Mahkemece kaldırma kararı sonrası yapılan yargılamada 16/03/2022 tebliğ tarihli mazbatanın tevziat saatinde muhatabın hanede olmadığından aynı hanede ikamet eden ehil ve reşit eşi Kadriye Gebeş'e muhatabın nerede olduğu ve tevziat saatlerinden sonra dönüp dönmeyeceği tevsik edilmeksizin TK'nın 16 ve 20. maddesi ile yönetmeliğin 29. maddesi gereğince usulsüz olduğu anlaşıldığından, HMK'nın 33. maddesi gereğince hukuki tavsifin hakime ait olduğu hükmü gereğince uyuşmazlığın tebligat usulsüzlüğü şikayeti olarak kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin davacı borçlunun takipten daha önceden haberdar olduğuna dair dosyada herhangi bir bilgi ve kayıt bulunmadığı görülmekle TK'nın 32. maddesi uyarınca dava tarihi olan 06/05/2022 olarak düzeltilmesine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b-1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur...
DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİĞ ŞİKAYETİ- KARAR : DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 14. İcra Müdürlüğünün 2017/23596 E. sayılı dosyasında davalı-alacaklı tarafından müvekkil hakkında ilamsız takip başlatıldığını, ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, takipten 10/06/2021 tarihinde haberdar olduklarını, takip dosyasında ''İstanbul ili, Sancaktepe ilçesi,.....8085 ada ,27 parsel ,20 nolu'' bağımsız bölümün kıymet takdirinin yapıldığını, kıymet takdir raporunun da usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, takdir edilen değerin de taşınmazın gerçek değerinin çok altında olduğunu, alacaklı tarafından aynı alacağa ilişkin olarak Anadolu 8....
Somut durumda açılan davada usulsüz tebliğ şikayeti ile İİK 58/3 ve 61/1. Maddelerine dayalı olarak takipte faturaya dayalı alacak talep edildiği halde ödeme emri ekinde dayanak belge suretlerinin tebliğ edilmediği iddiası ile şikayette de bulunulmuş, ancak mahkeme karar gerekçesinde davacının sadece usulsüz tebliğe dayalı şikayeti incelenerek İİK 58/3 ve 61/1. Maddelerine dayalı şikayetine ilişkin değerlendirme yapılmamıştır. Anılan durumda İİK 297. maddesine aykırı olarak karar verilmesi isabetli olmayıp davacı vekili istinaf talebinde haklıdır. Yukarıda açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşılmakla, davacının istinaf başvurusunun esasa ilişkin diğer yönler incelenmeksizin kabulü ile, HMK'nın 353/1- a/6. maddeleri uyarınca kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir....
Somut olayda; alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile borçlu hakkında başlatılan ilamsız icra takibinde borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuruda, mahkemece incelenip karar verilen ödeme emri ve 103 davetiye tebligatlarınn usulsüzlüğü şikayeti ile meskeniyet iddiası ve kıymet takdirine itirazı yanında emekli maaşının haczedilemeyeceğine yönelik olarak da şikayette bulunduğu görülmektedir. O halde mahkemece, borçlunun dilekçesinde ileri sürdüğü emekli maaşının haczedilemeyeceğine ilişkin şikayeti incelenmeksizin ve bu konuda HMK'nun 297. maddesinde belirtilen ilkelere göre olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeksizin eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Ayrıca, dosya üzerinde inceleme yapıldığı ve alacaklı davada kendisini bir vekille de temsil ettirmediği halde Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince duruşmalı işlere özgü tarife üzerinden alacaklı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru bulunmamıştır....
HMK 297/2. maddesinde; "Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir" düzenlemesine yer verilmiştir. Yasa maddesinin bu açık hükmünün sonucu olarak, mahkemelerce kurulan hükümler, infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Dava içinde davalar doğar ve hükmün hedefe ulaşmasını engeller. Somut olayda; mahkemece, HMK'nun 297. maddesine aykırı olarak hüküm kurulduğu, davacı borçlunun tebligat usulsüzlüğüne ilişkin şikayeti hakkında hüküm kurulmadığı görülmektedir O halde, mahkemece, borçlunun bütün talepleri ile ilgili HMK'nun 297. maddesine uygun olarak hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Borçlu ...'ın temyiz itirazlarının incelenmesinde; Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre borçlu ...'ın temyiz itirazlarının REDDİNE; 2-Borçlu ...'...
