İİK'nun 168. maddesinin birinci fıkrasının 3. ve 5. bentlerine göre, borçlunun borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını ve takibin müstenidi olan senedin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığına yönelik şikayetini yasal beş günlük süresi içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re'sen gözetilmelidir. Somut olayda borçlu ...'e ödeme emrinin 11.02.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun yasal (5) günlük süreden sonra 20.02.2015 tarihinde icra mahkemesine müracaatla takibin iptalini talep ettiği, ödeme emri tebligatının usulsüzlüğü yönünde bir itiraz da ileri sürmediği anlaşılmıştır. O halde, mahkemece, borçlunun itiraz ve şikayetlerinin süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlunun yetki itirazı ve tebligat usulsüzlüğü şikayeti nedeni ile tebliğ tarihinin 22/11/2014 olarak düzeltilmesine karar verildiği bunun üzerine borçlunun hacizlerin kaldırılması talebinde bulunduğu, icra müdürlüğünce 16/12/2014 tarihli karar ile 22/11/2014 tarihinden önce konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği, alacaklı vekilince icra müdürlüğünün hacizlerin kaldırılmasına dair verdiği bu kararın şikayet konusu yapıldığı mahkemece şikayetin kabul edilerek icra...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Sair temyiz ititrazları yerinde değil ise de;Genel haciz yolu ile yapılan takipte, borçlu icra mahkemesine başvurusunda, usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte takip konusu borca, faize ve yetkiye itiraz etmiş, mahkemece borçluya çıkarılan ödeme emri tebligatının öğrenme tarihinin düzeltilmesine ve ... İcra Dairelerinin yetkisiz olduğuna dair yetkisizlik kararı verilmiştir. Hüküm davacı vekilince temyiz etdilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi..... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Borçlunun icra mahkemesine başvurarak,.... İcra Müdürlüğü'nün 2006/9442 Esas ve 2006/9443 Esas sayılı takip dosyalarında haczedilen taşınmazın, haczine dair yapılan tebligatların usulsüzlüğü ile söz konusu taşınmaz için meskeniyet şikayetinde bulunduğu ve bu nedenle taşınmaz üzerindeki hacizlerin kaldırılmasını istediği, mahkemece istemin süreden reddine karar verildiği görülmüştür. İİK. nun 82. maddesinin 1.fıkrasının 12. bendinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK. nun 16/1.maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. ........
Dairemizin 09.03.2015 tarih v 2014/31178-2015/5170 sayılı kararı ile TK. 21/2. maddesinde düzenlenen mernis şerhinin tebliğ çıkaran mercii tarafından tebligat üzerine şerh edilmediğinden tebligatın usulsüz olduğu gerekçesi ile mahkeme kararı bozulmuştur. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebligatın usulsüz olması halinde, muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlunun şikayeti, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayet niteliğinde olup, İİK'nun 16/1. maddesi gereğince bu işlemin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 Esas-1991/344 Karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere, seçilen takip şekline göre, borçlunun, icra dairesine itiraz etmesinden ayrı olarak yedi günlük şikayet süresi içinde tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine başvurması zorunludur....
Davacı/borçlu vekili istinaf dilekçesinde; hesap kat ihtarı tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, zira gönderilen ihtarnamenin tebliğ edilmediğini, ihtarnamenin iade edildiğini, iade edilen ihtarname tebliğ edilmiş kabul edilerek, hatalı ve hukuka aykırı bir karar verildiğini, tefrik kararının uygulanmadığını, dava dilekçesinde belirtmiş oldukları sebeplerin tamamı hakkında karar verilmediğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dairemizin 10/02/2020 tarih, 2019/403 esas ve 2020/193 karar sayılı kararında belirtildiği üzere davacı/borçlu vekilinin dilekçesinde; icra emri, kıymet takdiri raporu ve satış ilanı tebliğ işlemlerinin usulsüzlüğü ile birlikte ayrıca takip öncesinde kat ihtarı tebligatının geçersiz olduğunu belirtererek ilamlı takip yapılamayacağını ileri sürererek şikayette bulunduğu açıktır....
kararına karşı, İcra ve İflas Kanunu'nun 364/1 ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 361- (1). ve 365- (1). maddeleri uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, dairemize yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek dilekçe ile Yargıtay ilgili hukuk dairesine gönderilmek üzere temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 10/05/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
A.Ş'ye dava dilekçesinin 02/04/2016 tarihinde tebliğ edildiği ve bu tebligatın usulsüzlüğüne yönelik dava açılmadığı, İİK'nun 16. maddesine göre tebliğ usulsüzlüğü şikayetinin yedi günlük süreye tabi olduğu, somut olayda şirket yönünden tebliğ usulsüzlüğü şikayetinin 19/04/2016 tarihinde yapılmış olup bu sürenin geçirildiği, bu nedenle davanın ... Tic. A.Ş yönünden reddine, ... yönünden tebliğ usulsüzlüğü şikayetinin kabulüyle öğrenme tarihi olan 19/04/2016 tarihinin tebliğ tarihi sayılmasına, tahliye davası yönünden kiracı şirketin süresi içinde icra dairesine yaptığı bir itiraz olmadığından İİK'nin 269/a maddesi kapsamında tahliyenin koşullarının oluştuğunun kabulü ile davalı kiracı ... Tic....
nun 21. maddesinin 1. fıkrasına göre tebligat yapılabilmesi için, muhatabın tebligat çıkarılan adreste ikamet etmekle birlikte, geçici olarak adreste bulunmadığının ve nedeninin, tevziat saatlerinden sonra geleceğinin tespiti ile bu tespitin tebliğ evrakına yazılması ve tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir (Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik m.30/1). Burada Yönetmeliğin 30. maddesi, tebliğ memuruna ilgilinin neden adreste bulunmadığını “tahkik etme” görevini yüklemiştir. Buna göre tebliğ memuru tahkik etmekle kalmayıp, bunu tevsike yönelik olarak yaptığı tahkikatın sonucunu tebliğ evrakına yazacak ve maddede açıkça belirtildiği üzere ilgilisine imzalatacaktır....
Somut olayda, borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu traktör üzerine 02/07/2015 tarihinde sistem üzerinden haciz şerhi işlendiği, bu hacze ilişkin 103 davetiyesinin borçluya 04/08/2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun şikayet dilekçesinde bu tebliğ işlemine yönelik bir tebligat usulsüzlüğü iddiasında bulunmadığı ve yasal yedi günlük süreden sonra 04/09/2015 tarihinde icra mahkemesine başvurduğu görülmüş olup şikayetin süresinde olmadığı anlaşılmıştır. Öte yandan kabule göre de; mahkemece, şikayetçi borçlunun çiftçi olup olmadığı araştırılmadığı gibi, şikayetçinin çiftçilik mesleğini devam ettirebilmesi için, bu mesleği icra ettiği arazinin miktar ve vasfı da dikkate alınarak traktöre ihtiyacı olup olmadığı, ihtiyacı varsa şikayete konu traktörün kıymeti ile borçlunun haline münasip traktörü temin etmesi için gerekli bedelin de bilirkişi marifetiyle tespit ettirilmemesi de doğru değildir....