Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı erkek davacı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davacı taraf istinaf yasa yoluna başvurmamıştır....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kusur, tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine,peşin alınan harcın mahsubuna, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere yoksulluk nafakası yönünden oyçokluğuyla diğer yönlerden oybirliğiyle karar verildi.15.07.2009 (Çrş.) KARŞI OY Davacının yoksulluk nafakası talebi bulunmamaktadır. İstek olmadığı halde, davacı yararına yoksulluk nafakası takdiri usul ve yasaya aykırıdır....

    Bilindiği üzere “asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması” yoksulluk nafakası bağlanmasına engel değildir. Bu husus Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 gün ve 1998/2-656-688 sayılı kararı, 26.12.2001 gün ve 2001/2-1158-1185 sayılı kararı, 01.08.2002 gün ve 2002/2-397-339 sayılı kararı, 28.02.2007 gün ve 2007/3-84-95; 16/5/2007 gün ve 2007/2-275-275 sayılı kararı, 11/3/2009 gün ve 2009/2-73-118; sayılı kararı, 24.12.2014 gün 2013/3-1364-1082; sayılı kararında da teyit edilmiştir. Yoksulluk durumu günün ekonomik koşulları ile birlikte, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları değerlendirilerek takdir edilmelidir. Yoksulluk nafakası ahlaki ve sosyal düşüncelere dayanır. Onun içindirki, bilimsel öğretide; evlilik birliğinde eşler arasında geçerli olan dayanışma ve yardımlaşma yükümlülüğünün, evlilik birliğinin sona ermesinden sonra da kısmen devamı niteliğinde olduğu kabul edilmektedir....

      Açıklanan nedenlerle davacı kadının maddi ve manevi tazminat miktarına yönelik istinaf isteminin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin maddi ve manevi tazminat miktarına ilişkin hükmünün kaldırılmasına, 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b-2 maddesi uyarınca yeniden esas hakkında verilen karar uyarınca; davacı kadın yararına TMK 174/1- 2 maddesi uyarınca 30.000 TL maddi, 25.000 TL manevi tazminat takdirine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmesi gerektiği kanısına ulaşılmıştır. Mahkemece, davacı kadın için aylık 500 TL yoksulluk nafakası takdir edilmiştir. Değişen ekonomik şartlar, tarafların mevcut sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği dikkate alındığında davacı kadın için takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. TMK'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekir....

      Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından; reddedilen tazminat ve yoksulluk nafakası talepleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda, ilk derece mahkemesi tarafından davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına 10.000 TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminata, aylık 200 TL tedbir ve aylık 250 TL yoksulluk nafakasına, velayeti anneye verilen ortak çocuk yararına aylık 200 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmiş, davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönünden istinaf talebinde bulunulması üzerine bölge adliye mahkemesi kadının dava dilekçesinde yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinden feragat ettiği gerekçesiyle kadının yoksulluk nafakası ile tazminat taleplerinin...

        Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde "davacı müvekkilim için şimdilik tedbir nafakası olarak 1000 TL ödenmesine ilk duruşmada karar verilmesini talep ediyorum" şeklinde beyanda bulunmuştur. Türk Medeni Kanununun 175. maddesi uyarınca yoksulluk Nafakasına hükmedebilmek için nafaka talep edenin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması yanında bu konuda açık talebinin de bulunması gerekmektedir. Dava dilekçesinde "başka türlü geçinmelerini sağlaması ve iş bulup çalışmasının olanaksız" olması şeklinde açıklamalar, yoksulluk nafakası isteği olarak değerlendirilemez. Açıkça tedbir nafakası talebinde bulunulup, yoksulluk nafakası isteği bulunmadığından, davacı-davalı kadına yoksulluk nafakası verilmesi yönündeki bozma doğru bulunmamıştır....

          Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili ile davalılardan Nezihe arasında görülen boşnma davasında, davalı ... lehine aylık 700 TL yoksulluk nafakası ile diğer davalı olan müşterek çocuk .... lehine aylık 300 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, ancak boşanma sırasında varlıklı bir kişi olan müvekkilinin, başka kimselere kefil olması nedeniyle tüm malvarlığını yitirdiğini ve yardıma muhtaç hale geldiğini ileri sürerek; yoksulluk ve iştirak nafakalarının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalılar, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; davalı ...'ın reşit olması nedeniyle hükmedilen iştirak nafakası sona erdiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, davalı ... lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının ise kaldırılmasına dair verilen hüküm, davalı ...'...

            Aile Mahkemesi'nin ilamının gerekçe kısmında; “...davalının herhangi bir işi ve düzenli geliri olmaması nedeniyle boşanma ile yoksulluğa düşeceği anlaşılmakla tarafların mahkememizce boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu kabul edilmesi gerektiği kanaatine varıldığından yargılama sırasında takdir edilen aylık 150 YTL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesine kadar devamına karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar vermek gerekmiş...” denilmek suretiyle mahkemece davacı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmolunduğu anlaşılmaktadır.Her ne kadar boşanma ilamının hüküm kısmında “aynı miktar nafakanın iştirak nafakası olarak davacıdan alınarak davalıya verilmesine” şeklinde hüküm kurulmuşsa da boşanma ilamının gerekçesi ve hüküm fıkrasında bahsi geçen nafakanın yoksulluk nafakası olarak anlaşılması ve yoksulluk nafakasının artırım şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılarak sonuca göre karar verilmesi gerekirken mahkemece...

              Ancak; 04.06.1958 tarihli ve 15/6 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı gereğince, maddi olayları açıklamak taraflara ve ileri sürülen olayları hukuken nitelemek ve uygulanacak Kanun hükümlerini tesbit etmek ve uygulamak görevi hakime aittir. Nitekim 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 33. maddesinde hâkimin, Türk hukukunu resen uygulayacağı belirtilmiştir. Bu ilke gereği açılan davayı nitelemek ve açılmış bir dava hakkında doğru hukuk kurallarını bulup uygulamak hâkime düşen bir görevdir. Davalı-davacı vekilinin birleşen dava dilekçesindeki "yardım nafakası" talebinin "yoksulluk nafakası" istemi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Mahkeme, süresinde ve usulüne uygun şekilde ileri sürülen tüm talepler ile ilgili olumlu veya olumsuz bir karar vererek, bu konulardaki uyuşmazlığı sona erdirmelidir. Somut olayda, mahkemece davalı-davacının yoksulluk nafakası talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir....

              Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından, yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İlk derece mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiş, davalı tarafından yoksulluk nafakası yönünden istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, görevli ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi tarafından, 11.04.2018 tarih, 2018/102 esas ve 2018/356 sayılı kararla, davalının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmiştir. Davacı kadın temyiz aşamasında 11.01.2019 tarihli dilekçesiyle yoksulluk nafakası talebinden feragat ettiğini bildirdiğinden, yoksulluk nafakası talebinden feragat beyanı gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir....

                UYAP Entegrasyonu