İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada 31/10/2022 tarihli ara karar ile; ''Uyuşmazlık konusu dışındaki mallara ihtiyati tedbir konulmayacağı, ihtiyati tedbir talebinin yargılamayı gerektirir nitelikte olmaması sebebiyle davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine, '' şeklinde karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı İstinaf talebinde özetle: Mahkemenin tedbirin reddine dair kararının haksız olduğunu, tedbir konulması gerektiğini ifadeyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini beyan etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Boşanma, ziynet ve ev eşyasının iadesi davasında, davacı kadının; erkeğin taşınır taşınmaz mal varlığına, banka kayıtlarına ihtiyati tedbir isteminin reddine karşı yapılan itiraza ilişkindir. HMK'nın 355. maddesine göre; İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma - Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından kusur belirlemesi, manevi tazminatın reddi ve maddi tazminatın miktarı yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise kendi boşanma davasının reddi kusur belirlemesi, ortak çocuklar lehine hükmedilen nafakaların miktarı, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası ve maddi tazminat yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Davacı-karşı davalı kadının maddi tazminatın miktarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; İlk derece mahkemesince erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davacı-karşı davalı kadının evililik birliğinin sarsılması (TMK.m. 166/1) hukuki sebebine dayalı boşanma davasının kabulüne, davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davasının reddine, velayetleri anneye, ortak çocuklar lehine tedbir...
Davada, ayrı yaşamada haklılık iddiasına dayalı tedbir nafakası istenilmektedir. Aleyhine boşanma davası açılan eşin, dava süresince ayrı yaşamda haklı olduğu açıktır. Ancak, davanın reddinden sonra ayrı yaşamın sona erdirilmesi ve birliğin tekrar kurulması gereklidir. Burada birliği tekrar kurma görevi boşanma davası reddedilen tarafa aittir. Somut olayda davalının açtığı boşanma davasının feragat nedeniyle reddedildiği anlaşılmaktadır. Boşanma davasının reddinden sonra yanların bir araya gelmedikleri birliğin tekrar kurulması için herhangi bir girişimde de bulunmadıkları dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Oysa ki boşanma davası açan ve ayrı yaşamı başlatan davalı kocadır. Ayrı yaşamı sona erdiren ve birliği yeniden tesis etme görevi de ona aittir. Bu yönde herhangi bir barış girişiminde bulunmayan davalının birlikte yaşamdan kaçındığı kabul edilmelidir. Bu durumda, diğer eşin tedbir nafakası isteyebileceği TMK'nun 197/3. maddesinde açıklanmıştır....
Dolayısıyla tedbir nafakası takdirine ilişkin kararın, davanın açıldığı tarih itibariyle tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına ilişkin araştırma sonuçlarının dosyaya gelişini takiben hemen verilmesi gerekir. "Öte yandan, boşanma ve ayrılık davalarında, tarafların kusur durumu hiçbir şekilde tedbir nafakasının takdirine etkili bir unsur değildir. Kusurlu eş yararına dahi, bu tedbirlerin alınması mümkündür. Yine, her iki tarafın da gelirinin bulunması tedbir nafakası verilmesini engelleyici bir hâl değildir. Ancak eşlerin ekonomik durumlarının birbirine yakın olması durumu söz konusu ise bu durumda geçici tedbir nafakası verme zorunluluğunun ortadan kalkacağı söylenebilir." (HGK 2017/2- 2427 Esas 2020/262 Karar) TMK'nin 169. maddesi uyarınca takdir edilen tedbir nafakası, hâkim tarafından yargılama sırasında kaldırılmadığı takdirde boşanma davasında verilen kararın kesinleşmesi ile kendiliğinden sona erer....
Çocuk için tedbir - iştirak nafakası verilmesi açısından: Çocuk için tedbir nafakası konusunda hüküm kurulmamasının hatalı, iştirak nafakası verilmesinin doğru olduğu, ancak belirlenen miktarın az olduğu anlaşıldığından dava tarihinden itibaren aylık 400 TL tedbir nafakasına, boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren aylık aynı miktarda iştirak nafakasına karar verilmiş olup, davacı kadın vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar verilmiştir....
-TL tedbir nafakasına hükmedilmesini, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir....
Somut olayda; ayrı yerlerde açılan davaların; evlilik birliğinin korunması hükümlerine dayalı olarak TMK.nun 197.maddesine göre açılan tedbir nafakası davası ile boşanma hükümlerine dayalı olarak TMK.nun 166. maddesine göre açılan boşanma davasından ibaret olduğu, buna göre davaların aynı sebepten doğmadığı anlaşılmaktadır. Öte yandan, taraflar arasında boşanma davası olsun yahut olmasın, eşler evlilik birliğinin ayrı bir dava ile korunmasını isteyebilir (TMK. md 195-201). Diğer bir anlatımla, tedbir nafakası isteğinin boşanma davasında istenilmesini zorunlu kılan bir hüküm yasada yer almamaktadır. Bu durumda, davalardan biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunmadığı da ortadadır. Hal böyle olunca mahkemece, davanın esasına girilerek ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin E.200/33 sayılı dosyasında verilen boşanma ilamı kesinleşmeden boşanma hükmünde karar altına alınan maddi tazminat, manevi tazminat ve tedbir nafakasını ... İcra Müdürlüğü'nün E.2005/1372 sayılı doyasında ilamlı icra takibine konu ettiğini, yaptığı şikayet sonucu ... İcra Hukuk Mahkemesi'nin E.2011/36, K.2012/77 karar sayılı dosyada şikayete konu icra dosyası ile ilgili olarak, taraflar arasındaki boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar işleyen tedbir nafakası dışında kalan takibe konu taleplerle ilgili takibin iptaline karar verildiğini belirterek icra dosyasına yapılan 10.047,00 TL fazla ödemenin yasal faiziyle tahsilini talep etmiş, mahkemece alınan bilirkişi raporu doğrultusunda taraflar arasındaki boşanma davasının kesinleştiği 19.02.2006 tarihinden sonra icra dosyasına toplam 10.617,60 TL fazla ödeme yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....
Somut olayda; davacı için ayrı yaşamda haklılık iddiasına dayalı olarak tedbir nafakası istenmektedir. Davalı, tarafından açılan boşanma davası "Davalının evlilik birliğini temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir kusurunun varlığı kanıtlanamadığı..." gerekçesi ile reddedildiği ve kesinleştiği anlaşılmıştır. Boşanma davasının reddedilmesinden sonra eşlerin müşterek yuvada oturmaları asıldır. Evlilik birliğini kurma görevi açtığı boşanma davası reddedilen eşe yani davalıya düşmektedir. Davalı, boşanma davasında ileri sürdüğü sebepleri iş bu davada da ileri sürmüş, ancak açtığı boşanma davası reddedilmiştir. Tarafların, davalı tarafından açılan boşanma davasının reddedilmesinden sonra bir araya gelmedikleri anlaşıldığından davacı ayrı yaşamakta haklıdır....
Ancak verilen boşanma kararı sonucu itibarıyla doğru bulunduğundan, boşanma hükmünün kusura ilişkin gerekçesinin değiştirilmesi suretiyle onanması yönüne gidilmiş (HUMK m.438/son) ve davacı-davalı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir. 2-Davacı-davalı kadın 01/08/2014 tarihinde açtığı dava ile kendisi ve ergin olmayan ortak çocukları Yasemin için tedbir nafakası talep etmiş, davalı-davacı erkek ise 15/08/2014 tarihli birleşen boşanma davası ile boşanma ve ortak çocukların velayetini talep etmiştir....