DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Davada, talep ve anlatım, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayanılarak tasarrufun iptalinin, bu mümkün olmaz ise BK'nun 19 maddesi gereğince muvazaalı işlemin iptali şeklindedir. Mahkemece, İİK md 284 "İptal davası hakkını, batıl tasarrufun vukuu tarihinden itibaren beş sene geçmekle düşer." şeklinde düzenlendiği, dava konusu taşınmazların devir tarihlerinin 12/09/2014 ve 06/01/2015 olup, tasarrufun iptali davasının açıldığı tarihinin 30/04/2020 olduğu ve 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğundan bahisle davanın reddine karar verildiği, hükmün, davacı vekilince istinaf kanun yoluna taşınmıştır. Davacının (alacaklının) bu davayı açabilmesi bazı şartlara bağlıdır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/269 ESAS DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Aydın 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20/01/2022 tarih, 2021/269 Esas sayılı ara kararın istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı Vekili dava dilekçesinde özetle; Aydın İli İncirliova İlçesi Sınırteke Mahallesi 202 ada 7 parselde kayıtlı tarla vasıflı taşınmazın satışına ilişkin tasarrufun müvekkili bakımından İİK. 277. ve devamı maddelerindeki şartlara uygun olarak iptali, olmadığı takdirde TBK. 19. maddesi gereğince muvazaa nedeniyle iptali ve müvekkili bakımından dava konusu taşınmaz üzerinde alacak ve tüm fer’ ilerine yeter miktarda cebr-i icra yetkisi verilmesi gerektiğini belirterek, ihtiyati haciz ve kötü niyetli üçüncü kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasını talep ve dava etmiştir....
Ortakır Mevkii 944 parsel, 452 parsel, Ayter mevkii 387 parsel sayılı taşınmazları davalı eşi T3 devrettiğinin tespit edildiğini, bu devirlerin muvazaalı olarak mal kaçırma amacıyla yapıldığını, bu nedenlerle TBK.19.madde gereğince hükümsüzlüğünün tespiti ile taşınmazların tapu kaydının iptali ile davalı T4 adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar tebligata rağmen davaya cevap vermemişlerdir. İLK DERECE MAHKEME ÖZETİ : Konya 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 25/03/2021 tarih 2020/216 Esas 2021/197 Karar sayılı gerekçeli kararı ile; "Dava; TBK.nun 19.maddesi uyarınca muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Türk Borçlar Kanununun 19. maddesi gereğince muvazaa hukuksal sebebine dayalı iptal davalarında kural olarak 3. kişiler, danışıklı işlem nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilir....
Mahkemece davanın 5 yıllık hakdüşürücü süre geçtikten sonra açılmış olması nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 6183 sayılı yasanın 26. maddesine göre tasarrufun vuku tarihinden itibaren 5 yıl geçtikten sonra tasarrufun iptali davası açılamıyacağı hükme bağlanmıştır. Bu süre hak düşürücü süre olup hakim tarafından re'sen gözetilmesi gerekir. Somut olayda tasarruf 22.4.1994'de yapılmış dava ise 5 yıllık süreden sonra 26.3.2004'de açıldığından mahkemece davanın bu nedenle reddi doğru olup davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA 492 sayılı Harçlar Yasasının 13/J maddesi uyarınca Hazineden harç alınmamasına 11.2.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı tarafından yargılama aşamalarında davanın BK’nun 19.maddesine dayalı olduğunu belirtmiştir. Davacının kendisinin alacağını akim bırakan bir işleme karşı, takip yapılmamış olması, İİK. 284. maddedeki hak düşürücü sürenin geçmiş olması gibi değişik düşüncelerle BK 18.(yeni 19.) maddeye dayalı olarak bir dava açabileceği gibi aynı işlem için İİK. 277 vd maddelerine göre bir tasarrufun iptali davası açması da mümkündür. Davacının bu seçimlik haklarından BK 18. maddeye dayalı iptal yolunu seçtiği dava dilekçesinde özellikle vurgulanmıştır....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalılar arasında yapılan muvazaalı işlemlerin TBK 19. maddesine göre iptalini vurgulamış olmaları ve yargılama aşamalarında da iptalini istedikleri tasarrufun İİK 277. vd. dayalı iptal istemine ilişkin olduğuna dair beyanda bulunmamalarına rağmen yerel mahkemece, TBK md. 19 gözetilmeksizin, tasarrufun iptali davasının şartlarından birisi olan aciz vesikasının ibraz edilmediğinden ihtiyati tedbir/haciz taleplerinin yerinde olmadığından bahisle taleplerini reddettiğini, İİK 277 kapsamında tasarrufun iptali ve muvazaa davaları arasında önemli farklılıklardan bir tanesinin muvazaaya dayalı davalarda, davacının icra takibine geçimesine ve aciz belgesi almasına gerek olmayacağını belirterek ara kararının kaldırılıp talepleri doğrultusunda teminatsız olarak ihtiyati tedbir/haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
O halde icra dosyasında borçlu olarak yer almayan, tasarrufun iptali davası sebebi ile malı üzerinde alacaklıya haciz ve satış yetkisi tanınan tasarrufun iptali davası davalısının zamanaşımı sebebi ile takibin iptalini istemek bakımından aktif husumet ehliyeti bulunmamaktadır (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2016/18279 E., 2017/10496 K. sayılı kararı). Aksi durumun kabulü, tasarrufun iptali davasında borçlu ve üçüncü kişiyi şekli mecburi dava arkadaşı kılan İcra ve İflas Kanunu'nun 282/1. maddesine, borçlunun aciz halinde olması sebebi ile mal kaçırma niyeti ile yapılan işlemlerin alacaklıya karşı geçersiz sayılması amacını taşıyan tasarrufun iptali davasının genel mantığına aykırılık teşkil eder....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyi niyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md.) bulunması ve davanın beş yıllık hak düşürücü süre içinde açılmış olması gerekir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada;"...Dava; TBK 19 ve İİK 277.maddesi uyarınca muvazaa sebebi ile tasarruf işleminin iptali istemine ilişkindir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, TBK'nın 19. maddesine dayanılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. HMK’nın 355.maddesi uyarınca inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re'sen gözetilmiş ayrıca; HMK'nın 357. maddesindeki "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz" kuralı nazara alınmıştır....