No: 44 İç kapı No:24 Kadıköy/İstanbul adresine tebliğe çıkarıldığını ve tebliğ mazbatasının üzerinde gösterilen adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğu, tebliğ imkansızlığı/ tebellüğünden imtina nedeniyle Teb. K. M. 21/2 gereğince tebliğ evrakı Zühtüpaşa Mahallesi muhtarına teslim edildiği, 2 no.lu haber kağıdının muhatabın kapısına yapıştırıldığının yazıldığını, takibin haksız olarak kesinleştirildiğini, tebliğ mazbatası üzerinde, tebliğ yapılan adres için muhatabın Adres Kayıt Sistemindeki adresi olduğu yazılsa da müvekkilinin tebligatın yapıldığı konutta oturmadığını, mernis adresi sorgulaması yapıldığında müvekkilinin yerleşim yeri adresi ile tebligatın yapıldığı adreslerin uyuşmadığını, müvekkilinin mernis adresinin 2017 yılından beri Kahramandere Mah. 709 Sk....
A Blok Apartman Yönetimi toplantısında kararın da alındığını, dava/şikayet dilekçesinde belirtilen hususların tamamen asılsız ve hukuki dayanağı olmayan iddialardan ibaret olduğunu, huzurdaki davanın İİK'na göre ne şikayet hükümlerine ne de takibin taliki veya iptali hükümlerine uymadığını ve askıda kaldığını belirterek yerel mahkemenin usulsüz tebligat yönünden tespit talebi mevcut bulunmamasına rağmen tespitine karar verilmesi ve tebligatın usulüne uygun olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ödeme emri tebliğ mazbatasında beyanı alınan kişinin adı soyadının yazılı olmadığından tebliğatın usulsüz olduğunun açık olduğunu, kaldı ki apartman yönetimine takip yapılmasında usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmadığını belirterek tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....
sürekli restoranda bulunan mesul müdür Süleyman Karazeybek'in iş takibine çıkmış olmasının da mümkün olmadığını, kaldı ki aktif çalışan garsonların da tebliğ günü ve saatinde iş yerinde olduğunu, ayrıca memurun yöneticiye tebligat olduğunu ve muhtara bırakacağını haber vermediğini, bildirim yani haber verme koşulunun da çiğnendiğini belirterek, tebliğ tarihinin ıttıla tarihi olan 17/10/2022 olarak tespitine karar verilmesini istemiştir....
Takip dosyasının incelenmesinde; şikayetçi borçluya satış ilanının 23/10/2018 tarihinde tebliğ edildiği, dava dilekçesinde satış ilanının ilgililere ve haciz alacaklılarına usulüne uygun tebliğ edilmediği iddia edilmiş ise de, kendisine tebliğ edilen satış ilanının tebliğ usulsüzlüğü iddiasının da olmadığı göz önünde bulundurularak, şikayetçinin yasal 7 günlük süre içerisinde satış ilanında taşınmazın niteliklerinin tam olarak belirtilmediği, tapu kaydındaki açıklamaların tam olarak yazılmadığı vb. satış ilanına ve şartnamesine yönelik bu işlemlerin şikayet konusu yapılmadığı dosya kapsamı ile sabittir. Öyleyse, süresinde şikayet edilmeyen satış öncesi bu işlemler kesinleştiğinden, artık bu hususlara dayalı olarak ihalenin feshi istenemez....
, bu nedenle icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesince, kıymet takdirine itiraza ilişkin şikayeti inceleme yetkisinin haciz kararını veren esas icra müdürlüğünün bağlı olduğu İstanbul İcra Hukuk Mahkemesine ait olduğu, yine kıymet takdiri raporunun usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayeti inceleme yetkisinin de İİK 4. Maddesi uyarınca tebliğ işlemini yapan esas icra müdürlüğünün bağlı olduğu İstanbul İcra Hukuk Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. İstanbul 6. İcra Hukuk Mahkemesince ise, kıymet takdirinin Erzurum 4. İcra Müdürlüğü tarafından yapıldığı İİK’nın 128/a maddesine göre şikayeti inceleme yerinin talimat icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. İcra İflas Kanunu’nun 128/a. maddesi gereğince kıymet takdirinin tebliğ edildiği ilgililer, raporun tebliğinden itibaren yedi gün içinde raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesinde şikayette bulunabilirler....
ve ödeme emri tebliğ işlemlerinden 04/12/2022 tarihinde haberdar olduğundan bu öğrenme tarihine göre de İİK'nın 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süre içerisinde 09/12/2021 tarihinde tebliğ işleminin usulsüzlüğü şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmakla İlk Derece Mahkemesince davacının usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin 04/12//2021 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken tebliğ tarihinin 07/12/2021 tarihi olarak düzeltilmesi hatalıdır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince, "Tebligat, herhangi bir hukuki işlem veya olaydan haberdar olmak için muhataba yapılan bir tebliğ (bildirim) işlemi olup, doğrudan doğruya tebligatın muhatabı tebliğ yapılan şahıs olduğundan tebligatın yapılmadığı veya usulsüzlüğü bizzat muhatap tarafından ileri sürülmediği sürece diğer ilgilerin bu tebligata ilişkin itiraz ve şikayet hakları yoktur....
Somut olayda, borçlunun, hesap kat ihtarının usulüne uygun tebliğ edilmediği şikayeti ile birlikte icra emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini de ileri sürerek borca ve faize itiraz ettiği, Bölge Adliye Mahkemesince, borçlunun icra emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile borca ve faize itirazı hakında olumlu olumsuz bir karar verilmediği görülmektedir. O halde Bölge Adliye Mahkemesince, 6100 sayılı HMK'nun 297/2. maddesi gözetilmek suretiyle borçlunun dilekçesinde ileri sürdüğü icra emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile borca ve faize itirazları incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, anılan konularda bir inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın ve olumlu veya olumsuz bir karar verilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 8....
Davacı vekili her ne kadar ilgililere yapılan satış ilanı tebligatının usulsüz olduğunu ileri sürmüş ise de diğer ilgililere tebligat yapılmadığı ya da usulsüz tebliğ edildiği hususunu fesih sebebi olarak ileri süremeyeceği tartışmasızdır. Satış ilanının davacıya 29.07.2020 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ve tebligatın satış ilanını ihtiva ettiği tebligat mazbatasından anlaşılmıştır. Bu nedenle hacizden ve satıştan en geç satış ilanı tebliğ tarihi itibariyle haberdar olduğunun kabulü gerekir. Bu bakımdan davacının haczedilemezlik ve haczi haber veren tebligata ilişkin usulsüzlüğü süresinde olmaması nedeniyle ihalenin feshi davasında ileri süremez....