Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından, kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, manevi tazminat, nafakalar, velayet düzenlenmesi, kişisel ilişki, kadının tefrik edilen ziynet alacağı, katılma alacağı talepleri, vekalet ücreti, kadının aracın kendi kullanımına tedbiren tahsis talebi yönünden, davalı-karşı davacı kadın tarafından ise, erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, reddedilen manevi tazminat talebi, reddedilen yoksulluk nafakası talebi, iştirak nafakasının miktarı, kişisel ilişki düzenlenmesi, tefrik edilen ziynet alacağı, katılma alacağı talepleri yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 24.01.2017 günü duruşmalı temyiz eden davalı-davacı ... ile vekili Av. .....

    nedeni ile müşterek çocukların velayet hakkının babaya verilmesine, boşanma nedeni ile 5.000,00TL maddi, 10.000,00TL manevi tazminatın kadından alınarak erkeğe ödenmesine talep ve dava edildiği anlaşılmıştır....

    Yukarıda açıklandığı üzere boşanma sebebi kabul edilen, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda davalı - karşı davacı erkek tamamen kusurlu olduğundan erkek yararına maddi ve manevi tazminata (TMK m. 174/1- 2) hükmedilemez. Davalı - karşı davacı erkeğin maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Sonuç itibariyle; davacı - karşı davalı kadının asıl dava, kusur belirlemesine, davalı - karşı davacı erkeğin tedbiren velayet, tedbiren velayete bağlı kişisel ilişki ve tedbir nafakasına yönelik istinaf itirazlarının Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1- b-2 maddesi uyarınca kabulüne, tarafların sair istinaf itirazlarının Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1- b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

    Öte yandan dosya temyiz aşamasında iken babanın açtığı tedbiren velayet düzenlemesine ilişkin davada müşterek çocuklar 2001 doğumlu ... ve 2007 doğumlu ...’nin uzman tarafından dinlendiği, 2014 yılı Eylül ayından bu yana baba ile yaşadıklarını ve bundan sonra da baba ile kalmak istediklerini beyan ettikleri...14. Aile Mahkemesinin 2015/209 esas, 2015/569 karar sayılı kararı ile müşterek çocukların velayetlerinin tedbiren babaya verildiği anlaşılmıştır. Bu durumda, idrak yaşında bulunan müşterek çocuk ...'nün duruşmada velayet konusunda uzman eşliğinde görüşlerinin alınması,...14. Aile Mahkemesinin 2015/209 esas, 2015/569 karar sayılı dosyasının getirtilmesi, pedagog, psikolog ve sosyal çalışmacıdan oluşan üç kişilik uzmandan rapor alınması ve sonrasında bütün delillerin birlikte değerlendirilerek ve de kardeşlik duygularının gelişmesi için kardeşlerin birbirlerinden ayrılmaması ilkesi de dikkate alınarak küçüklerin velayetleri konusunda bir karar verilmesi gerekir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma - Velayetin Tedbiren Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından boşanma davasının kabulü ile ortak çocukların velayeti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece yapılan yargılama sonucunda erkeğin boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukları 11.02.2005 Kübra ile 01.05.2009 doğumlu Muhammed Emin'in velayetlerine dair somut gerekçe belirtilmeden velayetlerin takdiren babaya verilmesine hükmedilmiştir....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Tarafların müşterek çocukları Hatice Akçay'ın geçici velayet hakkının davalı anneye verilmesine, müşterek çocuklar lehine hükmedilen tedbir nafakasının kaldırılması isteminin reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı tarafça süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmamasına ve muvafakatlerinin olmamasına rağmen mahkeme tarafından davalı tarafa tanık bildirmesi için süre verildiğini, bilirkişi raporuna itiraz etmelerine rağmen yeniden müşterek çocuğun yaşadığı ortam görülerek bilirkişi raporu alınmamasının yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Dava, Türk Medeni Kanunu'nun 197. maddesi uyarınca müşterek çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakasının kaldırılması ve tedbiren velayet istemine ilişkindir....

        GEREKÇE : Dava, müşterek çocuğun boşanma kararı ile babaya verilen velayetinin değiştirilerek, öncelikle tedbiren ve sonra nihai olarak anneye verilmesi ve çocuk yararına tedbir ve iştirak nafakası isteğine ilişkindir. HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Velayetin değiştirilmesi yönünden yapılan incelemede; Taraflar Bodrum 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 11/12/2013 tarihinde kesinleşen kararı ile anlaşmalı olarak boşanmışlar,  18/12/2010 doğumlu Yağmur'un velayeti davalı babaya verilmiştir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir....

        İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE Asıl dava; tedbiren velayet ve önlem nafakası, birleşen dava ile karşı dava; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma ve ferileri istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilerek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. TMK'nın 166/1- 2. maddesine göre; "evlilik birliği ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir."...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Tedbiren Velayet-Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından, erkeğin boşanma davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece, davalı-davacı kadın ağır kusurlu kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de; davalı-davacı kadına kusur olarak yüklenen eşi aleyhine tanıklık yaptığına dair vakıanın kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, yapılan yargılama ve toplanan tüm deliller değerlendirildiğinde; davalı-davacı kadına mahkemece yüklenen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışları yanında...

          Boşanma davasında ortak çocukların velayetlerinin tedbiren anneye verilmesinden sonra, davalı babanın, anne tarafından çocuklara cinsel istismarda bulunulduğuna ilişkin iddiaları ile ilgili dosyada somut bir delil bulunmadığı gibi, bu iddialarla ilgili olarak ... Cumhuriyet Savcılığı tarafından kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş, davalı annenin velayet görevini yerine getiremeyeceği kanıtlanamamıştır. Taraflar arasında görülen boşanma davasında alınan üç ayrı sosyal inceleme raporu ile eldeki davada alınan sosyal inceleme raporları da bu doğrultudadır. Bu durumda, davanın reddi gerekirken, yazılı gerekçeyle kabulü doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, duruşma için takdir olunan 1.480,00 TL vekalet ücretinin, ....dan alınarak....'...

            UYAP Entegrasyonu