Dava taraflar arasında düzenlenen 06/12/2010 tarihli tek satıcılık sözleşmesi'nden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Tek satıcılık sözleşmesi iki tarafa da edimler yükleyen bir sözleşme tipidir. Taraflar arasındaki sözleşmede; sözleşmenin şartları, sipariş ve teslime ilişkin hükümler düzenlenmiştir. Öncelikle davacı sözleşme hükümleri uyarınca kendi edimlerini yerine getirdiğini ispatla yükümlüdür. Davalı tarafından İsviçre'ye mal satımı yapılmış ise de bu mal satımında tek satıcı olan davacının nasıl bir katkıda bulunduğu, bu satışın yapılmasında yerine getirdiği edimlerin neler olduğu tartışılmaksızın yalnızca hesaplamaya dayalı, sözleşme içeriğini ve tarafların iddia ve savunmalarını karşılamayan yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir....
Dosya içerisinde yer alan bilgi ve belgelere göre davacı Ege Bölgesinde davalının tek satıcısı olduğunu ( 2000 yılından davanın açıldığı 2017 yılına kadar olan dönemde ) ispat edememiştir. Aksine dosya içeresinde yer alan bilgi ve belgelere göre davalının Ege Bölgesinde yer alan bir çok firmaya direkt satış yaptığı davacının da münhasır satış yetkisi olmaksızın davalının ürünlerini satan bayilerden/satıcılardan birisi olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Davacı tek satıcılık sözleşmesinden kaynaklı olarak portföy tazminatı talebini TTK madde 121 kıyasen uygulanması yolu talep ettiği görülmüş ise de taraflar arasında akdedilmiş bulunan bayilik sözleşmesinin sözleşme hükmü gereğince 31/12/1999 tarihinde kendiliğinden sona erdiği fakat sonrasında davacının davalı ürünlerini satmaya devam ettiği devam eden bu ticari ilişki döneminde taraflar arasında geçerli ve belirli bir bölgeyi açıkça belirten davacıya tek satıcılık hakkı tanıyan bir sözleşmenin bulunmadığı anlaşılmıştır....
. - K A R A R - Dava, tek satıcılık sözleşmesinin haksız feshedilmesinden kaynaklanan portföy tazminatı ve taraflar arasındaki satım akdine göre ifa edilmesi gereken malların teslim edilmemesinden doğan müspet zararın tazmini talebine ilişkindir. Davalı vekili, taraflar arasında tek satıcılık sözleşmesi veya satım sözleşmesi bulunmadığını, bu sözleşmelerin varlığı kabul edilse dahi akdin kurulduğu yerin Fransa olması nedeniyle Türk mahkemelerinin yetkisiz olduğunu, esasa ilişkin olarak da davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Ltd.Şti.vekili, davacılardan ...Sistemleri ve Dış ... aktif dava ehliyeti bulunmadığını, müvekkili ile davacılar arasında Tek Satıcılık Sözleşmesi yapılmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur. Davalı ... vekili, müvekkili ile davacılar arasında Tek Satıcılık Sözleşmesi bulunmadığı için haksız feshin de söz konusu olmadığını, davacılar ile müvekkili şirket arasında halen devam eden alım-satım ilişkisi olduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davacıların taraflar arasında Tek Satıcılık Sözleşmesi’nin bulunduğunu kanıtlayamadığı, sözleşmenin feshedildiğinin iddia edildiği tarihten sonra da taraflar arasındaki ticari ilişkinin alım satım olarak devam ettiği, davacı çalışanlarının davacılardan ayrılarak davalılardan ......
Sistemleri ve Dış Tic.Koll.Şti.nin aktif dava ehliyeti bulunmadığını, müvekkili ile davacılar arasında Tek Satıcılık Sözleşmesi yapılmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur. Davalı ... vekili, müvekkili ile davacılar arasında Tek Satıcılık Sözleşmesi bulunmadığı için haksız feshin de söz konusu olmadığını, davacılar ile müvekkili şirket arasında halen devam eden alım-satım ilişkisi olduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davacıların taraflar arasında Tek Satıcılık Sözleşmesi’nin bulunduğunu kanıtlayamadığı, sözleşmenin feshedildiğinin iddia edildiği tarihten sonra da taraflar arasındaki ticari ilişkinin alım satım olarak devam ettiği, davacı çalışanlarının davacılardan ayrılarak davalılardan......
