Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Böylelikle tek satıcıya sözleşme bölgesinde sözleşme konusu malları bizzat satma hakkının tanınması yanında; üreticiye de, bu bölgede doğrudan satış yapmayı ve rekabet hukukuna aykırılık oluşturacak şekilde malları üçüncü kişilere sattırmasını engelleyen yükümlülükler koydurmaktadır. Bunun karşılığında tek satıcı da sözleşme bölgesinde malların sürümünü arttırıp geliştirmeyi ve hızlandırma yükümlülüğü altına girmektedir. Bu yükümlülükler ve haklar tek satıcılık sözleşmesinin taraflar arasındaki çerçeve sözleşme konusunu oluşturmaktadır. Diğer taraftan üreticinin malları tek satıcıya teslim etme hak ve borcu ile tek satıcının malları teslim alıp bedelini ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu safhadaki hak ve yükümlülükler ise; sözleşmenin uygulama aşamasını oluşturmaktadır. Tek satıcılık sözleşmesinin tipik özelliğini oluşturan münhasırlık kavramı ise, tek satıcılık kavramını distribütörlükten ayırmaktadır. Cezai şart, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (6098 s....

    Şirketinin Türkiye sınırları içerisindeki tek satıcısı olduğunu, ... ... Şirketinin, Amerika merkezli ... grubu tarafından satın alındığını ve unvanını değişerek ... olduğunu, müvekkilinin tek satıcılık sürecinde, Türkiye'nin tüm şehirlerindeki ticaret borsaları, tarım kredi kooperatifleri, un ve yem fabrikaları, tahıl ticareti yapan şirketler ve lisanslı tahıl depolama şirketleri nezdinde, davalının ... marka ürünlerini tanınır kıldığını, ......

      Tek satıcılık sözleşmesinde, sözleşmelerin nisbiliği ilkesi uyarınca kural olarak edimler ve yükümlülükler bu sözleşmenin taraflar arasında yani yapımcı ile tek satıcı arasında karşılıklı olup, üçüncü kişilere herhangi bir yükümlülük getirmez, zira tek satıcıya bu bölgedeki tekel hakkını tanımak ve bu olanağı sağlamak yapımcıya düşen akdi bir edim olmaktadır. O halde tek satıcının bu hakkını üçüncü kişilere karşı haksız rekabet yolu ile koruması ilke olarak mümkün değildir....

        arttıracak şekilde faaliyette bulunma yükümlülüğünü üstlendiğini, bu sözleşmede üretici/ sağlayıcının , işletmesinin ürettiği veya tedarikini yaptığı ürünlerin tamamını veya bir kısmını tekel halinde satış yetkisinin belirli bir süre için ve belirli bir yer veya coğrafi bölgede bayiye vermesi halinde tek satıcılık sözleşmesinden bahsedileceğini, davacı tarafın tek satıcı niteliğinde olup olmadığının tespiti bakımından sözleşme hükümlerine bakılması gerektiğini, davacı bayinin faaliyet alanının küçükyalı / İstanbul olarak belirlendiğini, sözleşmenin 1....

          Türkiye çapında tek yetkili distirübörü olarak faaliyet gösterdiğini, davalının müşterilerinden olan ... ve ... ile birebir görüşmelerde bulunarak iş ilişkisi kurduğunu, bu suretle taraflar arasındaki davacı lehine münhasırlık kaydının ve tek satıcılık ilişkisini ihlal ettiğini iddia ettiğini, tek satıcılığını imalatçının ürünlerin tamamını veya bir kısmını belirli bir coğrafi bölgede "inhisari" olarak satmak üzere tek satıcıya gönderdiği bir distribütörlük türü olduğu oysaki davacı lehine herhangi bir münhasırlık kaydı veya taraflar arasında tek satıcılık ilişkisi mevcut olmayıp bu yöndeki tüm beyan ve iddiaların gerçek dışı olduğunu, davacının dava dilekçesinde taraflar arasındaki ticari ilişkinin davacı şirketin tek satıcılık ticari sözleşmesine aykırı davranışı sebebiyle haklı nedenle fesh edildiğini iddia ettiğini, oysa yukarıda da açıkça ifade edildiği üzere taraflar arasında olsa olsa bir distribütörlük sözleşmesi bulunmakta olup herhangi bir münhasırlık kaydı içeren bir ticari ilişki...

