İstinaf Sebepleri Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 200,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına karar verilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, ayrıca 400,00 TL iştirak nafakası miktarının da az olduğunu, davanın kabulüne karar verilmesine rağmen vekâlet ücretine hükmedilmemiş olmasının da usul ve yasaya aykırı olduğunu, yargılama giderlerine ilişkin kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek, istinaf yoluna başvurmuştur. C....
nafakası ödenmesine ayrıca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Davacının kendisi için talep etmiş olduğu tedbir nafakası talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile; Dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere takdiren aylık 400 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine davacının müşterek çocuk için talep etmiş olduğu tedbir nafakası talebinin reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Karar davacı vekili tarafından kadına hükmedilen nafakanın miktarının düşük belirlenmesine, müşterek çocuk hakkında davanın reddine yönelik olarak istinaf edilmiş, müşterek çocuğun kısıtlı olduğu belirtilerek yargılama sırasında annenin velayeti altına alınmasına karar verildiği belirtilmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava önlem nafakası talebinden ibarettir....
Duruma göre talep sonucundan daha azına karar verebilir" düzenlemesi bulunmaktadır.Somut olayda; davalı, babasından yardım nafakası talep eden davacı oğulun 05.06.2012 tarihli duruşmada; "...şu anda bir işe girdim, ancak dava açtığımızda okuyordum. İşsizdim bu nedenle, yardım nafakası davasını açtık. 08 Mayıs 2012 tarihinde işe girdim. Bu nedenle bu aradaki mesafe açısından avukatımın beyanlarına katılıyorum. Bu süre için yardım nafakası talebinde bulundum..." dediği anlaşılmaktadır.Mahkemece; "davanın kısmi kabulü ile dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 200 TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine" şeklinde hüküm oluşturularak, açıkça işe girdiği tarihe kadar yardım nafakası istediğini beyan eden davacının talebinin aşılarak, HMK. 26.maddesine aykırı hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....
Davacı, müşterek çocuk için ödediği 200 TL tedbir nafakasının kaldırılması amacıyla davalı anne aleyhine dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulü ile müşterek çocuk için hükmedilen tedbir nafakasının çocuğun reşit olduğu 10.11.2011 tarihinden itibaren kaldırılmasına karar verilmiştir. Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, müşterek çocuk lehine hükmedilen tedbir nafakasının kaldırılması istemine ilişkin olup, babanın çocuğuna bakma mükellefiyeti onun reşit olmasıyla sona erer. (TMK 328/1) Küçük reşit olduktan sonrada eğitimine devam ediyorsa bu takdirde, kendisi yeni bir dava açarak yardım nafakası talebinde bulunabilir. Müşterek çocuk dava tarihinde reşit olduğuna göre, davacı baba, velayeten anneye karşı dava açamaz. Davalının pasif husumet ehliyeti bulunmadığından, başka bir anlatımla, davalının davalı olma sıfatı olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından kusur belirlemesi, yoksulluk nafakasının miktarı, maddi ve manevi tazminat miktarı yönünden; davalı-davacı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, tedbir ve yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat miktarı, lehine hükmedilmeyen maddi ve manevi tazminat yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-davalı kadın temyiz dilekçesinde adli yardım talebinde bulunmuştur. Adli yardıma ilişkin usul ve esaslar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 334-340. maddelerinde düzenlenmiş olup, aynı Kanunun 336/3. maddesine göre adli yardım talebi kanun yollarına başvuru sırasında Yargıtaya da yapılabilir ve 337/1. madde uyarınca da duruşma yapmaksızın talep hakkında karar verilebilir....
Türk Medeni Kanunu’nun 364- 366. maddeleri arasında düzenlenen yardım nafakası, sınırlı şekilde sayılan akrabaların birbirlerine karşılıklı olarak yardım etme yükümlülüğüne dayanmakta olup, kanun, nafaka ile yükümlü olanları tek tek saymıştır. Bunun dışındaki kimselerin nafaka verme yükümlülüğü yoktur. Yardım nafakası ilişkisinin tarafları; üstsoy, altsoy ve kardeşlerdir. Nafaka davası, mirasçılıktaki sıra göz önünde tutularak açılır. (TMK m. 365) Nafaka alacaklısı kişi, miras hukuku kuralları çerçevesinde ilk olarak kim ya da kimler kendisine mirasçı olacaksa öncelikle onlardan yardım nafakası talebinde bulunabilir. Mirasçılıktaki sıra takip edilmeksizin açılan yardım nafakası davasının dinlenme olanağı yoktur. Mirasçılıkta ilk sırada yer alan kişi veya kişiler, yoksulluğa düşen kişinin yardım nafakası talebini yerine getiremediği durumlarda, daha sonra mirasçı olacak kişilerden nafaka talebinde bulunulabilir....
Dosya kapsamına göre, Çaycuma 2.Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 16/02/2016 tarihli ve 2015/298 esas, 2016/69 karar sayılı ilamı ile davacı ve o tarihte hepsi küçük olan müşterek çocuklar Alican, Alim ve Muhammet için tedbir nafakasına hükmedildiği, bu dava ile tedbir nafakalarının artırılmasının talep edildiği, mahkemece davacı Gülşen ve yanında bulunan reşit olmayan müşterek çocuk Muhammet yönünden davanın kabulüne karar verildiği, diğer davacılar T4 ve T4'ın dava tarihinde reşit olduğu gerekçesiyle bu davacılar için açılan davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. HMK'nın 33.maddesi uyarınca olayları anlatmak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir. Dava dilekçesindeki anlatım, ekli vekaletnameler dikkate alındığında, eldeki davanın davacı eş Gülşen ve küçük çocuk Muhammet yönünden tedbir nafakasının artırılması, reşit olan müşterek çocuklar Alican ve Alim için ise kendi adlarına açtığı yardım nafakası talebine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, tazminatların miktarı, yoksulluk nafakası ile adli yardım talebinin reddi, tedbir nafakası ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre ve özellikle davacı kadın yararına 27.06.2014 tarihli ara karar ile hükmedilen 175 TL tedbir nafakasının karar tarihi ile birlikte kaldırılmasına karar verildiği halde, hükümde müşterek çocuk Yadenur şeklinde yazılmasının mahallinde düzeltilebilir maddi hata niteliğinde olduğunun anlaşılmasına göre, aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri...
Mahkemece, davanın kabulü ile; tarafların TMK.166/1 maddesi gereğince boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin davacı anneye verilmesine, baba ile aralarında şahsi ilişki düzenlenmesine, davacı kadın lehine 30.000,00 TL maddi, 28.000,00 TL manevi tazminat verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, ara karar ile hükmedilen aylık 300,00TL tedbir nafakasının hüküm kesinleşinceye kadar aynen devamına, hüküm kesinleştikten sonra aynı miktar üzerinden yoksulluk nafakası olarak devamına, ara karar ile müşterek çocuk lehine hükmedilen aylık 200,00 TL tedbir nafakasının hüküm kesinleşinceye kadar aynen devamına, hüküm kesinleştikten sonra aynı miktar üzerinden iştirak nafakası olarak devamına, nafakaların her ay davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir....