Her ne kadar davacı vekili tarafından yerel mahkeme kararına karşı müvekkil lehine hükmedilen yardım nafakası miktarının yetersiz olduğu yönünde istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de, dosya üzerinde yapılan incelemede; yerel mahkemece taraflar tespit olunan ekonomik ve sosyal durumları, paranın satın alma gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında eğitim hayatına devam eden davacı yararına hükmedilen yardım nafakası miktarının yerinde olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun tüm yönlerden esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve düşüncesiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, somut olayda davalı eş ve müşterek çocuk için dava tarihinden itibaren hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası .boşanma hükmünün kesinleştiği 30.05.2002 tarihine kadar devam edeceğinden ve borçlunun da herhangi bir ödeme iddiası bulunmadığına göre alacaklının bu miktar için takibe devam etmesinde yasaya aykırılık bulunmamaktadır. O halde, mahkemece şikayetin reddi yerine yazılı gerekçe ile, işlemiş nafaka alacağı ve bu alacağın faizi yönünden takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nm 366. ve HUMK'nın 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 06.03.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı kadın vekili tarafından yerel mahkeme kararına karşı hükmedilen tedbir nafakası miktarının yetersiz olduğu yönünde istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de, dosya üzerinde yapılan incelemede; yerel mahkemece davalının Kocaeli'deki evi boşaltıp Zonguldak'a gittiği, başka kadınlarla mesajlaştığı, davacı kadına karşı ekonomik şiddet uyguladığı ve maddi destekte bulunmadığı gerekçesiyle tarafların tespit olunan ekonomik ve sosyal durumları, paranın satın alma gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, hükmedilen aylık 800 TL tedbir nafakası miktarının yerinde olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin nafaka miktarına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği anlaşılmıştır....
Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, dava tarihine, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına ve Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesine göre halen öğrenci olan ve bir geliri bulunmayan davacı yararına ilk derece mahkemesince takdir edilen yardım nafakası miktarının hakkaniyete uygun olduğu anlaşıldığından taraf vekillerinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İşin esasına ilişkin istinaf sebeplerinin incelenmesine gelince; Somut olayda, davacı kadının toplam 10.000,00 TL bedel üzerinden mal rejiminin tasfiyesi talepli dava açtığı, mahkemece uyuşmazlık konusu olan araç ve taşınmaz hakkında ihtiyati tedbir kararı verildiği ve tedbirin devam ettiği, davalıya ait banka hesapları yönünden ise tedbir kararının reddedildiği anlaşılmakla talep konusu edilen miktar, hakkaniyet ve orantılılık ilkesi dikkate alındığında ilk derece mahkemesince verilen karar usul ve yasaya uygundur. Açıklanan sebeplerle, davacının yerinde görülmeyen istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Davacı kadın vekili tarafından yerel mahkeme kararına karşı hükmedilen tedbir nafakasının az olduğu ve tasarruf yetkisinin kısıtlanması taleplerinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu yönünde istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmakla, dosya üzerinde yapılan incelemede; her ne kadar yerel mahkemece tasarruf yetkisinin kısıtlanması talebinin reddine ve davacı kadın için 500 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ise de; tedbir nafakası ve tasarruf yetkisinin kısıtlanması taleplerinin 2 ayrı dava olmasına rağmen, tek harç düzenlemesi ile davanın karara bağlanmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, ayrıca tasarruf yetkisinin kısıtlanması davasına ilişkin kararda gerekçe bulunmadığı, tedbir nafakası davasının kabulü kararının gerekçesinin ise, yetersiz olduğu, hangi vakıaların hangi delillerle ispatlandığının karar gerekçesinde tartışılmadığı, tedbir nafakası talebinin TMK 197. maddesine dayandığı ve ortada tarafların sıfatları göz...
, hükmedilen tedbir nafakası miktarlarının da yerinde olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin çocuklar lehine hükmedilen tedbir nafakası yönünden yapmış olduğu istinaf başvurusunun esastan reddi yönünde karar verilmesi gerektiği kanaat ve düşüncesiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 13/02/2020 NUMARASI : 2019/658 ESAS, 2020/104 KARAR DAVA KONUSU : YARDIM NAFAKASI KARAR : Mahalli mahkemece verilen karara karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde, Dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalının kızı olduğunu, davacının annesi ile davalı arasında İstanbul Anadolu 8.Aile Mahkemesi 2017/910 Esas sayılı dosyasında derdest boşanma davası olup, 12/09/2019 tarihli celsesinde boşanma kararı verildiğini, boşanma davası sırasında davacı reşit olduğu için tedbir nafakasının kaldırılmasına karar verildiğini, davacının Lycee Saint Josef okulunda eğitim gördüğünü, eğitim ödemelerini annenin tek başına karşılandığını, anne tarafından ödenmeyen...
Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenlemeler gereği eşler evlilik birliğinin giderlerine güçleri oranında katılmak zorundadırlar (TMK.madde 186/son). Buna göre evlilik birliğinin ortak giderleri olan kira, elektrik, yakıt, su ve benzeri giderlere davalı eş katılmak zorundadır. Bu bağlamda; tedbir nafakası miktarı tayin edilirken, birliğin giderlerine katılmada eşlerin "ekonomik güçleri" ile müşterek yaşam sırasında davalının eş ve çocuklarına sağlamış olduğu yaşam düzeyi dikkate alınmalı, hakim; eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyelerinin ayrı yaşamaları halinde de korumaları gerektiğini gözetmelidir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 25/10/2018 NUMARASI : 2017/423 ESAS, 2018/861 KARAR DAVA KONUSU : YARDIM NAFAKASI KARAR : Mahalli mahkemece verilen karara karşı davalı T1 tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde, Dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, davalıların annesi olduğunu, geliri bulunmadığını, sağlık problemlerinin bulunduğunu, davalıların annelerinin bakımı ile ilgilenmediğini ve mali durumlarının iyi olduğunu belirterek, davalılardan müştereken ve müteselsilen aylık 3.000,00 TL yardım nafakasının alınmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacının adli müzaharet talebi kabul edilmiştir....