Daireyi satın aldıktan sonra da keşfen tespit edildiği üzere dairede dekorasyon yaptırdığı ve tanık anlatımları uyarınca dava konusu bağımsız bölüme taşındığı anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmaz, rayiç bedel üzerinden devredilmiştir. Davacı tarafın dayandığı diğer bir tasarrufun iptali davasında alınan bilirkişi raporundaki dekorasyonsuz değer kabul edilse dahi, mal kaçırma kastının varlığından haberdar olunduğunun, kabulüne yeter bir değer farkı bulunmamaktadır. Diğer yandan dava konusu bağımsız bölüm İstanbul'un yoğunluklu nüfusunun yaşadığı Suadiye semtinde bulunmaktadır. Hayat tecrübelerine göre kalabalık nüfusun yaşadığı İstanbul gibi büyükşehirlerde, nüfusu daha az olan yerlerin aksine, komşuluk ilişkilerinin zayıf olduğu, tanışıklık olması durumunda dahi ekonomik halleri hakkında bilgilerinin bulunmadığı bilinmektedir....
Eğer dava İİK.277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış ise bu üç koşula ilaveten borçlu hakkında düzenlenmiş kat'i(İİK 143.madde)veya geçiçi aciz (İİK 105.madde)belgesinin bulunması da gereklidir. Aciz belgesinin varlığı sadece İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılan tasarrufun iptali davaları için önkoşul olup 6183 Sayılı Yasanın 24 ve devamı maddeleri gereğince açılan tasarrufun iptali davaları için ibraz edilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. Gerek 6183 Sayılı Yasanın 24 ve devamı, gerekse İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılan tasarrufun iptali davasının görülebilirlik koşullarından biri, mahkemece de belirlendiği gibi alacaklı tarafından borçlu aleyhine yapılan icra takibinin kesinleşmiş olmasıdır....
Dava İİK 96 ve devamı maddeleri gereğince 3. kişi tarafından açılmış istihkak davası ile alacaklı tarafından karşı dava olarak İİK 97/17. madde gereğince açılmış tasarrufun iptaline ilişkindir. İİK 97/17 madde gereğince 3.kişinin açtığı hacizden doğan istihkak davasına karşı,haczi yaptıran alacaklı ,bu yasanın 11.babı hükümlerine dayanarak karşılık dava olarak İcra Mahkemesinde tasarrufun iptali davası açabilir.Tasarrufun iptali davası karşı dava olarak açılmayıp ayrı açılırsa davaya icra mahkemesinde değil genel mahkemelerde bakılması gerekir....
A.Ş tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 sayılı HMK'nin 353/1-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 10.246,50 TL istinaf harcından peşin alınan 2.561,63 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.684,87 TL harcın davalı ... AŞ'den alınarak Hazineye gelir kaydına, 3-Davalı ... AŞ yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının 6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi uyarınca istek halinde ilgilisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 6100 sayılı HMK'nin 7035 sayılı Kanun ile değişik 361. maddesi uyarınca tebliğ tarihinden itibaren 2 (iki) haftalık süre içinde Yargıtayda temyizi kabil olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 19/03/2021 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 22/03/2021 Başkan ... Üye ... Üye ... Katip ......
Davalılar vekili, tasarrufun iptali yönünden dava önşartlarının bulunmadığını, davanın tapu iptali ve tescil davası olarak değerlendirilmesi halinde Serik Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli ve yetkili olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre, uyuşmazlığının İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu, davanın ticari davalardan olmadığı gerekçesiyle davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine, süresi içinde talep halinde dosyanın görevli Antalya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi dışında davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkeme hükmü davacı vekiline 29.7.2011 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz dilekçesi ise HUMK'nun 432/1 fıkrasında öngörülen 15 günlük süre geçirildikten sonra 26.8.2011 tarihinde verilmiştir. İİK 281/1.maddesi hükmü gereğince iptal davaları basit yargılama usulü ile görülüp karara bağlanır. HUMK'nun 176/11 bendi hükümleri uyarınca bu davalarda adli ara verme söz konusu olmadığı gibi HUMK'nun 177.maddesi hükmü de uygulanamaz....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi dışında davalılar ...ve ...vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava 6183 Sayılı AATÜHK'nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.Mahkeme hükmü davalılar ...ve ......
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi dışında dahili davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.Mahkeme hükmü davacı vekiline 20.8.2011 tarihinde tebliğ edilmiş,temyiz dilekçesi ise HUMK'nun 432/1 fıkrasında öngörülen 15 günlük süre geçirildikten sonra 12.9.2011 tarihinde verilmiştir.İİK 281.maddesi hükmü gereğince iptal davaları basit yargılama usulü ile görülüp hükme bağlanır. HUMK'nun 175/1-II bendi hükümleri uyarınca bu davalarda adli ara verme sözkonusu olmadığı gibi, HUMK'nun 177.maddesi hükmü de uygulanamaz....
Ayrıca, %18 oranındaki KDV'nin itirazı iptali davasının konusu olmaması ve takipten önce yapılan ödemeler asıl alacaktan mahsup edilerek hüküm verildiğinden ,itirazın iptaline karar verilen kısım bakımından icra inkar tazminatının kötüniyetli itiraz edilmesi gerekmediğinden bu hususlara ilişkin istinaf sebebi yerinde bulunmamıştır. TBK m.100 uygulaması açısından ise; henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmadığı bir evrede borçlunun itiraza konu borcu kısmen veya tamamen ödemesi mümkündür ve bunu engelleyen herhangi bir yasa hükmü yoktur. Borçlu itirazın iptali davası açılmamış iken, itirazına konu borcu tamamen öderse, alacaklının itirazın iptali davası açmasına gerek kalmayacak ve böyle bir davayı açmakta hukuki yararı bulunmayacaktır. Zira itirazın iptali davası açılmasında amaç, itiraz nedeniyle kanun gereğince kendiliğinden durmuş olan takibin devamını sağlamaktır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Hükmüne uyulan Yargıtay bozma ilamında özetle; Mahkemece HUMK.nun 388. maddesi gereğince açık ve net olarak hangi tasarruf ile ilgili olarak infazda tereddüt yaratmayacak şekilde hüküm kurulması gerekirken yazılı olduğu üzere davanın reddine karar verilmiş olmasının doğru bulunmadığı gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozmaya uyulduktan sonra davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılmış olup, tasarrufun iptali istemine ilişkindir....