Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

- K A R A R - İhtiyati haciz isteyen vekili, taraflar arasındaki tek yetkili satıcılık sözleşmesi uyarınca çeklerden birinin karşılıksız kalması halinde tüm borcun muaccel hale geleceğinin kararlaştırıldığını, asıl borçlunun verdiği iki çekin karşılıksız kaldığını, kefil ... ...' in de borçtan sorumlu olduğunu belirterek hesap ekstresinde borç olarak görünen 193.269 TL' nin tahsilinin temini amacıyla ihtiyati haciz isteminde bulunmuştur. Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşmenin 15. maddesinin alacağı muaccel hale getirmeyeceği, ayrıca alacağın vadesinin geldiğine dair belge sunulmadığı, İİK' nun 257/2. maddesinin koşullarının gerçekleşmediği gerekçeleriyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş kararı ihtiyati haciz isteyen vekili temyiz etmiştir....

    İncelenen mahkeme kararına konu uyuşmazlığın tek satıcılık ilişkisinden kaynaklandığı, ---- münhasır yetkisine giren bir husus olmadığı anlaşılmıştır....

      den yaptığı, davalının doğrudan davacı adına fatura düzenlemediği, davalının davacıyı alt yetkili servis olarak gördüğü ve icazet verdiği düşünülse bile yetkili satıcılık sözleşmesinin sona ermiş olması nedeniyle davacının taraf olduğu yetkili mekanik servis sözleşmesinin de kendiliğinden sona ermiş olacağı, bu durumda davacının ancak aralarında borç ilişkisi bulunan taraftan tazminat isteyebileceği, davacının davalı ile arasındaki yetkili servis veya yetkili satıcılık sözleşmesinin varlığını ispatlayamadığı, dolayısıyla taleplerinin haksız olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        Grubunun önce 2015 yılında müvekkilinin ... isimli çalışanını ayarttığını, bu yolla müvekkilinin müşteri sırlarına (portfoyüne), pazarlama tekniklerine vakıf olduğunu, Mayıs 2018'de müvekkilinin ... markalı mallarını satan satış müdürü ... ile ... markalı malları için servis ve yedek parça hizmeti veren ... isimli çalışanlarını ayartarak kendi bünyesine kattığını, böylelikle müvekkilinin 35 yıllık emekle oluşturduğu pazara hakim olmaya çalıştığını, sonrasında da müvekkilinin üzerindeki ekonomik gücünü kullanarak, mal vermemekle tehdit etiğini ve tek satıcılık sözleşmesini sırasıyla yetkili satıcılığa, ardından normal satıcılığa çevirdiğini, sonrasında da satıcılık sözleşmesini yenilemeyerek feshettiğini ileri sürerek, TTK'nın 122. maddesinde düzenlenen denkleştirme tazminatı nedeniyle 240.340 Euro'nun, tek satıcılık sözleşmesine rağmen davalının Türkiye pazarına sattığı mallardan kaynaklanan kar mahrumiyeti nedeniyle ve belirsiz alacak hükümleri çerçevesinde 10.000 TL'nin, davalının müvekkilinin...

          listesini müvekkiline vererek müşterilerle irtibat kurmasına yardımcı olacağını taahhüt ettiğini, yine davalı şirketin ... ürünlerinin farklı bir marka adı altında veya ad altın aynısını /benzerini doğrudan veya dolaylı yollarla üretmeyeceğini, bu malzemeleri üretecek olan şirket ve kişilerle fiili veya resmi ilişki ve bağlantı içinde bulunmayacağını, yardımcı olmayacağını kabul beyan ve taahhüt ettiğini, fakat davalının sözleşmeye konu ve tek satıcılık yetkisi verilen ürünleri gerek kendisine ait olan ... isimli şirketten, gerekse kardeşinin kurmuş olduğu "......

