Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davadışı ... şirketinin davacı şirketle sözleşmeyi feshettikten sonra tek satıcılık sözleşmesini davalı şirketle yaptığının anlaşılmakta olduğu, acentelik sözleşmesi ile tek satıcılık sözleşmesinin farklı olduğu, tek satıcının acenteden farklı olarak işletme sahibi tarafından imal edilen malları kendi nam ve hesabına satın alarak kendisine tanınan tekel bölgesi içinde kendi nam ve hesabına satmakta olduğu, tek satıcının iddia edilenin aksine üreticiyi temsil etme hak ve yetkisi bulunmadığı, işletme sahibince verilen satış yetki belgesinin acentelik sözleşmesi olarak kabul edilemeyeceği, tek satıcının yaptığı işlemlerden üreticinin değil tek satıcının sorumlu olduğu, somut olayda davalının davadışı ... şirketini temsil yetkisinin olmadığı, ... şirketine davanın yöneltilmesinin ise, HMK 124. maddesi gereğince davalının taraf değişikliği konusunda açıkça bir rızasının sözkonusu olmaması, davada taraf değişikliği isteminin maddi bir hatadan kaynaklanmaması...

    Co Ltd.yı temsil yetkisinin olmaması nedeniyle davanın öncelikle husumet yokluğundan reddi gerektiğini, ayrıca davacıya tek satıcılık hakkı tanındığı konusunda bir sözleşme bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacı ile davalı arasındaki ticari ilişkinin tek satıcılık anlamında herhangi bir sorumluluk ve bağlayıcılığının bulunmadığı, her iki tarafın da bu alım satım ilişkisini kurulduğu andan itibaren başka firmalarla sürdürebilir durumda olduklarının belirlendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 19.11.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında sözlü olarak kurulan tek satıcılık ilişkisi uyarınca müvekkilinin davalının ürettiği medikal tıp ürünlerinin Türkiye'de pazarlamasını yapmakta olduğunu, daha sonra çeşitli tek satıcılık sözleşmeleri imzalandığını, davalının 09.08.2013 tarihinde gönderdiği bir e-posta ile tek satıcılık ilişkisini sona erdirdiğini bildirdiğini, davalının sözleşmeyi sona erdirmesinin haklı bir nedene dayanmadığını belirterek yargılama ile belirlenecek olan portföy tazminatının şimdilik 30.000,00 TL'sinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, yetki itirazında bulunduklarını, zira taraflar arasında düzenlenen distribütörlük sözleşmesinin 23.maddesi ile tarafların, sözleşmeden kaynaklanan her türlü ihtilafın ... yasa ve kuralları uyarınca ... Denizcilik ve Ticaret Mahkemesi huzurunda görülmesi hususunda anlaştıklarını savunarak davanın reddini istemiştir....

        Davalı vekili, taraflar arasında herhangi bir yazılı sözleşme olmadığını, tek satıcılık ilişkisinin bulunmadığını, taraflar arasındaki alım-satım ilişkisinin karşılıklı anlaşma ile son bulduğunu, sözleşmenin münfesih olduğunu, davacı tarafın imzalı yazılı olarak bildirdiğini, iddiaların yerinde olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde; yanlar arasında münhasıran tek satıcılık sözleşmesi veya tek satıcılık ilişkisi olmadığı, ticari ilişkinin yazılı olmadığı ve kurallarının tam olarak belirlenemediği, davalı şirket hisselerini devralan şirketin bayilerle çalışma koşullarını düzenlediği ve uymayanlara, yeni bir çalışma alanı önerdiği ve davacının da bunu kabul etmemesi üzerine akdin karşılıklı olarak sona erdirildiği, sona ermede davalıya atfedilecek bir kusur bulunmadığı, davacının dava konusu yaptığı taleplerin yerinde olmadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

          Davalı vekili, yetki ilk itirazında bulunmuş esas savunmasında, taraflar arasında Tek Satıcılık Sözleşmesi olmadığını, 25.8.2004 tarihli “Distribütörlük Beyanı”nın sözleşme olarak yorumlanamayacağını, müvekkilinin başka firmalara da mal sattığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece yetkili mahkemenin Amsterdam/Hollanda Mahkemesi olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin yetki yönünden reddine dair verilen kararın davacılar vekilince temyizi üzerine Dairemizce bozulan karara uyularak yapılan yargılama sonucunda, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre taraflar arasında tek satıcılık ilişkisinin varlığını kanıtlayamayan davacının sözleşmenin feshi nedeniyle tazminat talebinde bulunamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Gıda Ltd.Şti.vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı ......

            Buna karşın tek satıcının kazancı yapımcı tarafından ödenen ücret değildir. Tek satıcı malı yapımcıdan almakta ve bu malı kendi adına ve hesabına satmaktadır. Alım satım arasındaki fark tek satıcının kazancıdır. Tek satıcılık sözleşmesinin başka bir zorunlu unsuru ise, inhisar hakkının mutlak olmasıdır. Somut olayda taraflar arasındaki sözleşmenin tek satıcılık sözleşmesi olarak nitelendirilmesi gerekmekte olup, mahkemece taraflar arasındaki sözleşmenin acentelik sözleşmesi olarak yorumlanarak hukuki nitelendirmede hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulmuştur....

              Davalı ...., Rekabet Kurulu’nun 1998/3 sayılı tebliğine göre düzenlemiş olduğu yetkili satıcılık sözleşmesini 24.05.2005 tarihli yazısı ile davalıya göndermiştir ve imzalamasını istemiştir. Davacı yan 08.06.2005 tarihli 19178 nolu ihtarnamesi ile gönderilen yetkili satıcılık sözleşmesi ekinde yer alan satış yetkisinin bulunduğu alanda Adana İli Yüreğir İlçesindeki 27 mahallenin tek tek sayıldığını, ancak Yüreğir İlçesinin bazı mahalleleri ile Adana il sınırları içindeki diğer alanların belirtilmediğini, bunun bir unutkanlık eseri yazılmadığı kanaatinde olduklarını, bu hususun yazılı olarak bildirilmesini istemiştir....

                Davalılar vekili, müvekkilleri ile davacı arasında akdedilen bir tek satıcılık sözleşmesi bulunmadığını, davacının tek satıcılık sözleşmesi olarak nitelediği 12.01.2010 tarihli yetki belgesi ile davacının ... ülkesinde Zeytinyağı Ekstraksiyon Makinelerinin fuarda sergilenmesi, satışı, montajı, devreye alınması ve garantisi için bir yıl süre ile ......

                  Inc” şirketi ile yapmış olduğu pazarlama ve distribütörlük anlaşması gereğince, "..." cihazının Türkiye Cumhuriyetine ithali ve Türkiye Cumhuriyeti sınırları dahilinde pazarlanması ve satışı konusunda tek yetkili kurum olduğunu, yanlar arasında yazılı bir sözleşme bulunmasa da akdedilen gizlilik sözleşmesi, davalı yanca tanzim edilmiş müvekkilinin tek satıcı olduğuna dair belge nazara alındığında yanlar arasında tek satıcılık sözleşmesinin mevcudiyetine kanaat getirileceğini, ancak davalı yanca tek satıcılık sözleşmesine aykırı olarak "..." cihazının Türkiye Cumhuriyeti hudutlarında satışına başlandığını ve bu surette müvekkilin münhasırlığının ihlal edilerek elde edeceği kâr kaybından mahrum kalınmasına ve bu oranda zarara uğramasına sebebiyet verildiğini ileri sürerek müvekkili şirketin uğradığı toplam zararın şimdilik ve fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL tutarlı kısmının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO :2021/625 Esas KARAR NO:2023/146 DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ:27/09/2021 KARAR TARİHİ:01/03/2023 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı; ... bünyesinde faaliyet gösteren bir şirket olarak çeşitli banyo ve mutfak ürünlerinin Türkiye'deki pazarlama ve satış faaliyetlerini çok sayıda bayi aracılığıyla yürütüldüğünü, taraflar arasında 01/08/2017 tarihinde Yetkili Satıcılık Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeden kaynaklı ticari ilişki sebebiyle cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamını, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu