Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, asıl davada icra takibinin faturalardan kaynaklı bakiye alacaktan mı yoksa cari hesap ilişkisinden mi kaynaklı olduğu noktasından toplanmaktadır. Birleşen davada ise taraflar arasında tek satıcılık sözleşmesi bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 2. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 67 nci maddesi. 3....

    Hukuk dinlenilme hakkı gereğince davacı vekiline dava dilekçesinin deliller kısmında gösterilmiş olan " davalı şirket ile ilgili belgeler" delilini açıklamak ve ayrıca taraflar arasında tek satıcılık veya bayilik sözleşmesi bulunup bulunmadığı hususunda 31/03/2021 tarihli celsede davacı vekiline söz verilmiş olup; davacı vekilince yukarıda bahsedilen böyle bir sözleşmenin olmadığının bildirildiği anlaşıldığı, davacının, davalıya ait ürünlerden tohum hariç olmak üzere zira ürünlerin perakende satışını yapmış olduğu hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, tek başına satıcılık ilişkisinin varlığı bayilik sözleşmesine göre talep edilebilecek sözleşmenin tek taraflı feshinden kaynaklı olarak tazminat koşullarını gerektirdiği söylenemeyeceği, her ne kadar davalı tarafından, davacıdan teminat mektubu alınmış olsa da tarafların vadeli mal satışı yaptığı ve anılan teminatın ödemeleri güvence altına almak için alınan teminattan ibaret olduğu görüldüğü, uyuşmazlık konusu tek satıcılık...

      300.000,00 TL maddi zarara uğradığını, yine haksız fesih nedeniyle müvekkilinin uzun yıllar davalıya ait ... ve ... markalarının tanıtımı ve bu surette müşteri portföyü yaratmış olması sebebiyle müşteri tazminatı çerçevesinde 300.000,00 TL tazminatın ve belirsiz süreli tek satıcılık sözleşmesinin haksız surette feshi nedeniyle 200.000,00 TL kazanç kaybının davalı tarafından tazmininin gerektiğini, yine tek satıcılık sözleşmesi devam edeceğinden bahisle alınan işçilerin iş sözleşmelerinin feshedilmesi nedeniyle kıdem ve ihbar tazminatları sebebiyle müvekkilinin maddi zararının oluştuğunu ileri sürerek oluşan maddi zararları 6100 sayılı HMK'nın 107. maddesi uyarınca bilirkişiler marifetiyle tespit edilerek 07.09.2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        . - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasındaki tek satıcılık sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini, sözleşmenin feshedildiği tarihe kadar davacının yapmış olduğu masrafların en az 45.000 TL olduğunu, ayrıca 45.000 TL kâr mahrumiyetinin bulunduğunu bildirerek şimdilik 1.000 TL maddi tazminat, 1.000 TL yoksun kalınan kâr ve 1.000 TL müşteri tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında tek satıcılık veya bayilik sözleşmesi bulunmadığını, sadece alım satım akdi bulunduğunu, bunun da bayilik hakkını kazandırıcı nitelikte olmadığını bildirerek, davanın reddini savunmuştur....

          -KARAR- Dava, davalı yanca taraflar arasındaki tek satıcılık sözleşmesine aykırı davranılması nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....

            Tetkik Hakimi ..........tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalılardan ........ ........ arasında kuruluş tarihinden beri fiilen tek satıcılık ilişkisi bulunduğunu, devam eden ticari bir ilişki bulunmakta iken davalı .......... firması 19.12.2011 tarihinde müvekkili şirketle tek satıcılık ilişkisini sonlandırdığına dair bildirimde bulunduğunu, bu bildirimin ardından Türkiye'de yeni bir şirket kurulması için faaliyete geçtiğini, yeni kurulan şirketin kurucu ortağının müvekkili şirketin eski ortağı olan ......... olduğunu, davalı ......... firmasının bu davranışları ile tek satıcılık ilişkisine ve haksız rekabet hükümlerine aykırı davranarak müvekkili şirketin müşterileri sayesinde önemli menfaatler elde ettiğini ileri sürerek davalıların haksız rekabet eylemlerinin durdurulmasına, haksız rekabet eylemleri...

              . - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında 12.03.2005 tarihli Satıcılık Sözleşmesi imzalandığını, davalının sözleşme süresi dolmadan sözleşmenin 1 ve 3.maddelerine aykırı olarak başka firmalara ait ürünleri sattığını ve bulundurduğunu, akde aykırılığın giderilmesi için çekilen ihtarın sonuçsuz kaldığını, bunun üzerine mahkeme aracılığıyla tespit yaptırdıklarını, taraflar arasındaki sözleşmenin Tek Satıcılık Sözleşmesi mahiyetinde olduğunu belirterek 8.270.-USD.cezai şart alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, sözleşmenin 23.maddesi gereğince ......

                Davalı vekili, 2011 yılı Ekim ayında ikinci mağazanın müvekkilince devralınmasıyla bayilik ilişkisinin fiilen sonlandığını, davacının bayi sıfatını kaybettiği gibi, yanlar arasında yazılı bayilik sözleşmesi bulunmadığını, ticari ilişki süresince müvekkilinin davacıya münhasır satıcılık yetkisi vermediğini, davacının borçlarını ödeyememesi üzerine müvekkilince takipler başlatıldığını, haklı nedenle akdin feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, somut olayda taraf iradelerinin tek satıcılık sözleşmesi yapılması konusunda birleşerek yazılı bir sözleşme düzenlenmediğinin saptandığı, fiili ticari ilişki çerçevesinde tek satıcılık sözleşmesi kurulduğundan söz edilemeyeceği hatta bayilik ilişkisi devam ederken aynı bölgede davalının ikinci bir mağaza açtığı ve dava dış...'...

                  A.Ş. arasında Tek Satıcılık Sözleşmesi olup / olmadığı açısından yapılan incelemede tek satıcılık sözleşmesi; üretici ile tek satıcı arasındaki ilişkileri düzenleyen, üreticinin mallarını belirli bir bölgede tekel şeklinde satmak üzere tek satıcıya göndermeyi üstlendiği, tek satıcının da kendisine gönderilen malların sürümünü artırmak için kendi adına ve hesabına faaliyette bulunduğu, taraflar arasında sürekli borç ilişkisi doğuran isimsiz bir sözleşmedir.(Yargıtay 19.Hukuk Dairesi'nin 28.09.2016 tarihli 2016/5707 E.. 2016/12723 K.)...

                    Dava taraflar arasında düzenlenen 06/12/2010 tarihli tek satıcılık sözleşmesi'nden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Tek satıcılık sözleşmesi iki tarafa da edimler yükleyen bir sözleşme tipidir. Taraflar arasındaki sözleşmede; sözleşmenin şartları, sipariş ve teslime ilişkin hükümler düzenlenmiştir. Öncelikle davacı sözleşme hükümleri uyarınca kendi edimlerini yerine getirdiğini ispatla yükümlüdür. Davalı tarafından İsviçre'ye mal satımı yapılmış ise de bu mal satımında tek satıcı olan davacının nasıl bir katkıda bulunduğu, bu satışın yapılmasında yerine getirdiği edimlerin neler olduğu tartışılmaksızın yalnızca hesaplamaya dayalı, sözleşme içeriğini ve tarafların iddia ve savunmalarını karşılamayan yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu