WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nin ise fesihten sonra 09/10/2015 tarihinde Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü'ne tescil edilerek kurulduğu, tek ortağının davalılardan ... olmasının tek satıcılık sözleşmesinin feshinden sonra kurulan bu şirketi tek satıcılık sözleşmesi hükümlerinden dolayı (organik bağ idddiası olsa dahi) sorumlu hale getirmeyeceği, davacının tek satıcılık sözleşmesinden doğan maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden, sözleşmenin feshinden sonra kurulan davalılardan ... Ltd. Şti.'nin pasif husumet sıfatının bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Her ne kadar Mahkememizin önceki kararında pasif husumet hususu dava şartı olarak değerlendirilmiş ise de, pasif husumetin dava şartı olmadığı, buradaki eksikliğin pasif husumet ehliyeti değil pasif husumet sıfatı olduğu kabul edilmiştir. Yargıtay HGK’nun 14.04.2022 gün ve ... E. ......

    İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; Dava, "Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)" davasıdır. Mahkememizce Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi'ne yazı yazılarak gerekli belgeler alınarak dosyamız arasına konulmuştur. Mahkememizin ... Esas ... Karar sayılı ilamının istinaf incelemesi neticesinde; Ankara BAM. HD'nin 19/10/2020 tarihli ilamı ile istinaf başvurusunun esastan reddine temyiz yolu açık olarak karar verildiği, temyiz başvurusu üzerine, Yargıtay . Hukuk Dairesi 20/06/2022 tarihli ilam ile temyiz isteminin miktar yönünden reddine karar verilerek, Mahkeme kararının 20/06/2022 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Somut olayda; davacı şirket ile davalı şirket arasında 2004 yılında başlayan tek satıcılık ilişkisi bulunduğu ve davalının bul ilişkiye aykırı hareket ettiğinden bahisle Konya ....

      Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2012/85 E-2012/265 K sayılı dava dosyasında davacının aralarındaki ticari ilişkinin tek satıcılık olmadığına ilişkin bir beyanı olmadığı gibi mahkemece de bunun aksi yönünde bir tespit yapılmadığından taraflar arasındaki ticari ilişkinin niteliği gereği tek satıcılık sözleşmesi olduğunun kabulü gerektiği, kural olarak tek satıcılık sözleşmesinde davacı satıcının sadakat ve rekabete aykırı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü mevcut olup, kurulan bir sözleşmede satıcının bu yükümlüğünü ihlal etmesi sözleşmenin tek satıcılık sözleşmesi niteliğini ortadan kaldırmayıp sözleşmeye aykırılık teşkil edecek olup, davacı 2007-2013 yılları arasında YALE marka ürünler dışında aynı ürün gamında satışlar yapmış ise de 2009 yılı içinde davacı şirketi ile ortaklık kurma amaçlı olarak görüşmelere başlaması ve bu kapsamda davacının tüm portföyü ve hesaplarına ve elektronik postalarda şirket bilançolarının paylaşılması sebebiyle davalı ... bu durumu öğrendiği halde, bu...

        tarafından veya yurtiçinde veya yurtdışında başka bir aracı firma veya şahıs tarafından pazarlanması veya satılması veya ihraç edilmesi veya herhangi bir ticari ilişkiye girilmesi veya Kumtel veya Luxell ürünlerinin herhangi bir şekilde GIRMI veya ELCOTEC markaları adı altında ihraç edilmesi durumunda Kumtel yaptığı toplam ticaret tutarının %50’sini tazminat olarak Ortadoğu’ya ödemeyi kabul ve taahhüt eder.” hükmünün yer aldığı, tek satıcılık sözleşmelerinde zamanaşımı süresi hususunda doktrinde farklı görüşler varsa da tek satıcılık sözleşmesinin yasada düzenlenmemesi nedeniyle salt denkleştirme tazminatı istemine ilişkin TTK’nın 122/5. maddesindeki acenteye ilişkin hükmün tek satıcılık sözleşmesine uygulanamayacağı, bu noktada tek satıcılık sözleşmesinde baskın unsurun “satış” olduğu ve tazminat talebi bakımından TBK'da düzenlenmiş olan 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği kanaatine varıldığı, dava ve ıslah tarihleri itibariyle bu sürenin dolmadığı, gümrük çıkış...

