WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; İcra takibinin ihtiyati haciz alınmak sureti ile başlatıldığı, dava dışı borçluya ait ... ili, ...İlçesi, ...Mahallesi, 4 ada, 15 parselde kayıtlı bulunan taşınmaza 12.09.2013 tarihinde ihtiyati haciz tatbik edildiği, 18.09.2013 tarihinde haczin kesinleştiği, şikayetçinin tebligat usulsüzlüğü yönünde bir iddia ile sıra cetveline itiraz hakkının bulunmadığı, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre tarafların tebligatlardan haberdar olduğu ( usulsüz tebligat olmasına rağmen borçlunun tebligattan haberdar olduğu, şikayet ve itirazda bulunmadığı buna bağlı olarak tebligatın usulsüzlüğü takibin tarafı olmayan diğer şahıs şikayetçi tarafından ileri sürülemeyeceği ) gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir....

    Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Somut olayda örnek 10 numaralı ödeme emri borçluya 13.02.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Tebliğ usulsüzlüğüne ilişkin açıkça bir şikayeti olmayan borçlu; İİK.nun 168. maddesinde öngörülen yasal 5 günlük süreden sonra 27.03.2015 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuruda borca itiraz ettiğini bildirmiştir. İİK'nun 168/ 4-5. maddesi gereğince borçlunun itirazlarını beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekmektedir....

      /H...'' adresine Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebligat yapıldığı, aynı adrese kıymet takdir raporundan sonra Tebligat Kanunu'nun 35. maddesi uyarınca satış ilanının tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Borçlunun ticaret sicil adresine daha önce usulüne uygun gönderilip tebliğ edilemeden iade edilen bir tebligat olmadığına göre şirketin sicilde kayıtlı adresine doğrudan Tebligat Kanunu'nun 35. maddesi uyarınca satış ilanı tebliği usulsüzdür. İİK.nun 127.maddesi uyarınca satış ilanının borçluya tebliği zorunlu olup tebligatın usulsüzlüğü başlıbaşına ihalenin feshi nedenidir. O halde mahkemece satış ilanı tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

        Kira alacağının tahsili amacıyla borçluya gönderilen 13 örnek ihtarlı ödeme emri 20.6.2009 tarihinde 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 35.maddesine göre tebliğ edilmiş ise de, Tebligat Kanununun 35.maddesine göre yapılan tebligat usulüne uygun bulunmamaktadır. Ancak, davalı 28.12.2009 tarihinde ödeme emrinin usulüne uygun olmadığını iddia ederek mahkemece verilen ilk kararı temyiz etmiş olmakla davalı borçlunun ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü bu tarihte öğrendiğinin kabulü gerekir. Ne var ki, bu tarih itibariyle tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesinde şikayet yoluyla ileri sürüp, tebliğ tarihini düzelttirmediği gibi, süresinde de itirazda bulunmadığından 20.6.2009 tarihinde yapılan tebligat kesinleşmiştir. İcra mahkemesi ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü kendiliğinden nazara alamaz. YHGK.nun 30.3.2005 gün ve 2005/6-190-220 ve 28.09.2005 gün ve 2005/6-518-518 sayılı kararları da bu doğrultudadır....

          Borçluya gönderilen 13(51) örnek ihtarlı ödeme emri 16/6/2009 tarihinde 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 21.maddesine göre tebliğ edilmiş ise de Tebligat Kanununun 21.maddesine göre yapılan tebligat usulüne uygun bulunmamaktadır. Ödeme emri usule uygun tebliğ edilmemiş ise de; dava dilekçesi ve duruşma gün ve saatini bildirir davetiye 11/08/2009 tarihinde davalı borçluya tebliğ edilmiştir.Davalı borçlunun ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü bu tarihte öğrendiğinin kabulü gerekir. Ne var ki bu tarih itibariyle tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesinde şikayet yoluyla ileri sürüp, tebliğ tarihini düzelttirmediği gibi, süresinde de itirazda bulunmadığından 16/6/2009 tarihinde yapılan tebligat kesinleşmiştir. İcra mahkemesi ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü kendiliğinden nazara alamaz. YHGK.30.3.2005 gün ve 2005/6-190-220 ve 28.09.2005 tarih 2005/6-518-518 sayılı kararları da bu doğrultudadır....

            Borçluya gönderilen 13(51) örnek ihtarlı ödeme emri 04.11.2013 tarihinde 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 21.maddesine göre tebliğ edilmiş ise de Tebligat Kanununun 21.maddesine göre yapılan tebligat usulüne uygun bulunmamaktadır. Ödeme emri usule uygun tebliğ edilmemiş ise de; dava dilekçesi ve duruşma gün ve saatini bildirir davetiye borçluya 22.8.2014 tarihinde davalı borçluya tebliğ edilmiştir. Davalı borçlunun ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü bu tarihte öğrendiğinin kabulü gerekir. Ne var ki bu tarih itibariyle tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesinde şikayet yoluyla ileri sürüp, tebliğ tarihini düzelttirmediği gibi, süresinde de itirazda bulunmadığından 04.11.2013 tarihinde yapılan tebligat kesinleşmiştir. İcra mahkemesi ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü kendiliğinden nazara alamaz. YHGK.30.3.2005 gün ve 2005/6-190-220 ve 28.09.2005 tarih 2005/6-518-518 sayılı kararları da bu doğrultudadır....

              GEREKÇE; Uyuşmazlık; usulsüz tebligat şikayeti ile usulsüz ödeme emrinin ve tebligatın iptali istemine ilişkindir. Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Bu durumda, aksine bir belge bulunmadığı sürece, muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Somut olayda, davacıya ödeme emrinin TK'nın 21/1 maddesine göre 16/06/2021 tarihinde tebliğ edildiği ve bu tebliğin usulsüzlüğünün yeni öğrenildiği belirtilerek 15/06/2022 tarihinde işbu şikayetin yapıldığı anlaşılmıştır....

              İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 13/04/2021 NUMARASI : 2020/376 ESAS, 2021/290 KARAR DAVA KONUSU : Tebligat Usulsüzlüğü Şikayeti KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı borçlular vekili dava dilekçesinde özetle; davalı/alacaklı tarafından müvekkilleri aleyhine İzmir 25....

              Tebligat yapılan bu adresin borçlunun kredi sözleşmesindeki adresi olduğu gibi aynı zamanda 03.07.2014 tarih ve 8604 sayılı ticaret sicil gazetesine göre de sicil adresi olduğu anlaşılmaktadır. Borçlunun kendisine ihtarname tebliğ edilen ....'in borçlu çalışanı olmadığına dair iddiasına ilişkin olarak yapılan kolluk araştarması sonucu tutulan 14.05.2015 tarihli tutanakta, borçlu şirketin sahibi olarak belirtilen ...'in beyanına göre adı geçen şahsın ... Yapı Denetim Şirketi çalışanı olduğunu belirtilmiş ise de, kendisinden bilgi alınan kişi borçlu şirketin ilgilisi olmakla bu beyan esas alınarak sonuca gidilmesi doğru değildir. Zira; tebligat usulsüzlüğü şikayeti her türlü delille kanıtlanması mümkün ise de hükme dayanak alınan delillerin tarafsız ve objektif olması gerekmektedir. Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında kendisine tebligat yapılan kişinin borçlu dışında başka bir şirketin çalışanı olarak gözükmesi bu kişinin fiilen borçlunun çalışanı olmadığı sonucunu doğurmaz....

                Hükmi şahıslara ne şekilde tebligat yapılacağı 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddelerinde belirlenmiştir. Borçlu şirketin tebligat adresinin, ticaret sicilinde kayıtlı adresi olması ve tevziat saatlerinde kapalı bulunması veya tebligatın alınmasından imtina edilmesi halinde, bu adrese 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. ya da 35/4. maddelerine göre tebligatın yapılması gerekir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35/4. maddesi uyarınca daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır. Bu durumda, anılan maddeye göre tebligat yapılabilmesi için, muhatabın ticaret sicilinde kayıtlı adresine çıkartılan tebligatın bilâ tebliğ iade edilmiş olması zorunludur. Somut olayda; borçlu şirketin ticaret sicilde kayıtlı bilinen adresine çıkarılan tebligatın "Verilen adres kiraya verilmiş boş büro katıdır....

                UYAP Entegrasyonu