Taraflar arasında ticari ilişki kurulması yönünden bir takım görüşmeler yapılmış ve davacı tarafça tek satıcılık sözleşmesi imzalanıp davalının kabulüne sunulmuş ise de davalı tarafın tek satıcılık sözleşmesini imzalamadığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Dava dilekçesindeki talepler tek satıcılık sözleşmesine dayalı talepler olup davalı tarafça imzalanmamış olan tek satıcılık sözleşmesine dayanılarak davalıdan bir takım taleplerde bulunulmasının hukuki dayanağı yoktur. Ayrıca davacı vekili yargılama sırasında sözleşme öncesi sorumluluk (culpain contra hende) kuralına dayanarak bir takım taleplerde bulunmuş, bu yöndeki taleplerin sipariş üzerine gönderilen malların Avrupa'da kabul görmemesi sebebiyle oluştuğu iddia edilen zararlara yönelik olduğu görülmektedir....
Mahkemece, taraflar arasındaki ilişkinin acentelik sözleşmesinden kaynaklanması ve bu sözleşmeden doğan alacak haklarının 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu gerekçesiyle zamanaşımı yönünden davanın reddine karar verilmiş,hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık taraflar arasında düzenlenen tek satıcılık sözleşmesinden kaynaklanmaktadır.Bu durumda somut olayda B.K.'nun 125.maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği gözetilmeden mahkemece somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle davanın zamanaşımı nedeniyle reddinde isabet görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün bozulmasına, bozma nedenine göre davacı vekilinin öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,peşin harcın istek halinde iadesine, 04.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık yetkili montaj bayiliği sözleşmesinden kaynaklanmış olup, sözleşmede davacı bayii, davalı ise bayilik veren şirket durumundadır. Yine sözleşmede ilişkinin bayilik olduğu açıklanmış, mahkemenin hukuki tavsifi de tek satıcılık sözleşmesi niteliğindedir. Uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmadığından bayilik sözleşmesine dayalı davaya ilişkin kararın temyiz incelemesi görevi Dairemize ait olmayıp Yüksek 19. Hukuk Dairesi'nindir. Ne var ki anılan Dairece de görevsizlik kararı verilmiş olduğundan ve 2011 tarihli iş bölümü rehberinin Hukuk Dairelerine İlişkin Ortak Hükümler başlıklı bölümünün 11. maddesinde; duruşmasının yapılmış olmasının dosyanın görevli daireye gönderilmesine engel teşkil etmeyeceğine karar verilmiş olduğundan görevli dairenin belirlenmesi için dosyanın Yüksek Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu'na gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 04/11/2020 NUMARASI : 2017/663 Esas 2020/510 Karar DAVANIN KONUSU: Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR TARİHİ: 10/06/2021 İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davacı ile davalı arasında 16/03/2016 tarihinde ... ürünlerinin Avrupa Bölgesi genelinde satışı ve dağıtımının 5 yıl süre ile müvekkili davacıya söz konusu ürünlerin satışı hususunda münhasır yetki verildiğini, tek satıcılık ilişkii devam ederken, davalı şirket 17/08/2016 tarihinde tek satıcılık sözleşmesini tek taraflı olarak feshettiğini bildirdiğini, davalı şirketin fesih bildiriminde bulunduğu tarihten hemen bir gün sonra 18/08/2016 tarihinde başka bir firmaya sözleşmeye konu malları sattığını ve buna ilişkin fatura kestiğini, davalının tek satıcılık sözleşmesini haksız feshi nedeniyle Beşiktaş ......
e ait olduğunu gösteren Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğünden temin edilen ticari kayıtlar ve belge tanığının alınan beyanına göre, tarafların tek satıcılık sözleşmesini feshettikleri, sözleşmeden kaynaklı (sözleşme içeriğinde belirtilen çekler dışında) birbirlerinden hiçbir hak ve alacak kalmadığı hususunda da anlaştıkları, bu haliyle feshedilen tek satıcılık anlaşması nedeniyle davacının davalıdan cezai şart, mahrum kalınan kar vb . adı altında talep edebileceği hak ve alacak bulunmadığı anlaşılmakla, tüm alacak kalemleri yönünden açılan davanın reddine daer aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....