Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 30/06/2015 tarih, 2015/15169 Esas - 2015/18431 Karar sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Borçlular usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte sari itiraz ve şikayetlerini ileri sürmüşler, mahkemece tebligat usulsüzlüğü şikayeti kabul edilerek ödeme emrinin iptaline karar verilmiş, kabul edilen öğrenme tarihine göre süresinde olduğu anlaşılan diğer itiraz ve şikayetler hakkında ise hüküm kurulmamıştır.Tebligat usulsüzlüğü şikayeti kabul edilip Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebligat tarihi düzeltildiğine göre, düzeltilen tebliğ tarihine göre borçluların sair itiraz ve...

    Tebligat usulsüzlüğü iddiası ise İİK'nun 16. maddesi kapsamında şikayet olmakla ıttıla tarihinden itibaren aynı sürede icra mahkemesine bildirilmesi gerekmektedir. Öte yandan HMK'nun 297/2. maddesi uyarınca taleplerin herbiri hakkında hüküm kurulması zorunludur. Somut olayda; örnek 13 nolu ödeme emrinin şikayetçi borçluya 30.01.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun tebligattan 09.05.2015 günü haberdar olduğunu beyan ederek yasal yedi günlük sürede tebligat usulsüzlüğü şikayetini ileri sürdüğüne göre mahkemece söz konusu şikayetin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karara bağlanması yetki itirazının ise icra müdürlüğüne yapılması gerektiği dikkate alınarak İİK'nun 62. maddesi uyarınca reddi gerekir iken tebligat usulsüzlüğü şikayeti hakkında gerekli inceleme yapılmaksızın bir karar verilmemiş olması ve yetki itirazının kabulü isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir....

      Diğer yandan, borçlunun aynı mahkemenin 2015/90 E.-2016/8 K. sayılı dosyasında ödeme emri tebligatının usulsüzlüğüne yönelik olarak 27.7.2015 tarihinde şikayette bulunduğu, bu dosyada şikayetin kabulü ile borçluya gönderilen ödeme emrine ilişkin tebligatın iptaline karar verildiği, mahkemece, bahsi geçen dosyada tebligat iptal edildiğine göre henüz takip kesinleşmemiş olacağından bahisle yapılan hacizlerin de usulsüz olacağı kabul edilerek, hacizlerin kaldırılması yönünde karar verildiği, ancak, tebligat usulsüzlüğüne ilişkin şikayetin kabulüne dair kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Somut olayda haciz, şikayete konu ödeme emrinin tebliğ tarihine göre takibin kesinleşmesinden sonrasına ilişkindir. Ancak, usulsüz tebligat şikayeti nedeniyle haczin geçerli olup olmayacağı, tebligat usulsüzlüğü şikayeti üzerine verilen kararın kesinleşmiş olmasına bağlıdır....

        Borçlu vekilinin tebligat usulsüzlüğü şikayeti dışındaki diğer talepleri borca itiraz niteliğinde olup, takibin şekline göre İİK' nun 62. maddesi uyarınca icra dairesine yapılması gerekir. İcra dairesi yerine, icra mahkemesine yapılan itiraz sonuç doğurmaz. O halde mahkemece borçlunun talebinin tebligat usulsüzlüğü yönünden kısmen kabulü gerekirken borca itiraz niteliğindeki diğer talepleri de kapsar şekilde tümden kabulü isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre borçlunun temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte borçlu tebligat usulsüzlüğü şikayeti, faize-borca itiraz ve ayrıca tahrifat iddiasıyla icra mahkemesine başvurmuş olup, mahkemece tebligat usulsüzlüğü şikayeti kabul edilerek faize ve borca itirazı incelenmiş, tahrifat olmadığı da belirtilerek istemin reddine karar verilmiştir. Bonoların keşide tarihi 10.10.2013 olup, borçlu iki ayrı bonoda vadelerin 30.03.2012 iken 30.03.2014 olarak; 30.02.2012 iken 30.04.2014 olarak değiştirildiğini ileri sürererek tahrifat iddiasında bulumuştur....

