Talep, ihtiyati tedbir istemine ilişkin olup, HMK'nın 390/1 maddesinde ihtiyati tedbir, dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden; dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilir hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda, ihtiyati tedbir talep eden dava açmadan önce tedbir talep etmiş olup, ortada açılmış bir dava olmadığından HMK'nın 389/1 maddesi son cümlesinde belirtilen, ancak uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceğine ilişkin düzenlemenin bu aşamada uygulanmasına olanak bulunmamaktadır. HMK'nın 397/1 maddesinde. ihtiyati tedbir kararı dava açılmasından önce verilmişse, tedbir talep eden, bu kararın uygulanmasını talep ettiği tarihten itibaren iki hafta içinde esas hakkındaki davasını açmak ve dava açtığına ilişkin evrakı, kararı uygulayan memura ibrazla dosyaya koydurtmak ve karşılığında bir belge almak zorundadır. Aksi hâlde tedbir kendiliğinden kalkar. hükmü düzenlenmiştir....
İhtiyati tedbir kural olarak paradan başka şeyler (haklar, taşınır ve taşınmaz mallar) hakkındaki davalarda alınır. İhtiyat tedbirde çekişmeli ve bu nedenle dava konusu olan şey (mesela, taşınır veya taşınmaz bir mal) hakkında önleyici nitelikte tedbir alınır. Somut olayda; istinaf başvurusuna konu ihtiyati tedbir talebi davanın esasına ilişkin olup, yargılamayı gerektirdiği, yargılamayı gerektiren konuda ve nihai hüküm etkisini doğuracak mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği, ihtiyati tedbir şartlarının bulunmadığı anlaşıldığından, istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkemenin ihtiyati tedbir isteminin reddine dair gerekçeleri usul ve yasaya uygun değilse de ihtiyati tedbir istemi sırasında ihtiyati tedbir isteyen (davacı) tarafından sunulan deliller, yaklaşık ispat ölçüsünde dahi olsa ihtiyati tedbir talebinin haklılığını ispat etmeye yeterli olmadığından mahkemenin ihtiyati tedbir isteminin reddine dair kararı sonucu itibarıyla doğrudur. Bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, sonucu itibarıyla doğru olan kararın Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438’inci maddesinin son fıkrası uyarınca gerekçesinin bu şekilde değiştirilerek ve düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın gerekçesinin değiştirilerek ve düzeltilerek ONANMASINA peşin harcın istek halinde iadesine, 21.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Ticaret Ticaret Mahkemesi'nin 2016/153 Esas sayılı dosyasında görülen iflasın ertelenmesi davasında verilen 09.02.2016 tarihli tedbir kararı ile; “açılmış ve açılacak tüm takiplerin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına, davacı hakkında yeni takip yapılmasının ihtiyati tedbir yoluyla önlenmesine, davacı şirkete ait menkul, gayrimenkul, hesap, 3. kişilerdeki hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulmasının ihtiyati tedbir yoluyla önlenmesine ...” karar verildiği, şikayete konu takibin ise, tedbirden sonra 10.02.2016 tarihinde açıldığı görülmektedir. Öte yandan iflasın ertelenmesi davasında verilen 09.02.2016 tarihli ihtiyati tedbir kararıyla ihtiyati haciz kararı aynı tarihlidir....
İcra mahkemesi hakimi, tedbir kararının içeriği ile bağlı olup, asliye ticaret mahkemesinin verdiği bu tedbir kararını yorumlayamaz....
Mahkemece ihtiyati tedbir isteminin reddi üzerine bu kez ihtiyati tedbir isteyen vekili, haczedilmiş mallara ilişkin olarak değil, satış sözleşmesine konu mallara ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiş, bu istem mahkemece ihtiyati tedbir kararının temyizi olarak değerlendirilerek, temyize ilişkin usul işlemleri tamamlandıktan sonra dosya temyiz incelemesi için Dairemize gönderilmiştir. Uyuşmazlık para alacağının tahsili amacıyla yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkin davada talep edilen ihtiyati tedbire ilişkin olup, mahkemece davacının iddialarının yargılamayı gerektirdiği ve yargılamanın neticesini belirler şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gerekçeleriyle ihtiyati tedbir isteminin red edilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ancak para alacağı hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesi mümkün olmadığından mahkemenin ihtiyati tedbir isteminin reddine dair kararı sonucu itibarıyla doğrudur....