            Uyuşmazlık Toptan Satıcılık Sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Anılan sözleşmenin Malatya Başmüdürlüğünde (Malatya’da) imzalandığı dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Davalı, Anonim Şirket statüsünde bir hükmi şahıstır. HUMK.nun 17.maddesine göre hükmi şahsın şubesinin işlemlerinden dolayı o şubenin bulunduğu mahalde dahi dava açılabilir. Aynı Yasanın 10.maddesinde ise “müddeialeyh veya vekili dava zamanında orada bulunmak şartı ile akdin vuku bulduğu mahal mahkemesinde de dava açılabileceği” hükme bağlanmıştır. Her ne kadar sözleşmede İstanbul Mahkemelerinin yetkisi konusunda yetki şartı bulunmakta ise de bu yetki şartı diğer yetki kurallarını ortadan kaldırmaz. Bu husus yerel mahkemenin gerekçesinde de belirtilmiştir. Bu durumda somut olay bakımından Malatya Mahkemelerinin’de yetkili olduğunun kabulü gerekirken, mahkemece yanılgılı gerekçelerle yetkisizlik kararı verilmesinde isabet görülmemiştir....

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dosyaya tek satıcılık sözleşmesi sunulmadığı, tek satıcılık sözleşmesi olduğunun davacı tarafça ispat edilemediği, bunun dışında ... Şirketinin devamlı surette Ankara bölgesindeki birçok firmaya direkt satış yaptığı, 2012 yılı içerisinde Ankara bölgesi dahilinde davacı firma dışında birbirinden farklı 6 firmaya satış yapıldığı ve bu satış tutarının 153 tona ulaştığı, 2013 yılında aynı şekilde satışların devam ettiği, dava dışı firmalara 130 ton satış yapıldığı, davalı ... Ltd....

                Kambiyo senedi düzenlenmesi tek başına borcun yenilenmesi anlamında kabul edilemez. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK'nun 114/1. maddesi uyarınca borcun yenilendiğinin sözleşmeden açıkça anlaşılması lazımdır. Taraflar arasında çek verilmekle borcun yenilendiğine dair bir sözleşme bulunmadığına göre, tahsilde tekerrür olmamak koşulu ile alacaklının hem cari hesap ilişkisine dayanarak hem de kambiyo senetlerine dayanmak suretiyle alacağını takip ve dava etmesi mümkündür. Takiplerin işlemsiz bırakılması davacının alacağını sona erdiren bir neden olarak kabul edilemez. Taraflar arasındaki yetkili satıcılık sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklar 818 sayılı BK.'nun 125. maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımına tabi olup, zamanaşımı süresi içinde alacaklının alacağını dava edebileceğinin kabulü gerekir. Zira, aksi yönde bir yasal düzenleme bulunmamaktadır....

                  . - K A R A R - Davacı vekili, yanlar arasında akdedilen satıcılık sözleşmesi uyarınca müvekkilinin edimlerini yerine getirdiğini, fakat davalının sözleşmede belirlenen kotayı doldurmadığını, cari hesaptan kaynaklı borcunu zamanında ödemediğini, dolayısıyla edimlerini yerine getirmediğini ileri sürerek cari hesap alacağı, nakit verilen yardım bedeli, bedelsiz verilen malların bedeli, emanet bırakılan soğutucular bedeli ve cezai şart alacağı olmak üzere toplam 12.144,75 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, yanlar arasındaki sözleşmenin halen feshedilmiş olmadığını, müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını, sözleşmeyi davacının müvekkiline mal vermeyerek ihlal ettiğini, teslim edilen 3 adet soğutucunun iade edilmeye hazır bir şekilde bekletildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

                    Mahkemece, davalı şirket yetkilisinin taraflar arasında 01.04.2004 tarihli bayilik sözleşmesini ikrar eden tespit dosyasında yapılan 16.12.2004 tarihli keşif sırasında ki beyanına göre taraflar arasında tek satıcılık sözleşmesi olduğunun tartışmasız hale geldiği, tüm dosya kapsamından davalının tek satıcılık sözleşmesine aykırı olarak rakip firmaya ait ürünleri satıp, satışa arz ederek haksız rekabette bulunduğu gerekçesi ile davacı vekilinin maddi tazminat istemlerini atiye terk ettiği beyanına davalı vekilinin atiye terke muvafakatı nedeniyle asıl dava ve birleşen davadaki maddi tazminata yönelik istem hakkında karar verilmesine yer olmadığına, dosyadaki maddi ve hukuki olgular taraflar arasındaki sözleşmenin kuruluşundan sözleşme ihlaline kadar geçen süre, yapılan işin niteliği dikkate alınarak manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 5.000.00 YTL’ nin 16.12.2004 tarihinden itibaren kanuni faizi ile davalıdan alınıp, davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı şirket vekili...

                      UYAP Entegrasyonu