Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

B- Davalı-davacı erkeğin birleşen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasının ilk derece mahkemesince kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velayeti anneye verilerek baba ile kişisel ilişki kurulmasına, erkek lehine 2000 TL manevi tazminata, ortak çocuk lehine 200 TL tedbir- iştirak nafakasına, kadın lehine 175 TL tedbir nafakasına, erkeğin maddi tazminat, kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, ilk derece mahkemesince verilen 08.11.2016 tarihli bu karar davacı-davalı ... tarafından; tedbir nafakalarının miktarları, boşanma davası, kusur belirlemesi ve feriler yönünden istinaf edilmiş, bölge adliye mahkemesi tarafından kadının sadece kusur tespitine yönelik istinaf başvurusu kabul edilmiş ve fakat ilk derece mahkemesinin birleşen boşanma davası ve ferilere yönelik hükmü kaldırılarak yeniden hüküm kurulmuştur....

    Yukarıda belirtilen maddelerde açıklandığı üzere yoksulluk nafakası boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren hüküm ifade eder. Mahkemenin boşanma davası sırasında veya hüküm ile davalı eş lehine hüküm altına aldığı nafaka hukuki mahiyeti itibariyle TMK'nun 169.maddesinde ifadesini bulan tedbir nafakasıdır. Bu niteliği itibariyle tedbir nafakasının değiştirilmesi ya da kaldırılmasına ilişkin istemler boşanma davasına bakan mahkemece veya karar verilmişse temyiz incelemesini yapan Yargıtay'ın ilgili dairesince incelenip karara bağlanır.Bilindiği üzere; bir davada maddi olguları ileri sürüp kanıtlamak taraflara, buna uygun olarak da uygulanacak yasa maddelerini bulmak, olayın hukuki nitelendirmesini yapmak ve uygulamak görevi hâkime aittir (HUMK md. 76, HMK md. 33).Somut olayda, dava tarihi itibariyle kaldırılması istenen nafaka tedbir nafakasıdır. Zira, boşanma ilamı henüz kesinleşmemiş durumdadır....

      Dolayısıyla tedbir nafakası takdirine ilişkin kararın, davanın açıldığı tarih itibariyle tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına ilişkin araştırma sonuçlarının dosyaya gelişini takiben hemen verilmesi gerekir. "Öte yandan, boşanma ve ayrılık davalarında, tarafların kusur durumu hiçbir şekilde tedbir nafakasının takdirine etkili bir unsur değildir. Kusurlu eş yararına dahi, bu tedbirlerin alınması mümkündür. Yine, her iki tarafın da gelirinin bulunması tedbir nafakası verilmesini engelleyici bir hâl değildir. Ancak eşlerin ekonomik durumlarının birbirine yakın olması durumu söz konusu ise bu durumda geçici tedbir nafakası verme zorunluluğunun ortadan kalkacağı söylenebilir." (HGK 2017/2- 2427 Esas 2020/262 Karar) TMK'nin 169. maddesi uyarınca takdir edilen tedbir nafakası, hâkim tarafından yargılama sırasında kaldırılmadığı takdirde boşanma davasında verilen kararın kesinleşmesi ile kendiliğinden sona erer....