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine Keşan İcra Müdürlüğünün 2019/5233 Esas sayılı dosyasında takip başlatıldığını, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, müvekkilinin ismi T1 olduğu halde takipte ve ödeme emrinde T1 olarak yazdığını, tebligatın da T1 olarak çıkartıldığını, daha sonraki bir tarihte müvekkilinin kimlik kaydının dosyaya girdiğini, TK 21.md kapsamında yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, takipten 15/02/2021 tarihinde haberdar olduklarını, müvekkilinin taşınmazlarına haciz konulduğunu, mevcut hacizlerin kaldırılması gerektiğini, takibe ilişkin itirazlarının kabulü ile icra takibinin ve ödeme emrinin iptaline, ödeme emri tebliğ tarihinin 15/02/2021 olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir....
Mirasçıların itirazı; mirasçı olunmadığı, mirasın reddedildiği gibi itirazlarla, imhal, itfa, zamanaşımı (İİK 71) ve benzeri itirazlar olabilir. Murisin külli halefi olan mirasçının, asıl borçlu murisin itiraz hakkı kalmadığı durumlarda yeniden itirazda bulunması mümkün değildir. Burada dikkat edilmesi gereken husus; asıl borçlu murisin, itiraz (şikayet) hakkının olup olmadığıdır. Takip dosyası incelendiğine; borçlu murise ödeme emrinin 29.01.2013 tarihinde tebliğ edildiği, ödeme emri tebliğ işlemi ile takip dosyasının, muris ve mirasçılar tarafından önceden öğrenildiğine dair dosyada delil bulunmadığı anlaşılmaktadır.Bu sebeple asıl borçlu murisin, kendisine yapılan ve usulsüz olduğu iddia edilen ödeme emri tebliği ile ilgili yasal süresi içerisinde şikayette bulunmadığı kabul edilemeyeceğine göre, mirasçıların da öğrenme tarihinden itibaren tebligat usulsüzlüğü şikayetinde bulunma hakkı vardır....
Muhatabın adreste bulunmaması halinde tebliğ memurunun ne şekilde davranması gerektiğini düzenleyen Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 30. maddesi, tebliğ memuruna ilgilinin neden adreste bulunmadığını araştırma görevini yüklemiştir. Buna göre, tebliğ memuru adreste bulunmama nedenini araştırmakla kalmayıp, yaptığı araştırmanın sonucunu Tebligat Kanunu'nun 23/7. ve yönetmeliğin 35/f bendi gereğince tebliğ evrakına yazarak, ilgilisine imzalatacaktır. Ancak bu şekilde, yapılan işlemin, usulüne uygun olup olmadığı, hakim tarafından denetlenebilir. Muhatabın, tebliğ adresinde ikamet etmekle birlikte, kısa ya da uzun süreli ve geçici olarak adreste bulunmadığının, tevziat saatlerinden sonra geleceğinin beyan ve bunun tevsik edilmesi halinde ancak, maddede sayılanlardan, örneğin muhtara imza karşılığı tebliğ edilip, 2 numaralı fişin kapıya yapıştırılması ve komşunun durumdan haberdar edilmesi işlemlerine geçilebilecektir....
Buna göre tebliğ memuru tahkik etmekle kalmayıp, bunu tevsike yönelik olarak yaptığı tahkikatın sonucunu tebliğ evrakına yazacak ve maddede açıkça belirtildiği üzere ilgilisine imzalatacaktır. Ancak bu şekilde yapılan işlemin usulüne uygun olup olmadığı, hakim tarafından denetlenebilir. Somut olayda, borçluya yapılan ödeme emri tebliğine ilişkin tebliğ mazbatasının incelenmesinde; "Muhatabın adresinin kapalı olduğu görevliye sorulduğu muhatabın dışarıda olduğunun beyan edildiği T.K 21. madde ve Tebligat Tüzüğünün 28.maddesi gereğince mahalle muhtarına teslim edilerek 2 nolu haber kağıdının kapıya yapıştırılıp görevli Erdal Özsağmen'e haber verildiği ” şerhi ile 23/10/2014 tarihinde tebliğ edildiği belirlenmiştir....