AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 09.03.2022 NUMARASI : 2019/592 ESAS, 2022/170 KARAR DAVA KONUSU : YARDIM NAFAKASI KARAR : Mahalli mahkemece verilen karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğundan; Dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, davacının babası olduğunu, davacının üniversite sınavlarına hazırlandığını, yardım nafakasına ihtiyacı olduğunu belirterek aylık 1.500,00 TL yardım nafakasının davalıdan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulü ile dava tarihinden geçerli olmak üzere davacı için aylık 600,00 TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, karara karşı davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK'nın 341/2 " Miktar veya değeri 8.000,00 Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir....
FERAGATİŞTİRAK NAFAKASI 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 182 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 183 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği düşünüldü. Davada, 2008 yılında boşandığı ve 1992-1993 ve 2002 doğumlu müşterek çocukların velayetinin kendisine verildiğini ileri sürerek davalıdan aylık 250,00'şer TL iştirak nafakasının tahsili istenilmiştir. Mahkemece, davacı annenin boşanma davasında duruşmada kendisi ve çocuklar için nafaka istemediğini beyan edip imzaladığı belirtilerek, kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının evlilik birliği içerisinde müvekkili aleyhine açılan tedbir nafakası sonunda çocuk lehine 800 TL tedbir nafakasına hükmedildiğini, tarafların Bakırköy 4 Aile Mahkemesinde 2014 yılında boşandıklarını, nafakanın arttırımı davası açtığı davanın, mahkemece, çocuk lehine hükmedilen bir iştirak nafakasının da bulunmaması sebebiyle olmayan bir nafakanın arttırılması söz konusu olmayacağından davayla ilgili karar verilmesine gerek ve yer olmadığına karar verdiğini, müvekkilinin iştirak nafakasına hükmedilmemesine rağmen kızının ihtiyaçlarını karşılamak maksadıyla yıllarca nafaka ödediğini, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, "Yapılan yargılamada toplanılan delillere, müşterek çocuğun beyanlarına, tarafların ESA'larına, dosya içine alınan tarafların ayrı ayrı nüfus kayıtlarına, tarafların belirlenen mali ve içtimai durumlarına, çocuğun eğitimi ile yaşına ve sağlık koşullarına göre Dava tarihinden itibaren geçerli olmak ve müşterek çocuğun reşit olduğu tarihte sona ermek kaydıyla aylık 700,00- TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair isteğin reddine dair karar verilmesi gerektiği kabul edilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur." gerekçesiyle "Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, Dava tarihinden itibaren geçerli olmak ve müşterek çocuğun reşit olduğu tarihte sona ermek kaydıyla aylık 700,00- TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair isteğin reddine," karar verilmiştir. Davalı, davanın kabulü ve nafaka miktarı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; " Davalının kabul beyanı ile birlikte davanın kabulüne, davacı T1 menfaatine dava tarihinden itibaren aylık 1.000,00 TL yardım nafakasının her ay davalı babadan alınarak davacıya verilmesine, davacı T3 menfaatine dava tarihinden itibaren aylık 1.000,00 TL yardım nafakasının her ay davalı babadan alınarak davacılara verilmesine, davacı eş T2 menfaatine TMK Mad. 197 uyarınca dava tarihinden itibaren aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasının her ay davalı eşten alınarak davacılara verilmesine" karar verilmiştir. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde, taleplerinin nafakaların 01.01.2017 tarihinden itibaren başlatılmasını talep etmelerine rağmen dava tarihinden başlatılmasının yanlış olduğunu, davalının da davayı kabul ettiğini belirterek talepleri gibi karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; "davanın kısmen kabulüne, tedbir nafakası ile mükerrer tahsil edilmemek kaydıyla dava tarihinden itibaren davacı lehine aylık 2.000 TL yardım nafakası takdirine, fazlaya ilişkin talebin reddine, takdir edilen nafakanın her yıl Üfe oranına göre artırılması talebi hususunda karar verilmesine yer olmadığına, davacı kısıtlı için takdir edilen tedbir nafakasının kararın kesinleşmesine kadar aynen devamına" karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; vesayet makamından izin alınmadan dava açıldığını, vesayet altındaki davacının çalışabileceği ve annesinin ekonomik durumu dikkate alınmadan fahiş miktarda nafaka verildiğini, davalının diğer çocuk Ali'nin masraflarını da karşıladığını belirterek kararın kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece;davanın kısmen kabulü ile; dava tarihi olan 11/03/2020 tarihinden itibaren aylık her ay 1.000 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak aynı miktar nafakanın iştirak nafakası olarak devamına, bu nafakanın her yıl TUİK'in belirlediği ÜFE oranında arttırılmasına fazlaya dair istemin reddine karar verilmiştir....
Mahkemece; "Davanın tedbir nafakası talebine ilişkin olduğu, tedbir nafakasının boşanma davası açılmadan önce de talep edilebilmesinin mümkün olduğu, ilgili yasal düzenlemeler uyarınca, herhangi bir boşanma ya da aylık talebi olmadan eşlerden birisinin ayrı yaşamada haklı olduğunu ispat etmesi koşulu ile diğer eşten tedbir nafakası talep edebileceği, tedbir nafakasını boşanma davası açmadan önce talep eden eşin birlikte yaşamaya ara verilmesinin haklı bir sebebe dayandığını ispat etmesinin gerektiği, eldeki davada davalı asilin kumar bağımlılığı olması, yaşanan ekonomik problemlerden kaynaklı olarak davacıya karşı şiddet içerikli eylemlerde bulunması, davacının davalı aleyhine aldırmış olduğu 6284 sayılı yasa kapsamında önleyici tedbir kararlarının mevcut olması ve bu nedenlerle tarafların hali hazırda ayrı yaşadıkları hususları birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafça birlikte yaşamaya ara verilmesinin tamamen davalının kusurlu davranışları sebebiyle oluştuğu ve haklı sebebe dayandığı...
nafakasına hükmedilmesinde usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı gibi, hükmedilen tedbir nafakası miktarlarının da yerinde olduğu anlaşılmakla, erkek vekilinin tedbir nafakasına yönelik istinaf başvurusunun da esastan reddi yönünde karar verilmesi gerektiği kanaat ve düşüncesi ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Buna göre davacı ve müşterek çocuk lehine tedbir nafakası takdir edilmesinde bir yanlışlık bulunmamakta ise de; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın ve müşterek çocuklar lehine takdir edilen tedbir nafakası fazladır. Mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekirken, bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....