WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tedbir nafakasına mahkemece resen hükmedilebileceği gibi yargılama aşamasında da her zaman istenebilir. Eşlerin birbirlerine karşı olan bakım, barınma, koruma ve gözetme yükümlülükleri sürekli yinelenen yükümlülükler olup, bu yükümlülük evlilik sona erinceye kadar devam eder. Bu nedenle tedbir nafakası isteğine yönelik talep, iddianın genişletilmesi yasağı kapsamında değerlendirilemeyeceği gibi karşı tarafın muvafakatini de gerektirmez. Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK m. 169)....

Aile Mahkemesinin 2014/680 esas -2015/319 karar sayılı dosyasında 16.07.2014 tarihinde tedbir nafakası (TMK m.197) davası açtığı, davacı kadının eşine hakaret içeren mesajlar göndermesi sebebiyle tamamen kusurlu olduğu, ayrı yaşamakta davalı erkeğin kusurunun bulunmadığı, ancak davalı erkeğin aylık 150,00 TL tedbir nafakası ödemeyi kabul ettiği gerekçesiyle kadının davasının kısmen kabulüne, kadın yararına aylık 150,00 TL tedbir nafakasına karar verildiği, kadın tarafından kusur belirlemesi yönünden temyiz edilen hükmün Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 26.10.2015 tarih 2015/8897 esas - 2015/16664 karar sayılı ilamı ile onandığı, ... 7. noterliğinin 12.08.2014 tarih ve 10504 yevmiye numaralı evrakı içeriğinden ise, davacı erkeğin 12.08.2014 tarihinde davalı kadına eve dön ihtarında bulunduğu, eldeki davanın ise 07.12.2015 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır....

    Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını ise hukuk düzeni korumaz (TMK m.2). Nafaka yükümlüsünün ödeme gücü, nafaka isteminin kabul edilip edilmemesinde değil, ancak nafaka miktarının belirlenmesinde göz önünde bulundurulur. Davacı kadın yararına Türk Medeni Kanunu'nun 175. maddesinde düzenlenen yoksulluk nafakası koşulları oluşmuştur. Hâl böyleyken, yoksulluk nafakası isteminin reddine hükmetmek davacı kadın aleyhine yoksulluk nafakası yönünden kesin hüküm oluşturacaktır. Bir an için ileride koşulların değişmesi durumunda, davacı kadının tekrar yoksulluk nafakası isteyebileceği düşünülse dahi bu kez de zamanaşımı (TMK m. 178) sorunu gündeme gelecek ve sonuçta davacı kadının hakkı ağır şekilde zarar görmüş olacaktır. Bu durumda, davacı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi hukuka uygundur....

      Davalı vekili süresinden sonra ibraz ettiği dilekçesinde özetle; kusurlu tarafın davacı olduğunu, davanın reddine, boşanmaya karar verilirse velayetin anneye verilmesine, çocuk için aylık 1.500 TL tedbir - iştirak nafakası, müvekkili için aylık 1.500 TL tedbir - yoksulluk nafakası, 250.000 TL maddi, 250.000 TL manevi tazminat takdir edilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

      Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulü ile TMK 166/1 maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, velayetin anneye verilmesine, çocuk için aylık 250 TL tedbir - iştirak nafakası, davacı için aylık 300 TL tedbir - yoksulluk nafakası, 15.000 TL maddi, 15.000 TL manevi tazminat takdirine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı taraflarca istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; takdir edilen tazminat ve nafaka tutarlarının yeterli olmadığını beyan etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya neden olan olaylarda herhangi bir kusurunun bulunmadığını, kusurlu tarafın kadın olduğunu, bu nedenle davacı için nafaka ve tazminat takdir edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan etmiştir. GEREKÇE: Dava TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanma ve fer'ilerine ilişkindir....

      Maddesi gereğince 10/05/2016 doğumlu Zeynep Yayla için daha önce Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4.Hukuk Dairesi'nin 2017/2034 Esas ve 2018/60 Karar sayılı ilamı ile bağlanan tedbir nafakası ile tahsilde tekerrür oluşturmamak üzere dava tarihi olan 05/04/2014 tarihinden geçerli olmak üzere aylık 500,00 TL tedbir nafakası taktirine, aylık 500,00 TL tedbir nafakasının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, Davalı kadının TMK 169 maddesine dayalı kendisi için tedbir nafakası talebinin reddine," karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı koca; hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı kadın; tedbir nafakası yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur....

      erkeğin davasının TMK 164. maddesine göre, davacı-davalı kadının davasının ise TMK 166/1 maddesine göre kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, davalı-davacı erkeğin, davacı-davalı kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasına yönelik temyiz itirazı ise reddedilerek hüküm bu yönü ile onanmıştır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma - Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakaları ile tazminatların miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında davalı -davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) ve manevi (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir....

          İlk derece mahkemesince; davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1) nedeniyle boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk için aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmiştir. Davalı erkek vekili; kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası ile çocuk için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakasının miktarına yönelik olarak istinaf talebinde bulunmuştur. Davacı kadın vekili; erkeğin istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı kadın vekili; 16.06.2020 havale tarihli dilekçe ile; tarafların barıştıklarını belirterek davadan feragat etmiştir. Davalı erkek, kararı münhasıran tedbir ve iştirak nafakalarına yönelik olarak istinaf ettiğinden, ilk derece mahkemesinin kararı tedbir ve iştirak nafakaları dışında kalan bölümler yönünden kesinleşmiştir....

          Gerçekleşen olaylarda kadın ağır kusurlu olduğundan lehine tazminat ve yoksulluk nafakası koşulları kusur unsuru bakımından oluşmaz. Bu itibarla kadının tazminat ve yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. İlk derece mahkemesince kadının tedbir nafakası talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK m. 169)....

          UYAP Entegrasyonu