"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı kadının bağımsız tedbir nafakası davasında (TMK m. 197) verilen karara yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece tefhim edilen kısa karar ve gerekçeli kararda tazminatlar ve yoksulluk nafakası hakkında hüküm kurulmadığı halde, hükmün gerekçesinde "davalı ...'...
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1728 KARAR NO : 2021/323 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : DEMİRCİ ASLİYE HUKUK (AİLE)MAHKEMESİ TARİHİ : 16/07/2020 NUMARASI : 2019/96 ESAS - 2020/52 KARAR DAVA KONUSU : Tedbir Nafakası KARAR : Taraflar arasındaki tedbir nafakası davası nedeniyle yapılan yargılama sırasında, ilk derece mahkemesince verilen, karara karşı davacı ile davalı tarafından, istinaf yoluna başvurulmakla; evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İLK DERECE MAHKEMESİ SAFAHATI ; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1982 yılında evlendiklerini ve evlilikten iki reşit çocukları bulunduğunu, davalının bir süredir başka bir bayanla ilişkisinin olduğunu ve evi terk ettiğini, davacının geliri bulunmadığını ve davalıdan da maddi ve manevi destek görmediğini belirterek aylık 1.300,00TL tedbir nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
İlk derece mahkemesince; davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin davalı anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında şahsi ilişki tesisine, çocuk yararına aylık 1.000,00- TL tedbir ve iştirak nafakasına, davalının yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı kadın vekili; erkeğin kabul edilen boşanma davasına, kusur tespitine, kadının reddedilen yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat talebine, kişisel ilişki düzenlemesine yönelik istinaf talebinde bulunmuştur. İstinaf aşamasında yapılan incelemede eşlerden T4 vekili tarafından 11.11.2021 tarihinde terditli olarak zina (TMK md. 161), haysiyetsiz hayat sürme (TMK md. 163) ve evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı boşanma davası açıldığı, bu davanın Antalya 10. Aile Mahkemesinin 2021/805 esas sırasına kaydedildiği ve derdest olduğu, anlaşılmaktadır....
Somut olayda; tarafların evliliğinin sürdüğü, birlikte yaşamaya ara verildiği, ortak çocuk 2014 doğumlu Utku Kerim yararına TMK 197. maddesine dayanılarak tedbir nafakası talep edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, ortak çocuk yararına tedbir nafakasına karar verilmesi gerekir iken; hukuki nitelemede hata yapılarak tarafların evliliği sona ermediği halde iştirak nafakasına hükmedilmesi isabetli bulunmamıştır. Mahkemece tarafların evliliği sona ermediği halde hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek tedbir nafakasına karar verilmesi gerekirken hükmedilen nafakanın iştirak nafakası olarak belirtilmesi isabetli bulunmamıştır....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 500 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından, takdir edilen nafakanın çok yüksek olduğu gerekçesi ile temyiz edilmiştir. Dava, ayrı yaşamada haklılık nedenine dayalı, tedbir nafakası talebine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 197.maddesine göre ayrı yaşamakta haklı olan eş, diğer eşten tedbir nafakası isteminde bulunabilir. Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenlemeler gereği eşler birliğin giderlerine güçleri oranında katılmak zorundadır (TMK.madde 186/son). Buna göre birliğin ortak giderleri olan kira, elektrik, yakıt, su ve benzeri giderlere davalı eş katılmak zorundadır. Bu bağlamda; tedbir nafakası miktarı tayin edilirken, birliğin giderlerine katılmada eşlerin "ekonomik güçleri" ile müşterek yaşam sırasında davalının eşine sağlamış olduğu yaşam düzeyi dikkate alınmalı, hakim; eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyelerinin ayrı yaşamaları halinde de korumaları gerektiğini gözetmelidir....
Davalı-karşı davacı erkek vekili, cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının davasının reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların zina (TMK md. 161), haysiyetsiz hayat sürme (TMK md. 163) ve evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenlerine dayalı olarak boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin babaya verilmesine, çocuklar için aylık 500,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakanın her yıl TEFE-TÜFE oranında artırılmasına, davalı-karşı davacı erkek yararına 1 defaya mahsus olmak üzere 3.000,00 TL nafaka ile 50.000,00 maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
İlk derece mahkemesi; evlilik birliğinin sarsılması sebebi ile (TMK md.166/1) tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin anneye bırakılmasına, müşterek çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, müşterek çocuklar yararına aylık 300,00’er TL tedbir ve 450,00’şer TL iştirak nafakasına, davacı kadın yararına 300,00 TL tedbir ve 400,00 TL yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle birlikte 7.500,00 TL manevi tazminata, ziynet alacağı davasının kabulüne, 37.257,07 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davacının eşyalara yönelik talebinin reddine hükmetmiştir. Davalı koca vekili; boşanma davasının kabulü, kusur tespiti, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası, manevi tazminat ile ziynet alacağına yönelik istinaf talebinde bulunmuştur. Dava; evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle (TMK md.166/1- 2) boşanma, ziynet ve ev eşyası alacağına ilişkindir....
Davalı kadın vekili süresinde sunduğu 01/03/2018 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde; hükmedilen tedbir nafakalarının miktarının düşük olduğunu, kadının müşterek çocuk ile birlikte yaşadığını ve gelirinin bulunmadığını, hükmedilen nafaka miktarı ile kadının geçimini sağlamasının mümkün olmadığını, birleşen tedbir nafakası davasında erkeğe yükletilen yargılama giderlerinin eksik olduğunu belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir. GEREKÇE: Asıl dava; eylemli ayrılık hukuki sebebine (TMK madde 166/son) dayalı boşanma ve ferîlerine, birleşen dava ayrı yaşamakta haklılığa dayalı tedbir nafakasına (TMK madde 197) ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı - davalı tarafça her iki davada hükmün tamamı, davalı - davacı tarafça her iki davada hükmedilen nafakaların miktarı, birleşen davada yargılama gideri yönünden süresinde istinaf talebinde bulunulmuştur....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Nafaka - Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı- davacı erkeğin "TMK 197 mad dayalı tedbir nafakası davasına" yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca "Miktar veya değeri Kırk Bin Türk Lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 sayılı Kanun'un 44. maddesi ile de 6100 Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen ek madde 1 uyarınca temyiz parasal sınırlarının (HMK m. 341, 362) Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 298. maddesine göre her yıl tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması öngörülmüştür. Karar tarihi itibariyle bu miktar "72.070,00 TL" olarak belirlenmiştir....
Mahkemece hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. 3-Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-davalı kadın ağır kusurlu olmayıp, yoksulluk nafakası (TMK m.175) koşulları kadın yararına gerçekleşmiştir. O halde; davacı-davalı kadın yararına tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilerek uygun miktarda yoksulluk nafakasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde ret hükmü kurulması doğru değildir. 4-Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere davacı-davalı kadın ayrı yaşamakta haklılığını ispatlamış olup kadının tedbir nafakası davasının (TMK m.197) kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde ret hükmü kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....