Mahkemece; açılan bu tedbir nafakası davasından sonra yargılama aşamasında davalı tarafından 08.03.2010 tarihinden boşanma davası açıldığını, boşanma davasında da tedbir nafakasına hükmolunabileceği gerekçesiyle, dava tarihi olan 12.11.2009'dan boşanma davasının dava tarihi olan 08.03.2010 tarihine kadar talep gibi davacı için 200 TL, müşterek çocuk için 150 TL tedbir nafakasına hükmolunmuştur.Mahkemece, boşanma davasının açıldığı tarihe kadar tedbir nafakasına hükmolunması yerinde değildir. Zira, boşanma davasında tedbir nafakasına hükmedilip edilmediği araştırılmadığı gibi boşanma davasında tedbir nafakasına hükmedildiği anlaşılamamaktadır. Boşanma davasında, TMK. 169.maddesine göre ancak geçici olarak tedbir nafakasına hükmolunabilir. Boşanma davasında, geçici tedbir nafakasına hükmolunsa bile eldeki tedbir nafakası daha önce açıldığından icra müdürlüğünce bağımsız olarak açılıp sonuçlanan tedbir nafakası nazara alınır....
Bölüm 1/b bendi uyarınca 5.900,00 TL avukatlık ücretinin aleyhine tedbir talep edilen taraftan alınarak tedbir talep eden tarafa verilmesine, - Aleyhine tedbir istenen taraf kendini vekil ile temsil ettirdiğinden ve ihtiyati tedbir talebi kısmen reddedildiğinden edildiğinden AAÜT 2. Kısım 1....
iddialarına itibar edilerek verildiğini, davacının yararlandığı kredi ve nakit avans kullanımlarından dolayı, bankanın riski oluştuğu halde, 30/12/2022 tarihinde davacı tarafın sebepsiz zenginleşmesine sebebiyet verecek şekilde teminatsız tedbir kararı verilmesi kabul edilemeyeceğini, tedbir kararının uygulanmasına yönelik olarak müvekkili bankaya bildirim de yapılmadığını, sadece ara karar tebliğ edildiğini, davacının tedbir kararının uygulanmasına yönelik herhangi bir işlemi de olmadığından bu tedbir kararının İİK m. 393 gereğince ortadan kalktığının kabulü ve tespiti gerektiğini, davacının tedbir kararı verilmesine ilişkin bir talebi bulunmamasına rağmen bu defa 30/01/2023 tarihinde teminatlı olarak tedbir kararı verildiğini, yerel mahkemenin ilk tedbiri teminatsız olarak verirken ikinci tedbiri hangi gerekçeyle teminatlı olarak verdiği izaha muhtaç olmakla birlikte, işbu ikinci tedbir kararı da gerekli teminatın yatırılmadığını ve geçen süreçte tedbirin uygulanmasına yönelik herhangi...
İTİRAZ : Davalı vekili 09/07/2020 havale tarihli itiraz dilekçesinde özetle: aleyhlerine tedbir kararı verildiği için öncelikle itiraz eden (3.kişi) olarak uyap kayıtlarına gerekli eklemenin yapılmasını,müvekkili şirket aleyhine tedbir kararı alınmış olan dava dosyasının asıl davalısının DEDAŞ olduğunu, davacı tarafından dava dosyasında davalı hakkında tedbir kararı verilmesinin talep edilmiş olduğunu, müvekkili şirket aleyhine tedbir kararı verilmiş olmasının HMK 389. ve maddelerinde düzenlenen tedbire ilişkin hükümlerine aykırılık teşkil etmiş olduğunu, zira tedbir kararının davanın tarafları hakkında verilebilmekte olduğunu, davadan önce tedbir talep edilmesi durumunda ise tedbir eden tarafın iki hafta içinde esas hakkındaki davasını açmak durumunda olduğunu, bu halde bile aleyhine tedbir kararı talep edilen taraf hakkında dava açmak zorunluluğunun bulunduğunu, tedbir talebinin taraflar arasında ve talebe bağlı olduğunu, davacısı ve davalısı olmadığı bir dosyada aleyhlerine tedbir...