Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tüm dosya kapsamına göre; Çocuk için iştirak nafakasının artırımı ile ilgili karara ilişkin istinaf başvurusunda; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında kanun yolu başvurusunda, yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri 17.830 Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. (02.12.2016 tarihli, 6763 Sayılı Kanunun 41 maddesi ile değişik, 6100 sayılı HMK m.341/2) Her nafaka ayrı ayrı değerlendirilir. Eldeki davada karar tarihi itibarıyla çocuk yönünden artırılan iştirak nafakasının miktarı yıllık 17.830 Türk Lirasını geçmemektedir....

Yerel mahkemece verilen istinafa konu karar ile, davacının aylık 350,00 TL olan yoksulluk nafakasının 900,00 TL artırılarak aylık 1.250,00 TL'ye yükseltildiği, bir yıllık yoksulluk nafakası artış miktarının 10.800,00 TL'ye tekabül ettiği, müşterek çocuk Medine Hira'nın aylık 350,00 TL olan iştirak nafakasının 650,00 TL artırımı ile aylık 1.000,00 TL'ye yükseltildiği ve bu çocuk için bir yıllık nafaka artış miktarının ise 7.800,00 TL'ye tekabül ettiği, müşterek çocuk Hasan'ın aylık 400,00 TL olan iştirak nafakasının 700,00 TL artırımı ile aylık 1.100,00 TL'ye yükseltildiği ve bu çocuk için bir yıllık nafaka artış miktarının ise 8.400,00 TL'ye tekabül ettiği, HMK 341/2 maddesi gereğince karar tarihi olan 2023 yılı itibariyle miktar veya değeri 17.830,00 TL'yi geçmeyen mal varlığına ilişkin kararların kesin olduğu anlaşılmakla, davalının nafaka artış miktarlarına yönelik istinaf talebinin HMK'nın 352 maddesi gereğince reddine karar vermek gerekmiştir....

Nafaka artırımı davaları bakımından önceden belirlenmiş miktar hariç tutularak artırılan miktarın 1 yıllık tutarına göre kesinlik sınırı belirlenmektedir. Mahkemece lehlerine tedbir nafakasına hükmedilen çocuklar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunması nedeniyle davalar birbirinden bağımsız olduğundan her bir çocuk için hükmedilen iştirak nafakasının yıllık miktarı 3.000 TL, davacı için hükmedilen yoksulluk nafakasının yıllık miktarı ise 3.000 TL olup, kararın verildiği 08/09/2020 tarihi itibariyle her bir çocuk ve davacı yönünden kesinlik sınırı 5.390,00 TL'yi aşmadığından kararın kesin olması nedeniyle istinaf talebinin HMK'nın 341/2 maddesi gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiştir....

Aile Mahkemesinin 2008/40 E. ve 2008/548 K. sayılı ilamıyla davacı lehine hükmolunan 300 TL yoksulluk nafakasının 750 TL'ye artırılmasını istemiştir. Davalı, yoksulluk nafakasına ilişkin kararın 18.11.2010 tarihinde kesinleştiğini, bu davanın ise kararın kesinleşmesinden hemen sonra 23.12.2010 tarihinde açıldığını, nafakanın artırımı gerektirir bir durumun söz konusu olmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, yoksulluk nafakasının 500 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.TMK'nun 176/4.maddesi “tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.” hükmünü amirdir.Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre, iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir....

    -TL yoksulluk nafakasının dava tarihi itibariyle, tarafların sosyal ve ekonomik durumları gereğince 160,00.-TL artırılarak, aylık 300,00.-TL'ye yükseltilmesine, bunun davalı T3 tahsili ile davacıya ödenmesine, 2- Belirlenen aylık yoksulluk nafakasının her yıl yasal faiz oranında arttırılmasına, 3- Fazlaya ilişkin talebin Reddine" karar verilmiştir....

    nafakasının dava tarihinden itibaren 150,00 TL artırılarak aylık 350,00 TL iştirak nafakasının tahsilde tekerrür olmamak şartıyla davalıdan alınarak velayeten davacı anneye ödenmesine, bu nafakanın her yıl TÜİK tarafından belirlenen UFE oranında artırılmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine," karar verilmiştir....

    nafakasının dava tarihinden itibaren 150,00 TL artırılarak aylık 350,00 TL iştirak nafakasının tahsilde tekerrür olmamak şartıyla davalıdan alınarak velayeten davacı anneye ödenmesine, bu nafakanın her yıl TÜİK tarafından belirlenen UFE oranında artırılmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine," karar verilmiştir....

    Beldesinde çalıştığını, bu nedenlerle davacının davalıya ödemekle yükümlü olduğu aylık 250,00 TL yoksulluk nafakasının iptaline, bunun söz konusu olmadığı durumda nafakanın aylık 100,00 TL'ye indirilmesini, yine müşterek çocuk Kurtuluş için hükmedilen 175,00 TL iştirak nafakasının aylık 100,00 TL'ye indirilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının kazancında düşüş olmadığını, davalının çalışmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece davalı için hükmedilen aylık 250,00 TL yoksulluk nafakasının aylık 200,00 TL'ye indirilmesine, müşterek çocuk için hükmedilen aylık 175,00 TL iştirak nafakasının aylık 100,00 TL'ye indirilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, iştirak nafakasının indirilmesi ve yoksulluk nafakasının kaldırılması talebine ilişkindir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava yoksulluk nafakasının artırımı istemine ilişkindir. Tüm dosya kapsamından tarafların Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/611 Esas 2014/928 Karar sayılı kararı ile boşandıkları, kadın için 250,00 TL yoksulluk nafakasına karar verildiği, davacı kadının Konya 4.Aile Mahkemesinin 2017/825 Esas 2018/551 Karar sayılı ilamı ile açtığı yoksulluk nafakasının artırımı davasının reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. TMK.nun 176/4. maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir....

      O halde, ilk derece mahkemesince; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, nafaka yükümlüsünün (davalının) gelir durumu nazara alınarak, Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun olacak şekilde ayrı yaşamakta haklılığı devam eden eş yararına tedbir nafakasının arttırılması koşullarının oluştuğu anlaşılmakla, kadının talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu sebeple, davacı kadın vekilinin istinaf talebinin kabulüne, Dairemizce HMK'nın 353/1.b.2 maddesi gereği tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak tedbir nafakasının arttrılmasına karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK'nın 353/1- b.2 maddesi gereğince KABULÜNE, Batman 2....

      UYAP Entegrasyonu