"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tahliye İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı alacaklı tarafından, davalı borçlu aleyhine kira alacağının tahsili amacıyla ve tahliye istemli olarak başlatılan icra takibine, davalı borçlunun itirazının bulunmaması üzerine, davacı İcra Mahkemesi'nden tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece, ödeme emri tebligatının davalıya usulüne uygun tebliğ edilmediğinden bahisle, istemin reddine karar verilmiş, karar davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Borçluya gönderilen ihtarlı ödeme emri, 31.12.2012 tarihinde, mernis adresinde Tebligat Yasasının 21. maddesine göre tebliğ edilmiştir. Dava dilekçesi ekli ve duruşma gün ve saatini bildiren davetiye ise 25.03.2013 tarihinde davalıya tebliğ edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Mudanya İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 19/09/2014 NUMARASI : 2014/85-2014/99 İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı alacaklı tarafından, davalı borçlu aleyhine kira alacağının tahsili amacıyla ve tahliye istemli olarak başlatılan icra takibine, davalı borçlunun itirazının bulunmaması üzerine davacı, İcra Mahkemesi'nden tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece, ödeme emri tebligatının davalıya usulüne uygun tebliğ edilmediğinden bahisle, istemin reddine karar verilmiş, karar davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Borçluya gönderilen ihtarlı ödeme emri, 13.05.2014 tarihinde Tebligat Yasasının 21.maddesine göre tebliğ edilmiştir. Dava dilekçesi ekli ve duruşma gün ve saatini bildiren davetiye ise 05.08.2014 tarihinde davalıya tebliğ edilmiştir....
Tebligat Kanunu’nun 17. ve Yönetmeliğin 26. maddesi gereğince, ilgilinin o yerde geçici olarak bulunmadığı hususu tesbit edilerek, tebligat mazbatasına şerh edilmelidir. Bu şerh hususunun yerine getirilmemesi tebligatı usulsüz kılar. Somut olayda borçlu ... adına çıkartılan ödeme emri “... Kağıthane/İstanbul” adresinde, aynı adreste daimi çalışan oğlu... imzasına” şerhi ile tebliğ edilmiş olup; borçlu ... adlı muhatabın tebliğ esnasında tebligat adresinde bulunup bulunmadığı araştırılmadan daimi işçisi sıfatıyla oğlu...'a tebliğ edilmiştir. Söz konusu tebligat bu hali ile 7201 Sayılı Kanunun 17. maddesi ile Yönetmeliğin 26/2 maddesine aykırı olup tebligat usulsüzlüğü şikayetinin reddi isabetsizdir. O halde mahkemece, borçlu ...'...
Tebligat Kanunu’nun 17. ve Yönetmeliğin 26. maddesi gereğince, ilgilinin o yerde geçici olarak bulunmadığı hususu tesbit edilerek, tebligat mazbatasına şerh edilmelidir. Bu şerh hususunun yerine getirilmemesi tebligatı usulsüz kılar. Somut olayda borçlu ... adına çıkartılan ödeme emri “... Kağıthane/İstanbul” adresinde, aynı adreste daimi çalışan oğlu... imzasına” şerhi ile tebliğ edilmiş olup; borçlu ... adlı muhatabın tebliğ esnasında tebligat adresinde bulunup bulunmadığı araştırılmadan daimi işçisi sıfatıyla oğlu...'a tebliğ edilmiştir. Söz konusu tebligat bu hali ile 7201 Sayılı Kanunun 17. maddesi ile Yönetmeliğin 26/2 maddesine aykırı olup tebligat usulsüzlüğü şikayetinin reddi isabetsizdir. O halde mahkemece, borçlu ...'...
Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; tebligatın borçluların bilinen en son adresine çıkarıldığını, borçlunun annesi olduğunu beyan eden Menevşe Aslan'ın borçlunun işte olduğunu da beyan ettiğini, bu beyanın esas alınarak ödeme emrinin usulüne uygun olarak 19/08/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, davacı/borçlunun annesinin soyadının Aslan değil Öztürk olduğunu ve aynı konutta ikamet etmediğini belirttiğini, ancak adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine bildirim yapılabileceğini, borçlunun annesinin aynı konutta yaşamasa bile komşusu olduğundan yapılan tebligatın usulüne uygun olduğunu, borçluların 19/08/2020 tarihinde ödeme emrini tebliğ aldığını ve icra müdürlüğünce itirazın yasal sürede olmadığından 18/09/2020 tarihinde borçluların itirazının reddine karar verildiğini beyanla haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İzmir 4....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Davalı alacaklı Ziraat Bankası vekili tarafından davacı ve dava dışı borçlular hakkında Akşehir İcra Müdürlüğü'nün 2019/207 Esas sayılı dosyasıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi başlatılmış, davacıya çıkartılan icra emri 16/01/2019 tarihinde "Yeniköy Mahallesi Akşehir/Konya" adresinde yakını Ramazan Sakallı imzasına tebliğ edilmiştir. Davacı borçlu alacaklı Ziraat Bankası ve PTT A.Ş aleyhine icra emrinin usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle, tebligat usulsüzlüğü ve meskeniyet şikayeti davası açmıştır. Mahkemece tebligat usulsüzlüğü şikayetinin kabulü ile davacıya çıkartılan icra emrinin 21/05/2019 tarihinde tebliğ edildiğinin tespitine karar verilmiştir. Somut olayda; alacaklı Ziraat Bankası vekili tarafından davacı ve dava dışı borçlular hakkında başlatılmıştır....
Davacı borçluya 103 davetiyesinin 23/09/2021 tarihinde tebliğ edildiği, dava dilekçesinde bu tebligatın usulsüzlüğünün iddia edilmediği, davacı borçlunun bu tarihten itibaren süresinde şikayette bulunmadığı anlaşılmakla, mahkemece, borçlu davacı yönünden şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, 103 tebligatının usulüne uygun tebliğ edilmediğini belirtmiş ise de, dava dilekçesinde tebligat usulsüzlüğü şikayet konusu edilmediğinden, HMK'nın 357. maddesi uyarınca dava dilekçesinde ileri sürülmeyen bu nedenin istinaf incelemesinde dikkate alınması mümkün değildir....
Kaldı ki tebligatın usulsüz olması durumunda bile dava dilekçesi ve duruşma günü kendisine tebliğ edilen davalı borçlu, yedi gün içerisinde ödeme emrinin usulsüzlüğü konusunda şikayette bulunmadığından tebligat geçerli hale gelir. İcra mahkemesi ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü kendiliğinden nazara alamaz. YHGK.nun 30.3.2005 gün ve 2005/6-190-220 ve 28.09.2005 gün ve 2005/6-518-518 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Kesinleşen takip üzerine yasal sürede ödeme de bulunmadığından borçlunun temerrüdü gerçekleşmiştir. Mahkemece tahliyeye karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddine karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır....
tebliğ edilmediğini iddia etmiş ise de; dava dilekçesi ve duruşma gün ve saatini bildirir davetiyenin davalı borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği tarihte davalı borçlunun ödeme emrinin tebliğindeki iddia ettiği usulsüzlüğü öğrendiğinin kabulü gerekir.Ne var ki bu tarih itibariyle tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesinde şikayet yoluyla ileri sürüp, tebliğ tarihini düzelttirmediğinden 09/04/2012 tarihinde yapılan tebligat kesinleşmiştir. Mahkeme ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü kendiliğinden nazara alamaz. YHGK.30.3.2005 gün ve 2005/6-190-220 ve 28.09.2005 tarih 2005/6-518-518 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Davalının bu tarihten itibaren 30 gün içerisinde talep konusu alacağı ödemesi gerekirken, yasal ödeme süresi geçtikten sonra 11.05.2012 tarihinde ödediğinden borçlunun temerrüdü de gerçekleşmiştir. Mahkemece tahliyeye karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddine karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Karar bu nedenle bozulmalıdır....
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 30/03/2005 gün, 2005/6-190-220 ve 28/09/2005 tarih, 2005/6-518-518 sayılı kararları gereğince borçlu, ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü icra mahkemesinde şikayet yoluyla ileri sürerek, ödeme emri tebliğ tarihini düzelttirmesi gerekir. İcra Mahkemesi, ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü kendiliğinden nazara alamaz. Davalı, dava dilekçesinin tebliğinden sonrada şikayet yoluna başvurmadığından ve icra takibine itiraz etmediğinden 07/08/2014 tarihinde yapılan tebligat kesinleşmiştir. Bu durumda mahkemece işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı gerekçesi ile davanın reddi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 08/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....