Maddesi uyarınca boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk için aylık 125,00 TL tedbir ve 250,00 TL tedbir nafakasına, davacı kadın yararına aylık 250,00 TL tedbir ve 400,00 TL yoksulluk nafakası ile 15.000,00 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi tazminata, hükmedilmiştir. Davalı erkek vekili; kusur tespitine, kadın yararına hükmedilen tazminat ve nafakalara, velayet ve kişisel ilişki düzenlemesine, bildirdiği deliller toplanmadan karar verilmesinin hatalı olduğuna yönelik istinaf talebinde bulunmuştur. Dava; evlilik birliğinin sarsılması (TMK 166/1,2) nedeniyle boşanma davası ve fer'ilerine ilişkindir. Davacı-karşı davalı kadının kabul edilen boşanma davasına karşı istinaf yoluna başvurulmadığından, kadının davasında verilen boşanma hükmü kesinleşmiştir. Davalı-karşı davacı erkek, süresinden sonra sunduğu 16.12.2017 tarihli dilekçesi ile karşı boşanma davası açmıştır....
Maddesi uyarınca boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin davacı anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında şahsi ilişki tesisine, çocuklar için aylık 100,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı kadın yararına aylık 200,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 10.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Davalı erkek; kadının kabul edilen boşanma davası ve fer'ilerine yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı taraf istinaf talebinin reddine karar verilmesini istemiştir....
Davacının boşanma davasındaki, boşanmaya karar verilmesi halinde hükmedilmesi ihtimal dahilinde olan boşanmaya bağlı ikincil nitelikteki tazminat ve nafaka haklarının elde edilmesini temin etmek için de olsa davalı adına kayıtlı taşınmaz üzerine tedbir konulamaz. Hükmün bu yönden bozulması gerektiğini düşündüğüm için sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum....
(HUMK.m.438/7) SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 2 nolu bendinin hükümden tamamen çıkartılarak yerine, 2 nolu bent olarak "a) Davacı için dava tarihi olan 04.03.2011 tarihinden boşanma kararının kesinleştiği 07.05.2013 tarihine kadar 150 TL tedbir, bu tarihten itibaren ise 150 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, b) Müşterek çocuk... için dava tarihi olan 04.03.2011 tarihinden ergin olduğu 14.06.2012 tarihine kadar 350 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, c) Müşterek çocuk ... için dava tarihi olan 04.03.2011 tarihinden boşanma kararının kesinleştiği 07.05.2013 tarihine kadar 350 TL tedbir nafakasının, bu tarihten ergin olduğu 18.05.2013 tarihine kadar 350 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine" cümlelerinin eklenilerek hükmün bu bölümlerinin düzeltilmiş şekliyle, hükmün temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple...
Taraflar arasında görülüp karara bağlanan TMK'nın 197. maddesine dayalı tedbir nafakası dava dosyası ile davacı ve davalı tanıklarının beyanlarından tarafların redle sonuçlanan boşanma davasından sonra bir araya gelmedikleri sabittir....
Davalı-davacı bu kez, tedbir nafakası davasında ileri sürdüğü vakıaları, boşanma sebebi yaparak erkeğin boşanma davasına karşı 05.12.2013 tarihinde boşanma davası açmıştır. Önceki nafaka davasının açılmasından daha önceki bir tarihte başlamak üzere; tarafların ayrı yaşamaya başladığı, nafaka davasının açılmasından sonra da yeni bir olayın meydana gelmediği; taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmadığı gibi, aksini kanıtlar nitelikte bir delil de bulunmamaktadır. Kadın açtığı nafaka davasında, " huzursuzluk çıkarıp bağırıp çağırdığı, sık sık müşterek haneyi terkedip gittiği, evi ve çocukları ile ilgilenmediği gerekçesiyle kusurlu bulunarak ayrı yaşamada haklı bulunmayıp" davası reddedilip kesinleştiğine ve daha sonra da yeni bir olay meydana gelmediğine göre; davacı-davalıya bir kusur yüklenmesi doğru değildir. O halde, kadının davası yönünden Türk Medeni Kanunu'nun 166/1-2. maddesindeki boşanma koşulları oluşmamıştır....