            Hukuk Dairesinin 2017/745 esas, 2017/690 karar sayılı kararı) Son olarak davacı yanın TTK'nın 122 ve 123. maddelerine dayalı denkleştirme tazminatı ile rekabet yasağından kaynaklı maddi tazminat istemi irdelenmiş olup davacı yanın davalının acentesi olduğunu iddia ederek anılı tazminat taleplerini ileri sürdüğü, davalının ise acentelik ve münhasırlık ilişkisinin bulunmadığını savunduğu anlaşılmış olup uyuşmazlığın; bayilik sözleşme ilişkisinin davacıya acentelik/tek satıcılık vasfını sağlayıp sağlamadığı, davacının acente /tek yetkili satıcı olmasına yönelik sürekli bir anlaşmanın olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır....

              Her ne kadar davacı, taraflar arasında tek satıcılık sözleşmesi bulunduğunu belirtmiş ise de taraflar arasındaki sözleşmenin niteliği itibariyle, davalıya ait ürünlerin davacı tarafından belirlenen bir bölgede satışına ilişkin bayilik sözleşmesi olduğu açıktır. Esasen bayilik sözleşmesi ile tek satıcılık sözleşmesi arasında, zamanaşımı süresi bakımından her hangi bir fark bulunmamaktadır. Sözleşmenin feshi tarihi itibariyle, uyuşmazlığa 818 sayılı BK hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Fesih iradesi, karşı tarafa varması gereken tek taraflı bir irade açıklaması olup, karşı tarafa ulaşmasıyla sonuç doğurur. Esasen gönderilen fesih ihtarı tebliğ edilmemesine rağmen önceki yargılamadaki cevap dilekçesinin tebliği ile davacı fesihten 2005 yılında haberdar olmuştur....

                DAVA KONUSU : (Bayilik Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 18.03.2004 tarihli 2 yıllık bayilik sözleşmesi imzalandığını, müvekkili şirketin, 18.03.2004 tarihinden itibaren davalı şirketin Türkiye hudutları dahilinde davalı şirketin üretmekte olduğu T-BOX markalı ürünlerin sözleşmede belirtilen satış noktalarında pazarlanmasını, dağıtımını ve satışını yapmaya başladığını, bu durumda taraflar arasında geçerli bir tek satıcılık ilişkisinin kurulduğunun İstanbul 36....

                satıcılık sözleşmesi olduğunu, davalı şirketin tek satıcılık sözleşmelerinin her ikisini de ihlal ettiğini, davalı şirketin davaranışlarının her halükarda Medeni Kanun md. 2 ve culpa in contrahendo hükümleri uyarınca dahi hukuken himaye edinilmemesi gerektiğini, davalı şirketin kendi ihlallerinin ortaya çıkmasından sonra dahi bunu gidermek yerine akde aykırı davranmaya devam ettiğini ve müvekkilinin sözleşmedeki satış hedeflerini gerçekleştirmesini engellediğini, davalı şirketin her iki sözleşmeyi de ihlal ettiğini ve bu ihlalini de kasıtlı bir şekilde devam ettirdiğini ayrıca müvekkili davacı T1 açısından davalı şirkete süre vermenin bir anlamı ve gereğinin de kalmamış olduğunu, müvekkilinin davacıdan sözleşmenin ifası yükümlülüğünü talep hakkından vazgeçerek B.K....

                Davalı, düzenlenen sözleşmenin bedelsiz bayilik sözleşmesi olduğunu, idarenin aynı bölgede başka bayilikler tahsis etmesine engel olmadığını, gerektiğinde idarenin sözleşmeyi tek taraflı fesih edebileceği gibi sözleşmenin fesih edilmesi halinde tarafların herhangi bir hak talebinde bulunmayacağının düzenlendiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, davacının iddiasına göre, tek satıcılık sözleşmesine dayalı olarak maddi tazminat istemine ilişkindir. Davacı, davalının bayisi iken başka firmaya da bayilik verildiği gerekçesiyle sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini iddia ederek, haksız rekabet nedeniyle kar mahrumiyetinden doğan maddi zararın tazmini için ... bu davayı açmış bulunmaktadır. Taraflar arasında varlığı kuşkusuz olan bayilik sözleşmesinde davacının dağıtım yapacağı bölgede tek bayi olacağına dair herhangi bir kararlaştırma olmadığı analaşılmaktadır....

                  UYAP Entegrasyonu