          Şti. tarafından da 1997 yılından beri tek yetkili satıcılık belgesi verildiğini, ancak 2011 yılı için bu belgenin verilmediğini, bu konuda müvekkiline haklı ve geçerli bir neden gösterilmediğini, müvekkilinin büyük zararlara uğradığını, müvekkilinin çabaları sonucu oluşan pazardan halen davalıların yararlandığını belirterek portföy akçası bedeli için şimdilik 750,000 USD, TTK'nun 134. maddesi gereğince şimdilik 200,000 USD ve 2011 yılının ilk 8 ayı maddi kaybı için şimdilik 450,000 USD'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... Ltd. Şti. vekili, ibraz edilen sözleşmelerde İrlanda mahkemelerinin yetkili kılındığını, müvekkilinin sözleşmelerde taraf olmadığını, taleplerin zamanaşımına uğradığını, taraflar arasında tek yetkili satıcılık ilişkisi bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Davalı ......

            Davalı satıcı tarafından davacı alıcıya gönderilen 25.8.1997 tarihli fesih ihbarında; vade durumunun düzeltilmediği, imalat hatası dışında çok fazla mal iade edildiği, bayilik sözleşmesine aykırı şekilde başka yerden mal alındığı gerekçeleriyle sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiği bildirilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, feshin haklı olup olmadığı ve bunun sonucu olarak cezai şart ve kazanç kaybı istenip istenemeyeceği noktasında toplanmaktadır. 9.6.2000 tarihli bilirkişi raporunda da açıkça belirtildiği gibi, davacı alıcının başka firmaya ait mal sattığı sabittir. Esasen bu durum davacı tarafça da inkar edilmemiştir. Davacı taraf, sözleşmede başka firmanın mallarının satılamayacağı konusunda bir hüküm bulunmadığını ileri sürmüş ise de, bu iddia tek satıcılık sözleşmesinin ruhuna aykırıdır. Zira, tek satıcılık sözleşmelerinde alıcı, bayii olduğu firmanın malları dışında bir malı pazarlayamaz....

              - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirketin davalının Ankara Bölgesi bayiliği ve yetkili satıcılığını yaptığını ancak, son zamanlarda müvekkilinin mal siparişlerinin davalı tarafından kabul edilmediğini, bu durumun nedenini araştıran müvekkilinin davalının bir başka firmaya Ankara Bölgesi Tek Satıcılık yetkisi verdiğini öğrendiğini, müvekkilinin aktin ihtarsız olarak tek taraflı feshi nedeniyle ekonomik yıkımla karşı karşıya kaldığını ve büyük gelir kaybına uğradığını yaptığı yatırımların atıl bir hale geldiğini, müvekkiline en azından (3) yıllık feshi ihbar süresi tanınması gerektiğini belirterek müvekkilinin yaptığı yatırımlar ve ileriye dönük uğranılan kâr kaybı zararı olmak üzere şimdilik 5.100.000.000.TL'nın avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                Davalı vekili, taraflar arasında ne tek satıcılık ne de ana bayilik sözleşmesi bulunmadığını, yalnızca taraflar arasında alım satım akti yapıldığını, bu alım satım akdinin bayilik kazandırıcı mahiyette olmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

                  Davalı vekili, taraflar arasında yazılı veya sözlü bayilik ilişkisi olmadığını, davacı şirkete tek satıcılık hakkı verilmediğini, denkleştirme tazminatının talep edilebilmesi için gereken şartların bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada, toplanan deliller, hükme esas alınan bilirkişi raporu ve uyulan bozma ilamına göre taraflar arasında tek satıcılık ilişkisi olduğu, bu ilişkinin davacının kusuru olmadan davalı tarafça sona erdirildiği, davacının denkleştirme tazminatına hak kazandığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının talep edebileceği tazminat miktarının hesaplandığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 20.000TL’ye dava, 57.573,07 TL’ye ıslah tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....

                    Bölge Adliye Mahkemesince; tüm dosya kapsamına göre, ilk derece mahkemesince, davalı vekili tarafından mahkemece taraflar arasındaki sözleşmenin tek satıcılık sözleşmesi olarak kabul edilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle istinaf nedeni yapılsa da mahkemece birleşen tazminat davasının red nedeni olarak taraflar arasındaki sözleşmede davacıya tek satıcılık hakkı verilmediğinin belirtildiği bu nedenle davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazının yerinde olmadığı, taraflar arasındaki sözleşmenin 9. maddesinde münhasır delil sözleşmesi bulunduğunun gözetilmediği yönündeki itirazın da HMK'nın 193/2 maddesine göre taraflardan birinin ispat hakkını imkansız kılan veya fevkalede güçleştiren delil sözleşmesinin geçersiz olması nedeniyle yerinde olmadığı, bilirkişi raporlarındaki çelişkilerin giderilmediğine dair istinaf itirazının da mahkemece tarafların itirazları doğrultusunda ek raporlar alınarak ve alınan bilirkişi raporlarında yapılan tespitler ile tüm dosya kapsamındaki deliller birlikte...

                      UYAP Entegrasyonu