Davacı kadının bu beyanı tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddi-manevi tazminat taleplerinden feragat niteliğindedir. Bu husus gözetilmeden davacı kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası (TMK m.175) ile maddi-manevi tazminatlara (TMK m.174/1-2) hükmedilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 29.03.2017(Çrş.)...
DAVA TÜRÜ : Boşanma-Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki boşanma ve birleşen tedbir nafakası davalarının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmolunan nafakalar ile maddi ve manevi tazminat, kendi yoksulluk nafakası ve manevi tazminat talepleri hakkında bir karar verilmemesi, davalı-davacı kadın tarafından ise erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, yararına hükmolunan nafakalar ve tazminatların miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalının ve davalı-davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Davalı-davacı kadının yapılan ekonomik sosyal durum araştırmasında çalışmadığı tutanağa bağlanmışsa...
Mahkemece; davanın kabulü ile tarafların TMK 166/1 maddesi gereğince boşanmalarına, müşterek çocukların velayetlerinin davacı anneye verilmesine, davalı baba ile aralarında şahsi ilişki tesisine, müşterek çocuklar lehine 300,00'er TL tedbir, 400,00'er TL iştirak nafakası verilmesine, davacı kadın lehine dava tarihinden itibaren aylık 500,00 TL tedbir, aylık 600,00 TL yoksulluk nafakası verilmesine, yine davacı kadın lehine 5.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminat verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, istinaf dilekçesinde özetle; asıl kusurlu olanın davacı kadın olduğunu, kadın lehine hükmedilen tedbir-yoksulluk nafakası, maddi-manevi tazminatların kaldırılması gerektiğini, çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarlarının da düşürülmesi gerektiğini belirterek, istinaf yoluna başvurmuştur....
İlk derece mahkemesinin 04/07/2018 tarihli ara kararı ile davalı - davacı kadın yararına aylık 1.000 TL, müşterek çocuklar yararına aylık 500'er TL TMK 169 maddesi gereği tedbir nafakasına hükmedilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı - davalı vekili süresinde sunduğu 30/12/2020 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde; ilk derece mahkemesinin kusur belirlemesinin, bu nedenle erkeğin boşanma davasının reddinin, kadının tedbir nafakası davasının kabulünün hatalı olduğunu, davacı - davalı erkeğin ilk derece mahkemesince hükmedilen tedbir nafakasını ödeyecek ekonomik gücü bulunmadığını belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir. GEREKÇE: Asıl dava; evlilik birliğinin sarsılması (TMK 166/1. madde) hukuki sebebine dayalı boşanma ve ferîlerine, birleşen dava; ayrı yaşamakta haklılığa dayalı tedbir nafakasına (TMK madde 197) ilişkindir....
Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kadının iştirak nafakası miktarına ilişkin istinaf isteminin kabulü ile, ilk derece mahkemesinin iştirak nafakasına ilişkin hükmünün kaldırılmasına, 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b-2 maddesi uyarınca yeniden esas hakkında verilen karar uyarınca; müşterek çocuk için boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren aylık 750 TL iştirak nafakası takdirine, mahkemece çocuk için takdir edilen tedbir nafakası miktarı makul bulunduğundan tedbir nafakası miktarına yönelik istinaf isteminin ise, reddi yönünde karar verilmesi gerektiği kanaati ile, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Mahkemece bu yön gözetilmeden kesinleşen boşanma kararı yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, bu hususta yeniden hüküm kurulması doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir. 3- Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK m. 169). Davalı kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının boşanma hükmünün kesinleşmesi ile kendiğinden ortadan kalkacağı dikkate alınmaksızın, yazılı şekilde tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle kaldırılmasına dair hüküm tesisi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
Davacı kadın vekilinin; kadının reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin incelenmesinde; Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m.186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır ( TMK m. 169). Tedbir nafakasının miktarı belirlenirken tarafların ekonomik ve sosyal durumları, ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi gözetilir. Türk Medeni Yasası 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek; mahkemece kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken kadının tedbir nafakası talebinin reddine hükmedilmesi hatalı olmuştur....
Tedbir nafakasında eslerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katkıda bulunmaları gerekir (TMK Md. 186/son). Davacı eşin ekonomik durumunun davalı (kocadan) daha iyi olması davalı (kocayı) tedbir nafakası yükümlülüğünden kurtarmaz. Ancak, hükmedilecek nafakanın miktarını tayinde bu husus dikkate alınmak zorundadır. Böylece "hakkaniyet" ilkesine uygun bir nafaka tespit edilebilir (TMK. Md. 4). Somut olayda davalının, davacı aleyhine boşanma davası açtığı ve başka bir kadınla birlikte yaşadığı sabit olup davacının ayrı yaşamada haklılığı kanıtlanmıştır....
Ayrı yerlerde açılan davaların; evlilik birliğinin korunması (Md.195-201) hükümlerine dayalı olarak TMK. nun 197. maddesine göre açılan tedbir nafakası davası ile boşanma hükümlerine dayalı olarak TMK. nun 166. maddesine göre açılan boşanma davasından ibaret olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında boşanma davası olsun yahut olmasın eşler evlilik birliğinin ayrı dava ile korunmasını isteyebilir ve MK. md.201 uyarınca nafaka isteyen eş yerleşim yerinde açtığı dava ile tedbir alınmasını; nafaka verilmesini isteyebilir. Tedbir isteğinin boşanma davasında istenilmesini zorunlu kılan bir hüküm yasada yer almamaktadır. Kaldı ki tedbir nafakası davası ve boşanma davası aynı sebepten doğmadığı için biri hakkında verilecek hüküm diğerini etkileyecek nitelikte bulunmamaktadır. Ayrıca nafaka alacaklısı davacı; davasını ikametgahında açabilecekken, boşanma davasında yetkili mahkemeler buna göre daha sınırlıdır....
Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK md. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK md.169) Boşanma davası açılmakla kadın ve çocuklar lehine tedbir nafakası verilmesinin TMK 169. maddesine uygun olması dikkate alınarak davalının, davacıya ve çocuklara tedbir nafakası takdiri ve miktarına yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. TMK.'nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu, hükme bağlanmıştır....