Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Açıklanan sebeplerle, davalı-davacı kadının tedbir-yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarlarına yönelik istinaf isteminin kabulüne karar verilmiş, ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararının "4, 5 ve 6 no'lu" bendlerinin kaldırılarak, HMK'nın 353/1- b-2 maddesi uyarınca davacı-davalı kadın lehine aylık 500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 18.000,00 TL maddî ve 17.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiş, fazlaya dair istemin ise reddine karar verilmiştir. Açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; A) 1- Davalı-davacı kadının "tedbir-yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarlarına" yönelik istinaf isteminin 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b-2 maddesi uyarınca KISMEN KABULÜNE, sair hususlara ilişkin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b/1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2- AKSARAY 1....

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; tedbiren kurulan kişisel ilişkinin yatılı olarak düzeltilmesi ve tedbir nafakasının miktarının düşürülmesi yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin delil değerlendirmesi ve davanın ret gerekçesinin doğru olduğu, davacının davasını ispat edemediği, kişisel ilişki tesisinden beklenen amacı çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamak olduğu, çocukla babası arasında tedbiren yatılı kişisel ilişki kurulması gerektiği gerekçesi ile davacı kadının tüm, davalı erkeğin diğer istinaf taleplerinin esastan reddine, davalı erkeğin kişisel ilişkiye yönelik istinaf talebinin kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurularak ortak çocuk 2018 doğumlu ......

    (HMK m. 115/1) Davada, davacı kadının ruhsal rahatsızlığı ileri sürülmüş ve bu iddia dosya arasındaki bir kısım delille de doğrulanmış bulunmasına göre, mahkemece yapılacak iş; Türk Medeni Kanununun 405. ve Hukuk Muhakemeleri Kanununun 56/1. maddeleri uyarınca davacının vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılması ve bu hususun bir ön sorun sayılması, gerekirse Türk Medeni Kanununun 462/8. maddesi uyarınca işlem yapılması ve sonucuna kadar yargılamanın bekletilmesinden ibarettir. Bu yön gözönünde tutulmadan yargılamaya devam olunarak işin esası hakkında karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. 2-Davacı kadının dava dilekçesiyle kendisi için talep ettiği nafaka, bağımsız tedbir nafakası (TMK m.197) niteliğinde olup, değer ölçüsüne göre nispi harca tabidir. Nispi harca tabi davalarda karar ve ilam harcının dörtte biri işlem yapılmadan önce peşin ödenir (Harçlar Kanunu m.28/a)....

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; Kusuru, asıl davanın kabulünü, erkek lehine maddi - manevi tazminat verilmesini, kadın lehine maddi -manevi tazminat verilmemesini, velayeti, kadın için verilen tedbir nafakası miktarını, kadın için yoksulluk nafakası verilmemesini, çocuklar için tedbir - iştirak nafakası verilmemesini istinaf etmiştir....

      H.D. 2018/7775 E- 2019/8815 K) Somut olayda, takibe konu kararın velayet ve şahsi ilişki ile ilgili kısmının, karar kesinleşinceye kadar tedbiren uygulanmasına karar verilmiş olup, bu kararın infazı İİK'nun 25/a maddesine göre yapılamaz. Bu tür kararlarda tedbirin infazı için mahkemesince icra müdürlüğü veya yazı işleri müdürü veya bir başka adliye görevlisi infaz memuru olarak tayin edilir. 6100 sayılı HMK'nun 394. ve devamı maddeleri uyarınca mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararlarının esasına ve infazına yönelik şikayetlere de tedbir kararını veren mahkemece bakılması zorunludur. Bu durumda, ilgilinin ihtiyati tedbir kararının yerine getirilmesini tedbiri veren mahkemenin belirlediği infaz memurundan istemesi gerekirken ilamlı icra takibi yoluna başvurması ve icra emri tebliği hukuken mümkün değildir....

      Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından, velayet, tedbir nafakası, iştirak nafakası, yoksulluk nafakası, kusur belirlemesi, maddi ve manevi tazminat yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 176.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.07.03.2019 (Prş.)...

        tedbir ve iştirak nafakası talep ettiği halde, istek aşılarak dava tarihinden itibaren 300 TL. tedbir nafkasına ve kararın kesinleşmesinden sonra da iştirak nafakası olarak devamına karar verilmesi (HMK.md.26) doğru olmamış ise de; bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK.md.438/7)....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; asıl davanın boşanma, velayet, yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, maddi ve manevi tazminat ve ziynet eşyası, karşı davanın ise boşanma, velayet, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, kayınpederinin kadına karşı incitici yöndeki davranışlarına davalı karşı davacı erkeğin tepkisiz kaldığı, davacı- karşı davalı kadının ise telefonla fazlaca meşgul olduğu, davacı-karşı davalı kadının eşinden soğuduğu ve boşanmak istediği yönünde söylemlerde bulunduğu ve yine sosyal medya üzerinden davacı karşı davalı kadının başka bir erkekle konuşmak suretiyle güven sarsıcı davranışta bulunduğu, işbu hususların dinlenen tanıkların anlatımları ile sabit halde geldiği, bu haliyle davacı karşı davalı kadının ağır kusurlu, davalı karşı davacı erkeğin ise hafif kusurlu olduğu, bu nedenle asıl davada ve karşı davada tarafların TMK m.166/1 gereğince boşanmalarına "gerekçesi ile; "ASIL DAVA YÖNÜNDEN; Davacı-karşı...

          HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı-karşı davacının ortak çocuk Can Polat'ın velayeti, bu çocuk yararına hükmolunan tedbir ve iştirak nafakası ile kişisel ilişki düzenlemesine yönelik istinaf taleplerinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-2 maddesi gereğince KABULÜNE, ilk derece mahkemesi kararı hükmünün davacı-karşı davalı kadının davasına ilişkin 1. bölümünden; velayet, kişisel ilişki ve ortak çocuklar yararına tedbir ve iştirak nafakalarının düzenlendiği 2. 3. ve 4. bentlerin ve yine ilk derece mahkemesi kararının davalı-karşı davacının davasına ilişkin 2. bölümünden; velayet, kişisel ilişki ve ortak çocuklar yararına tedbir ve iştirak nafakalarının düzenlendiği 2. 3. ve 4. bentler ile davacı-karşı davalı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası ile manevi tazminat talebine ilişkin 5. 6. ve 7. bentlerin KALDIRILMASINA, 2- Tarafların ortak çocuğu 29.09.2004 doğumlu Can Polat ÖZDEMİR'in velayetinin davalı-karşı davacı babaya verilmesine, 3- Velayeti babaya verilen...

          Aile Mahkemesinin 2018/933 esas sayılı dosyası üzerinden yargılama devam olunmuş, 26.12.2018 tarihli celsede Dairemizin bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, aynı celse verilen kararda “Boşanma, velayet, iştirak nafakası ve maddi-manevi tazminat yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davalı-karşı davacının talep ettiği tedbir ve yoksulluk nafakalarının kısmen kabulü ile dava tarihinden 26/12/2018 tarihine kadar takdiren aylık 500,00 TL tedbir nafakasının, 26/12/2018 tarihinden itibaren 250,00 TL artırılarak 750,00 TL'ye çıkarılmasına, kararın kesinleşmesinden itibaren 750,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına” şeklinde hüküm kurulmuştur. Hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından kadın lehine hükmolunan nafaka miktarları yönünden temyiz edilmiştir....

            UYAP Entegrasyonu