Kabule göre de ; Boşanma kararının kesinleşmesine kadar devamına karar verilecek olan tedbir nafakası TMK 169 kapsamında hakim tarafından yargılamanın devamı sırasında alınan geçici tedbire ilişkin bir hüküm olup, TMK 197.ye göre hükmedilen tedbir nafakası boşanma davasından ayrı bağımsız açılan ve süresiz verilen nafaka niteliğinde olduğundan mahkemece TMK 197.ye göre hükmedilen tedbir nafakası olduğu belirtilerek kadının dava dilekçesinde talep etmiş olduğu TMK 169.maddesi uyarınca istenilen tedbir nafakası talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, mahkemece yapılacak işin TMK 169.maddesi uyarınca talep edilen tedbir nafakası isteminde (TMK 197 maddesine göre hükmedilen tedbir nafakasından bağımsız ) olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Zira kanun yolları sonucunda boşanmanın gerçekleşmemesi halinde TMK 197 maddesine göre hükmedilen tedbir nafakası devam edecektir....
İlk hükmün; yabancı mahkemece verilen boşanma kararının tanınmasına ilişkin bölümü, taraflarca temyizin şümulu dışında bırakılarak kesinleşmiştir. O halde, yukarıda belirtilen düzenlemeler gereğince, tanıma kararıyla, taraflar yabancı ilamın kesinleştiği 8.4.2003 tarihinde boşanmışlardır. Türk Medeni Kanununun 169. maddesi, boşanma veya ayrılık davası açılınca hakimin, davanın devamı süresinde gerekli olan tedbirleri almasına ilişkindir. Başka bir ifade ile tedbir nafakası, yasal olarak boşanma davasının devamı süresince geçerli olan bir nafakadır.Yabancı ilamın tanınmasıyla, bu ilamın kesin hüküm etkisi, verildiği ülkedeki kesinleşmeden itibaren hüküm doğurur duruma geldiğine, bunu sonucu olarak oradaki kesinleşme tarihi boşanma tarihi olarak kabul edildiğine göre artık Türk Medeni Kanununun 169. maddesinin uygulanmasını gerekli kılan hukuki durum, o tarihten geçerli olmak üzere ortadan kalkmış demektir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve kendi tazminat taleplerinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar arasında görülen boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda; ilk derece mahkemesince erkeğin boşanma davasının reddine, kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, velayetin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 500 TL tedbir ve aylık 750 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 700 TL tedbir nafakasına, kadın yararına 12.000 TL maddi, 15.000 TL manevi tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine hükmedilmiş, hükme karşı davacı-karşı davalı erkek tarafından her iki boşanma davası ve ferileri yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
Boşanma davası sırasında verilen tedbir nafakası, boşanma kararının kesinleşmesi ile sona erer. Kesinleşmeden sonra mahkemece hükmedilmişse, yoksulluk nafakası istenebilir. Öte yandan İİK'nun 40. maddesi uyarınca ilamın bozulması ile takip olduğu yerde durur. Somut olayda,... Aile Mahkemesi'nin 2012/882 Esas sayılı boşanma davası nedeniyle tesis edilen 22.01.2013 tarihli tensip tutanağının (7) nolu ara kararı ile borçlu aleyhine müşterek çocuk için 150 TL, eş için ise 200 TL tedbir nafakasına karar verildiği, söz konusu ara kararının nafaka alacaklıları tarafından 06.02.2013 tarihinde ilamsız takibe konulduğu, boşanma davasının 12.09.2013 tarihinde karara bağlandığı, tarafların boşanmasına ve kararın (B) nolu bendinde 200 TL iştirak, 200 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, Yargıtay 2....