Her ne kadar mahkeme kararında tarafların ekonomik ve sosyal durumları gereği kadının yoksulluğa düşmeyeceği gerekçesiyle hüküm verilmişse de; kadının temyiz dilekçesindeki beyanında İş-kur vasıtası ile işe girdiğini ve çalışma süresi dolduğu için işten çıkartıldığını, hali hazırda işsiz olduğunu beyan ettiği anlaşılmakla, kadının gelirinin bulunup bulunmadığı ve varsa düzenli ve yeterli olup olmadığı hususunun araştırılarak yoksulluk nafakası (TMK m.175) istemi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile karar verilmiş olması isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir....
Bu durumda, davacının maliki bulunduğu taşınmazların bedelleri ile kiraya verilmesi durumunda getireceği kira gelirinin, gerektiğinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle belirlenerek ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacı kadını yoksulluğa düşmekten kurtarıp kurtarmayacağı değerlendirilip, yoksulluk nafakası istemi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve incelemeyle yazılı şekilde yoksulluk nafakası isteminin reddine karar verilmiş olması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. 4-Davacı, iştirak nafakasının gelecek yıllardaki artış oranının belirlenmesini de talep etmiştir. Bu istem yönünden olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması da doğru görülmemiştir....
O halde, davalı-karşı davacı kadının yoksulluk nafakası isteğinin reddi gerekirken, yazılı şekilde yoksulluk nafakası takdiri doğru görülmemiştir. 3-Davalı-karşı davacı kadının tazminat ve nafakalar için faiz istemi olmadığı halde talep aşılarak kadın lehine takdir edilen maddi tazminat ve nafakalara faiz yürütülmesi doğru olmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) ve (3.) bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 30.03.2017(Prş.)...
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: l-Dosyadaki yazılara, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olmasına, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına ve özellikle 08.08.2012 olan dava tarihinin gerekçeli karar başlığında 10.04.2015 olarak yazılmasının maddi hataya dayalı bulunup mahallinde düzeltilmesinin mümkün bulunmasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece verilen ilk hüküm çocuk yararına verilen iştirak nafakasının miktarının fazla bulunması ve kadının yoksulluk nafakası istemi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması nedenleriyle bozulmuş, bozma kapsamı dışında kalan bölümler yönünden hüküm kesinleşmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre aleyhine yargılamanın yenilenmesi istenen kocanın tüm, yargılamanın yenilenmesini isteyen kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Yargılamanın yenilenmesini isteyen kadının yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat istemi olmadığı halde, kesin hüküm oluşturacak şekilde yoksulluk nafakası ile tazminatların reddine karar verilmesi doğru değil ise de; bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılamasını gerektirmediğinden hükmün bu yönden düzeltilerek onanması gerekmiştir (HUMK.md.438/7)....
Davacı kadının yargılamanın devamı sırasında sigortalı olarak çalışmaya başladığı, davalının tespit edilen mevcut sosyal ve ekonomik durumu dikkate alındığında düzenli bir işi ve geliri bulunan davacı kadının boşanma nedeniyle yoksulluğa düşme durumunun söz konusu olmadığı anlaşılmakla davalının, davacı kadın için yoksulluk nafakası takdirine yönelik istinaf isteminin kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının 6 nolu hüküm fıkrasının yoksulluk nafakasına ilişkin kısmının kaldırılmasına, davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Sonuç olarak; davalının davacı lehine takdir edilen yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin kabulüne, diğer yönlere ilişkin istinaf taleplerinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Yargıtay'ın yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması" yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu olarak kabul edilmemektedir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 26.12.2001 tarih ve 2001/2-1158 E., 1185 K; 01.08.2002 tarih ve 2002/2-397 E., 339 K.; 28.02.2007 tarih ve 2007/3-84 E., 95 K.; 16.05.2007 tarih ve 2007/2-275E., 275 K.; 11.03.2009 tarih ve 2009/2-73 E, 118 K.; 13.05.2009 tarih ve 2009/3-165 E., 186 K.; 04.05.2011 tarih ve 2011/2-155 E., 2011/278 K. sayılı kararları). 17. Ne var ki, asgari ücret seviyesinde gelir elde edilmesi yoksulluk nafakası bağlanmasına engel değilse de bu durumun nafaka miktarının tespitinde esas alınacağı da unutulmamalıdır. Yoksulluk durumu günün ekonomik koşulları ile birlikte, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları değerlendirilerek takdir edilmelidir. 18....
DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün bulunmamasına göre davacı-davalı kocanın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Dairemizin 2.5.2011 tarihli bozma ilamından açıkça anlaşıldığı üzere hüküm, yoksulluk ve iştirak nafakası ve tazminatlar için faiz istemi yönünden bozulmuş, kararın bozma kapsamı dışında kalan yönleri ise onanmıştır. Bozma kapsamı dışında kalan yönler 18.7.2011 tarihinde karar düzeltme isteminin reddi kararı ile kesinleşmiştir....
Bozma Kararı 1.Bölge Adliye Mahkemesinin 16.07.2019 tarihli kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen mânevî tazminat, kadın lehine tedbir nafakasına hükmedilmesi ve iştirak nafakasının miktarı yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise erkeğin açtığı asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tedbir ve iştirak nafakaları ile mânevî tazminatın miktarı, lehine yoksulluk nafakası ve maddî tazminata hükmedilmemesi yönünden temyiz isteminde bulunmuştur. 2.Dairenin 11.04.2022 tarih 2022/1679 Esas 2022/3458 Karar sayılı kararı ile; davacı-davalı erkeğin taleplerinin istinaf edilmeyerek kesinleşmiş olduğu, davalı- davacı kadının ise, tarafların gerçekleşen sosyal ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk 26.10.2009 doğumlu Ecrin yararına takdir edilen iştirak nafakası miktarının az olduğu ve kadının yoksulluk nafakası talebi yönünden yoksulluk nafakası araştırması yapılarak kadının istemi hakkında bir...
Bölge adliye mahkemesi kararına karşı taraflarca temyiz talebinde bulunulmuş ve Dairemizin 06/03/2019 tarihli ve 2017/4576 esas, 2019/2268 karar sayılı kararıyla kadının yoksulluk nafakası dışındaki tüm temyiz taleplerinin reddine karar verilmiş ve kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiğinden bahisle, ilgili bölge adliye mahkemesi kararı bozulmuştur. Bozma kararından sonraki 25/06/2019 tarihli duruşmada bozma ilamına uyulmasına karar veren bölge adliye mahkemesi, temyiz talebine konu kararı ile "Davalı-davacı erkeğin yoksulluk nafakası başvurusuna ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine" karar vermiştir....