Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı-davalı vekili istinaf dilekçesinde; velayet yönünden yerel mahkeme kararının kaldırılarak, müşterek çocukların velayetlerinin anneden alınarak, müvekkiline verilmesi istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nın 355. maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Asıl dava; velayetin tedbiren düzenlenmesine, birleşen dava TMK'nın 161. maddesi gereğince zina hukuksal sebebine dayalı, karşı dava ise: TMK'nın 166/1. maddesi uyarınca düzenlenen boşanma ve boşanmanın ferisi niteliğindeki taleplere ilişkindir....

yargılama sonunda kesin olarak anneye verilmesini, çocukları için de ayrı ayrı aylık 2,000'er .TL iştirak nafakasına hükmedilmesini, çocuk mallarının tedbiren korumaya alınmasını talep ve dava etmiştir....

DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Davacı- karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların boşanmalarına müşterek kız çocuğu Yaren'in velayetinin davacı babaya dava sırasında tedbiren dava neticesinde tamamen verilmesine, müvekkiline 15.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak verilmesine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır. Ana ve babanın yararları; ahlaki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumlar, çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde göz önünde tutulur. Velayet kamu düzenine ilişkin olup, re’sen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu nedenle yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir....

    Mahkemece; yaşı gereği idrak çağında bulunan 2004 doğumlu Emirhan'ın velayet konusunda görüşlerine başvurulmamış, çocukların üstün yararının belirlenmesi bakımından anne ve babanın yaşam koşulları ve çocuklara bakım olanakları konusunda bir araştırma yapılmamıştır....

      Maddesinde düzenlenen önlem nafakası olduğu, davacı tarafından tedbir mahiyetinde olan önlem nafakası istemli iş bu davanın ise boşanma ve ferilerine ilişkin karar istinaf incelemesinde iken açıldığı, nafaka talebinin geçici önlem olarak tedbiren her zaman artırılıp azaltılabileceği, dosya istinaf incelemesinde olduğundan tedbiren istenen nafakanın artırılmasının istinaf incelemesi yapan ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Dairesinden talep edilmesi gerektiği, mahkememizce davanın görülmesinin nafaka talebi yönünden mükerrerliğe sebebiyet verebileceği, böylelikle davacının önlem nafakası davası açmasında ve mahkememizden talepte bulunmasında hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle dava usulden red edilmiş ise de elde dava TMK'nun 197. Maddesinde düzenlenen tedbir nafakasına ilişkindir. Dava, evliliğin devamı sırasında kadın eş tarafından, erkek eşe karşı açılan tedbir nafakası isteğine ilişkindir....

      Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davac dilekçesindeki hususları kabul etmediklerini, davacının kusurlu eylemleri nedeniyle müvekkilinin evden ayrıldığını, açılan davanın reddine, müşterek çocuğun geçici velayetinin tedbiren müvekkiline verilmesine, müvekkili lehine 200.000 TL maddi, 200.000 TL manevi tazminata hükmedilmesine, müvekkili için aylık 250 TL , müşterek çocuk için aylık 250 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, karar kesinleştikten sonra nafakaların yoksulluk ve iştirak nafakası olarak devamını talep etmiştir. Mahkemece 20/10/2021 tarihli duruşma zaptının 3 nolu ara kararı ile müşterek çocuğun çocuğun üstün yararı göz önünde tutularak ortak çocuğun velayetin tedbiren davacıya verilmesine, karar verildiği, davalı vekilinin 12/01/2022 tarihli duruşma celsesinde geçici velayet yönünden itirazda bulunduğu görülmüştür....

      Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davac dilekçesindeki hususları kabul etmediklerini, davacının kusurlu eylemleri nedeniyle müvekkilinin evden ayrıldığını, açılan davanın reddine, müşterek çocuğun geçici velayetinin tedbiren müvekkiline verilmesine, müvekkili lehine 200.000 TL maddi, 200.000 TL manevi tazminata hükmedilmesine, müvekkili için aylık 250 TL , müşterek çocuk için aylık 250 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, karar kesinleştikten sonra nafakaların yoksulluk ve iştirak nafakası olarak devamını talep etmiştir. Mahkemece 20/10/2021 tarihli duruşma zaptının 3 nolu ara kararı ile müşterek çocuğun çocuğun üstün yararı göz önünde tutularak ortak çocuğun velayetin tedbiren davacıya verilmesine, karar verildiği, davalı vekilinin 12/01/2022 tarihli duruşma celsesinde geçici velayet yönünden itirazda bulunduğu görülmüştür....

      Davalı annenin Silivri Aile Mahkemesine velayetin değiştirilmesine ilişkin dava açtığı, davanın derdest olduğu ancak boşanma kararı ile velayetin anneye verildiği, kesinleşmiş bir velayet değişikliği kararı olmadığı, işbu davayla Silivri Aile Mahkemesinin birlikte yürütülmesi gerekliliğinin bulunmadığı anlaşılmakla davalının bu yöndeki istinaf talebi reddedilmiştir. İlk Derece Mahkemesince, müşterek çocuğun beyanı ve sosyal inceleme raporu doğrultusunda davanın kabulü ile çocuğun velayetinin babaya verilmesine karar verilmiş ise de, davalı annenin Silivri Aile Mahkemesi'nde açtığı velayet değişikliğine ilişkin davada müşterek çocuğun polis karakoluna sığındığını ve fiilen kendi yanında yaşadığını iddia ettiği, istinaf dilekçesi ekinde Silivri Aile Mahkemesince alınan sosyal inceleme raporunun ibraz edildiği görülmüştür....

      KARŞI OY Boşanma kararıyla müşterek çocukların velayetinin anneye bırakılmış olması, velayetin kullanılmasına (TMK.m.182/2) ilişkin olup, bu nitelikteki bir karar, babanın ergin olmayan çocukları üzerindeki kanundan doğan (TMK.m.335/1) velayet hakkını kendiliğinden kaldırmaz. Kullanılması kendisinde olmasa bile hak varlığını kaldırılmadığı sürece devam ettirir. Bu bakımdan, mahkemece, ayrıca babanın çocuklardan Hümeyra üzerindeki velayet hakkının kaldırılmasına karar verilmiş olması doğrudur. O nedenle değerli çoğunluğun yukarıda 2.maddenin (b) bendinde yer alan "velayet babaya verilmediği halde, verilmeyen velayetin kaldırılmasına da karar verilemeyeceğine" ilişkin gerekçesine ve hükmün bu yönden düzeltilmesine katılmıyorum. Kaldırma kararı doğrudur ve onanmalıdır....

        UYAP Entegrasyonu