Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

. - K A R A R - Davacı ile davalı arasında 19.02.2001 tarihinde Servis ve Bakım Hizmetleri Sözleşmesi imzalandığı, yetkili satıcılık ilişkisinin de davalının davacıya verdiği birer yıllık yetki belgeleri ile sürdürüldüğü konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı davacıya gönderdiği 10.06.2004 tarihli ihtarname ile 31.12.2004 tarihi itibariyle Yetkili Satıcılık Servis ve Bakım Hizmetleri Sözleşmeleri’ni feshettiğini bildirmiştir. Davacı vekili, davalının feshi ihbar sürelerine uymadan sözleşmeyi feshettiğini, sözleşme süresi içinde ve feshi ihbar süresi içinde kanunu ihlal ettiğini, bayiler arasında ayrıcalıklı işlemler yaptığı müvekkilinin rekabet etme şansını yok ettiğini, ciro kaybına uğradıklarını, araç satış kârından ve servis işçilik kârından mahrum kaldıklarını belirterek 4054 Sayılı Yasa’nın 58. maddesi uyarınca maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini istemiştir....

    Davalı vekili cevabında, davanın zamanaşımı süresi dolduktan sonra açıldığını, müvekkilinin sözleşmeyle üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini, sözleşmenin davacı tarafça ihlal edildiğini, tek satıcılık sözleşmesinin hukuken geçersiz olduğunu, istenen cezai şartın yasal dayanaktan yoksun olup, fahiş bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....

      Eldeki uyuşmazlıkta taraflar arasındaki sözleşmenin TTK 122 maddesindeki düzenlemeler çerçevesinde kaldığını diğer bir ifadeyle sözleşmenin" acentelik, tek satıcılık ile benzeri diğer tekel hakkı veren sürekli sözleşme" niteliğinde olduğunu ispat külfeti davacı tarafa aittir. Tek satıcılık sözleşmesinin, yapımcı ile tek satıcı arasında hukuki ilişkileri düzenleyen, yapımcının ürünlerinin tamamını veya bir kısmını belli bir coğrafi bölgede tekel hakkına sahip olarak tek satıcıya göndermeyi, tek satıcının da söz konusu malları kendi adına ve hesabına satarak bu malların sürümünü artırmak için faaliyette bulunma yükümlülüğü üstlendiği bir sözleşme olmasına göre, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin Tek Satıcılık sözleşmesi olmadığı gibi davacıya tekel hakkı veren bir sözleşmede olmadığı sonucuna ulaşılmaktadır....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT : Tüm dosya kapsamından; taraflar arasında akdedilen yetkili satıcılık sözleşmesinin sözleşmenin son hükümleri düzenleyen ve uyuşmazlık halinde yetkili mahkeme ve icra dairelerini belirleyen 15. Maddesinde iş bu sözleşmenin uygulanması aşamasında taraflar arasında meydana gelecek hukuki uyuşmazlıklarda ------- daireleri yetkilidir. Şeklinde düzenleme olduğu ve davalının cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunduğu anlaşılmıştır. HMK'nun 17.maddesinde yetki sözleşmesi; ----, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır." şeklinde düzenlenmiştir. Buna göre; yetki sözleşmesinden söz edebilmek için tarafların tacir veya ---- olması gerekmektedir....

          - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı arasında tek satıcılık sözleşmesi imzalandığını, davalının sözleşme gereği yıllık almayı taahhüt ettiği miktarı almayarak LPG alımına son verdiğini, bu nedenle sözleşmenin haklı olarak müvekkilince feshedildiğini belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak cezai şart ve kar mahrumiyeti talebinde bulunmuştur. Davalı vekili, feshin tek taraflı olduğunu, sözleşme koşullarınında davacı tarafından ihlal edildiğini, talep edilen cezai şart bedelinin fahiş olduğunu ve davacının kar kaybına uğramadığını belirterek davanın reddini istemiştir....

            A/S vekili, portföy tazminatı talebinin bir yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, müvekkili ile davalı arasında ... satıcılık sözleşmesi olmadığını, portföy tazminatı koşullarının doğmadığını,davacının müvekkilinin ürettiği bir kısım malları alarak satmasının ... satıcılık hakkı vermeyeceğini, reklamasyon gideri talep edilemeyeceğini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı ...….AŞ. vekili, müvekkili ile davacı arasında herhangi bir sözleşme ilişkisi olmadığından müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkilinin davacının tazminat istemine konu olan malı hiçbir zaman satmadığını, Hansen firmasının ... satıcılık yetkisini Türkiye’ de ... olduğu herhangi bir firmanın mevcut olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....

              Ltd.Şti vekili, davalı ... ile müvekkili şirket arasındaki tek satıcılık sözleşmesinin , davacının sözleşmesinin ilk feshinden sonra kurulduğunu, davacının hem davalı ... hemde müvekkilinden aralarındaki çalışma nedeniyle elde edilen kar üzerinden tazminat talep ettiğini, davacının haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Müştekinin parasının 07.07.2005 günü aralarında kavga eder gibi yaparak müştekiyi ortalarına alan üç şahıs tarafından cebinden çalındığı, kolluğa durumu bildirmeyen müştekinin olaydan iki gün sonra sanıklardan birini seyyar satıcılık yaparken görerek polislere göstermesi sonucu sanığın yakalandığı, müştekinin kolluktaki beyanında teşhisi tekrarladığı, sanığın ise başından itibaren suçla ilgisinin olmadığını öne sürdüğü anlaşılmakla; bu durum karşısında olayın hem mağduru hem de tek görgü tanığı olan müştekinin "5271 sayılı CMK'nın 210. maddesi uyarınca" kovuşturma evresinde beyanına başvurulması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, Kabule göre; 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (c) fıkrasındaki, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından...

                  Davalı vekili, sözleşmenin tek satıcılık sözleşmesi değil bayilik sözleşmesi olduğunu, davacının sözleşmeye aykırı davranışları nedeni ile sözleşmenin haklı olarak feshedildiğini belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan deliller ve alınan bilirkişi kurulu raporuna göre davalının feshinin haklı olduğunu, bu nedenle davanın yerinde bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 25.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    Yetkili satıcılık sözleşmesi imzalandığını, davalı şirket ... Noterliği ... tarih ... yevmiye numaralı ihtarnamesi ile satış sözleşmesinin 4.4 ve 33. Maddelerine aykırı olarak ... adresinde bulunan ... atış tesisini tek taraflı olarak kapatıldığından ve satış faaliyetlerine tek taraflı olarak son verildiğinden ve faaliyetleri fiilen durduruğu sabit olduğundan ve ilaveten ... 25....

                      UYAP Entegrasyonu