ettiğini belirterek, işbu davanın açmış oldukları boşanma davası ile birleştirilmesine, tedbir nafakası talebinin reddine karar verilmesini istemiştir....
Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Medeni Kanun'un 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosyadaki yazılara, kararın dayandığı gerekçelere göre, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, ortak çocuğun yaşına uyumlu artan ihtiyaç düzeyi, günün ekonomik koşulları, paranın alım gücü, annenin gelir durumuna göre bu giderlere yapacağı katkı oranı ile davalının gelir durumu karşılaştırıldığında, evlilik dışı çocuk yararına ilk derece mahkemesince dava tarihinden itibaren aylık 200,00 TL tedbir nafakası verilerek, kararın kesinleşmesinden itibaren aylık 400,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesinde bir isabetsizlik olmadığı, İlk Derece Mahkemesince dosyanın adli yardım talepli açılıp, davacının adli yardım talebinin kabulüne karar verilmekle, suç üstü ödeneğinden karşılanan giderin davada haksız çıkan taraf olan davalıdan alınarak, hazineye gelir kaydına dair hüküm kurmuş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, davacı yararına mahkemece vekâlet ücretine hükmedilmemiş...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/83 ESAS DAVA KONUSU : Boşanma ve Katılma Alacağı KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müşterek çocuk Tuana T1 velayetinin davacı anneye verilmesine, müşterek çocuk yararına 3.000- TL tedbir ve iştirak nafakası, davacı kadın yararına 3.000- TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile müşterek çocuklar Birgül ve Fatma'nın eğitim masrafları için ayrı ayrı 1.500'er TL yardım nafakası bağlanmasına, davalı üzerine kayıtlı "Diyarbakır ile, Bağlar İlçesi, İstasyon Bağları Mah. 920 Ada, 226 parsel"de bulunan taşınmazın üçüncü kişilere muvazaalı şekilde devrine engel olmak üzere tedbir konulmasına, davalı tarafın banka hesaplarının tümüne tedbir konulmasına, davalı tarafın Mehmet Günlü...
Şeklindeki gerekçeyle; "Açılan Davanın KABULÜ ile; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle BOŞANMALARINA, Tarafların reşit olmayan müşterek çocukları 18/07/2011 doğumlu Kuzey Çayan, 19/02/2014 doğumlu Güney Çayan'ın velayetlerinin davacı anne üzerinde bırakılmasına; velayetleri anne üzerinde bırakılan müşterek çocuklar ile baba arasında KİŞİSEL İLİŞKİ KURULMASINA, Velayetleri anneye verilen çocuklar için yargılama aşamasında ayrı ayrı hükmedilen aylık 300'er TL tedbir nafakalarının hüküm tarihi itibariyle ayrı ayrı aylık 500'er TL ye yükseltilmesi ile karar kesinleşinceye kadar tedbir nafakası olarak devamına; kararın kesinleşmesi ile birlikte nafakaların aynı miktarlar üzerinden iştirak nafakası olarak devamına; davalıdan alınarak davacıya verilmesine; fazlaya ilişkin talebin reddine, Yargılama aşamasında davacı kadın için hükmedilen aylık 350- TL tedbir nafakasının hüküm tarihi itibariyle aylık 500- TL ye...
Ancak, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine ve günün ekonomik koşullarına göre, özellikle davacının (nafaka alacaklısının) ihtiyaçları gözetildiğinde; takdir edilen (artırılan) tedbir nafakası miktarı çok az olup, TMK.nun 4. maddesi kapsamında hakkaniyete uygun değil ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün birinci bendindeki "aylık 200 TL olan yardım nafakasının 10 TL artırılarak aylık 210 TL'ye çıkartılmasına" ifadesinin silinerek yerine "aylık 200 TL olan tedbir nafakasının 100 TL artırılarak aylık 300 TL'ye çıkartılmasına" ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 28.12.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Yukarıda yer alan hukuki düzenlemeler ve açıklamalar kapsamında; ilk derece mahkemesince davacının ayrı yaşamada haklılığına dair tespit ve gerekçesinin isabetli olduğu, ancak tarafların ekonomik ve sosyal durumları, davacının ihtiyaçları, paranın alım gücü ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde davacı yararına hükmedilen tedbir nafakası miktarının az olduğu anlaşılmış olup, bu itibarla davacı tarafın tedbir nafakasının miktarına ilişkin istinaf talebinin HMK'nın 353/1- b-2 maddesi gereğince kabulü ile davacı yararına takdiren aylık 2.000 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; yardım nafakası talebinin aktif husumet nedeniyle reddine, boşanma talebi yönünden davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, çocuklar Tuğba ve Muhammed Ali'nin velayetinin anneye verilmesine, kişisel ilişki tesisine, çocuklar Tuğba ve Muhammed için aylık 350'şer TL tedbir - 700'er TL iştirak nafakasına, çocuk Dilara'nın dava tarihinden reşit olduğu tarihe kadar aylık 350 TL tedbir nafaka talebinin reddine, kadın aleyhine 21.000 TL maddi - 21.000 TL manevi tazminata (yasal faizi ile birlikte) karar verilmiştir....
Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde yoksulluğa düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Yoksulluğa düşme terimi açıkça çok sıkıntılı bir durumu ve ağır ekonomik koşulları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemelidir. Yoksa, yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinmelerinin sağlanması veya bir zenginleşme aracı olarak kullanılması söz konusu değildir Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir....
reddedildiğinden 15/01/2019 hüküm tarihi itibariyle tedbir nafakasının kaldırılmasına" karar verilmiştir....