekili olan Av. ... adına kayıtlı ... Bankası ... numaralı hesabına 28.000TL ödeme yapacağı kararlaştırılmıştır. 31. ......

                Davalı iş sahibi bu yasak nedeniyle temlik alan davacıya ödeme yapmaktan kaçınabilir ise de, davalı idare temlikname kendisine bildirilmesine rağmen reddetmeyip 03.08.2011 tarihli davacı temlik alana yazısıyla, temliknamenin taraflarına 03.08.2011 tarihinde ihbar ve tebliğ edildiğini, temlik sözleşmesine konu alacakların, kanundan ve sözleşmeden doğan ve doğacak kesinti ve cezalar hariç hariç olmak üzere bankaya devir ve temlik edilmesine muvafakat ettiklerini, üzerinde haciz, ihtiyati haciz, ihtiyati tedbir, rehin veya bankaya yapılan temlik dışında 3. şahıslara verilmiş temlik gibi başkaca herhangi bir takyidat bulunmadığını ve temlik edilen alacağı temlik sözleşmesi hükümleri gereğince şubeye ödeyeceklerini peşin ve gayri kabili rücu olarak beyan, kabul ve taahhüt etmiş olup, temlike onay vermiştir....

                  Şti. arasında 22/06/2012 tarihinde akdedilmiş olan 2.sıradaki temliknameyi kabul ederek kayıtlarına işlediğini ve bu temlik haricinde kendilerince onaylanmış başka bir temlik ve/veya temlik talebi bulunmadığını bildirdiğini, davalı temlik borçlusu belediyenin kendisine tebliğ edilerek bildirilen temlik işlemine rıza göstermediğini açıkça müvekkil bankaya bildirmediğini, bu bildirime sessiz kalarak rıza gösterdiğini ileri sürerek müvekkil bankanın 1. sırada temlik alıcısı olduğundan ve davalı belediyenin, 2. sırada temlik “alıcısı olan dava dışı ...Ltd. Şti'ye haksız ödemede bulunma ihtimali bulunduğundan temlik tarihi ile dava tarihi arasında temlik edenin davalı belediye nezdinde doğan faturalandırılmış ve faturalandırılmamış alacağının tespitine, müvekkil bankanın 1.sırada temlik alacaklısı olduğundan dava dışı temlik eden ... Ltd....

                    UYAP Entegrasyonu