      İlk hükmün; yabancı mahkemece verilen boşanma kararının tanınmasına ilişkin bölümü, taraflarca temyizin şümulu dışında bırakılarak kesinleşmiştir. O halde, yukarıda belirtilen düzenlemeler gereğince, tanıma kararıyla, taraflar yabancı ilamın kesinleştiği 8.4.2003 tarihinde boşanmışlardır. Türk Medeni Kanununun 169. maddesi, boşanma veya ayrılık davası açılınca hakimin, davanın devamı süresinde gerekli olan tedbirleri almasına ilişkindir. Başka bir ifade ile tedbir nafakası, yasal olarak boşanma davasının devamı süresince geçerli olan bir nafakadır.Yabancı ilamın tanınmasıyla, bu ilamın kesin hüküm etkisi, verildiği ülkedeki kesinleşmeden itibaren hüküm doğurur duruma geldiğine, bunu sonucu olarak oradaki kesinleşme tarihi boşanma tarihi olarak kabul edildiğine göre artık Türk Medeni Kanununun 169. maddesinin uygulanmasını gerekli kılan hukuki durum, o tarihten geçerli olmak üzere ortadan kalkmış demektir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı erkek tarafından, kusur belirlemesi, kadının açtığı ve kabul edilen boşanma davası ve fer'ileri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-davalı vekili Av. ... 30.04.2015 tarihinde verdiği dilekçesiyle kusur belirlemesi, kadın eşin açtığı ve kabul edilen davada boşanma hükmüne ilişkin temyiz itirazlarından feragat ettiğini bildirdiğinden, temyiz dilekçesinin kusur belirlemesi ve kadın eşin açıp kabul edilen davadaki boşanma hükmü yönünden reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davalı-davacı vekili Av. ... 30.04.2015 tarihli dilekçesiyle nafaka ve tazminat taleplerinden feragat ettiğini bildirdiğinden bu husus gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün davalı-davacı kadın yararına takdir edilen tedbir ve yoksulluk nafakası...

          SONUÇ : Yukarıda 1. bentte açıklanan sebeple temyiz dilekçesinin davalı-davacı erkeğin açtığı ve reddedilen boşanma davası, kadının açtığı davada verilen boşanma kararı ve kusur belirlemesine yönelik olarak REDDİNE, yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple hükmün kadın yararına takdir edilen maddi-manevi tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden BOZULMASINA, bozma sebebine göre bu hususa yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.13.06.2016(Pzt.)...

            Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve kendi tazminat taleplerinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar arasında görülen boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda; ilk derece mahkemesince erkeğin boşanma davasının reddine, kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, velayetin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 500 TL tedbir ve aylık 750 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 700 TL tedbir nafakasına, kadın yararına 12.000 TL maddi, 15.000 TL manevi tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine hükmedilmiş, hükme karşı davacı-karşı davalı erkek tarafından her iki boşanma davası ve ferileri yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

              DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, manevi tazminat talebinin reddi ile tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İlk derece mahkemesince, taraflarca ikame olunan karşılıklı boşanma davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına, davalı-karşı davacı kadın lehine hükmedilen aylık 500,00 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesine müteakip aynı miktarda yoksulluk nafakası olarak devamına, tarafların manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, ilk derece mahkemesince verilen 16.11.2017 tarihli bu karar davalı-karşı davacı kadın tarafından, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, manevi tazminat talebinin reddi ile tedbir-yoksulluk nafakasının miktarına yönelik olarak istinaf edilmiştir...

                davacı kadın "karşı boşanma" davasında birden çok hukuki sebebe dayanarak öncelikle Türk Medeni Kanunu m.161 (zina hukuksal sebebine dayalı) olmadığı takdirde, Türk Medeni Kanunu m. 166/1 (evlilik birliğinin temelden sarsılması hukuki sebebine dayalı) boşanma isteminde bulunmuştur....

                  Ayrıca, boşanma kararının "eklentisi" olan tazminatlar da aynı kurala tabi olup, icra takibine konu edilebilmesi için boşanma hükmünün kesinleşmesi gerekir. Bir başka anlatımla, boşanma hükmü kesinleşmiş ise, eklentilerin (Yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, maddi ve manevi tazminat vs.) infaz edilmesi için eklentiler yönünden de kararın kesinleşmesi gerekmez. Somut olayda, takibe konu ... ... 3. Aile Mahkemesi'nin 2012/290 Esas -2014/357 Karar sayılı tarafların boşanmalarına ilişkin hükmün, boşanma dışındaki yönlerden temyiz edildiği, boşanma yönünden kararın 09.09.2014 tarihinde kesinleştiği, boşanma ve velayet dışındaki hükmün ise 22.12.2015 tarihinde kesinleştiği, kesinleşme şerhinden anlaşılmakta olup, boşanma kararı 09.09.2014 tarihinde kesinleştiği için, iştirak nafakası bu tarihten itibaren istenebilir....

                    UYAP Entegrasyonu