            Tebligat usulsüzlüğü iddiası ise, İİK'nun 16. maddesi kapsamında şikayet olmakla, anılan şikayetin, aynı maddenin birinci fıkrası uyarınca ıttıla tarihinden itibaren 7 gün içinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekmektedir. Öte yandan HMK'nun 297/2. maddesi uyarınca; mahkemece, taleplerin herbiri hakkında hüküm kurulması zorunludur. Somut olayda; örnek 13 nolu ödeme emrinin borçluya 09.07.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun tebligattan 21.08.2015 günü haberdar olduğunu beyan ederek tebligat usulsüzlüğü şikayetini ileri sürdüğüne ve usulsüz tebligat şikayetini inceleme görevi icra mahkemesine ait olduğuna göre, mahkemece söz konusu şikayetin esasının incelenmesi zorunlu iken, bu konuda bir değerlendirme yapılmaması doğru değildir....

              Somut olayda ise borçlunun icra mahkemesine başvurusunda iflas ödeme emri tebligatına ilişkin tebligat usulsüzlüğü şikayetini ileri sürdüğü, aynı tarihte icra müdürlüğüne verdiği dilekçe ile aynı iddia ile birlikte borca itirazda bulunduğu, icra müdürlüğünce tebligat usulsüzlüğü iddiası ve gecikmiş itirazın mahkemece değerlendirileceğinden bahisle istemin reddedildiği görülmektedir. İflas ödeme emrinin borçluya tebliğinde kanuna aykırı bir işlemde bulunulmuşsa, borçlunun başvuracağı yol İİK'nun 16. maddesinde düzenlenen şikayet yoludur. Zira, İİK’da, 171/3. maddede sayılan nedenler dışında yer alan usulsüz tebliğ şikayeti için de icra dairesine gidileceği yönünde bir hükme yer verilmemiştir. Hal böyle olunca, Bölge Adliye Mahkemesince, borçlunun tebligat usulsüzlüğü şikayeti ve istinaf nedenleri incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile şikayetin İİK'nun 172. maddesi gereğince reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

                adrese ödeme emrinin gönderildiği, tebliğ memuru tarafından TK.21/2 maddesine göre tebligatın yapıldığı, oysaki, normal gönderilen tebligatın tebliğ memuru tarafından iade edilmesinin gerektiği, daha sonra adres kayıt sistemindeki adrese buna ilişkin şerh verilerek TK.nun 21/2 maddesine göre tebligat çıkartılması gerektiği, usulsüz tebligat şikayetinin yerinde olduğu, dayanak senet üzerinde teminat amaçlı verildiğine yönelik bir ibare bulunmadığı, davacının dayandığı protokolde ve tutanak başlıklı belgede dayanak senede yönelik bir atıf bulunmadığı, teminat senedi iddiasının kanıtlanamadığı, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası kabul edildiğinden hacizlerin geçersiz olduğu, bu durumda haczedilmezlik şikayeti hakkında karar verilmesine yerolmadığı kararı verilmesinin gerektiği gerekçesi ile tebligatın usulsüzlüğü şikayetinin kabulüne, ödeme emri tebliğ tarihinin 06.12.2019 olduğunun kabulüne, davanın reddine, haczedilmezlik şikayeti hakkında karar verilmesine yerolmadığına karar...

                O halde mahkemece Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca borçlunun usulsüz tebliği öğrendiği tarihin tebliğ tarihi olduğuna karar verildikten sonra, bu durumda da şikayetin İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen (7) günlük yasal sürede olduğunun kabulü ile işin esasının incelenmesi gerekirken, tebligat usulsüzlüğü şikayeti reddedilerek işin esasının incelenmemiş olması doğru değildir. Öte yandan borçlu malik meskeniyet şikayetinde bulunabilir. Taşınmazla ilgisi olmayan ...'ın şikayet hakkı bulunmadığına göre ... yönünden şikayetin bu sebeple reddedilmemiş olması da doğru görülmemiştir. O halde mahkemece, açıklanan ilkeler doğrultusunda şikayetin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, süre aşımı nedeniyle istemin reddi yönünde hüküm tesisis isabetsizdir....

                  Borçlunun bu yöndeki istemi tebligat usulsüzlüğü şikayeti olmakla İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca ıttıla tarihinden itibaren yedi gün içerisinde ileri sürülmesi gerekmektedir. Somut olayda; 13/07/2015 günü tebliğ edilen örnek 7 ödeme emrinden borçlu 18/08/2015 tarihinde haberdar olduğunu beyanla yasal yedi günlük süreden sonra 27/08/2015'te icra mahkemesine başvurduğuna göre mahkemece tebligat usulsüzlüğü şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi doğru değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'nun 366. ve HUMK.'...

                    UYAP Entegrasyonu