Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Her nekadar, muvazaayı düzenleyen Türk Borçlar Kanununun 19.maddesinde ve öteki kanun hükümlerinde muvazaalı sözleşmelerin hüküm ve sonuçları hakkında bir açıklık bulunmamakta ise de; taraflar arasında alacak ve borç ilişkisi doğurmayacağı, muvazaanın varlığının hiçbir süreye bağlı olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği, mahkemece kendiliğinden (resen) göz önünde bulundurulması gerektiği, belirli bir sürenin geçmesi, sebebin ortadan kalkması veya ilgililerin olur (icazet) vermesi ile geçerli hale gelmiyeceği, uygulamada ve bilimsel görüşlerde ortaklaşa kabul edilmektedir. Öte yandan, muvazaanın varlığını iddia eden taraf Medeni Kanunun 6. maddesi gereğince bu iddiasını isbat etmek zorundadır. BK'nun 19.maddesine dayalı davalarda işlemin iptali için sadece üçüncü kişinin değil aynı zamanda dördüncü kişi var ise ona yapılan işleminde muvazaalı olduğunun ispatlanması gerekmektedir....

İcra Müdürlüğü'nün 2017/12161 Esas sayılı dosyası olduğunu ve bu dosyaya konu kesintinin devam ettiğini, bu kesintinin olduğu dosyanın 12/09/2017 tarihinde kambiyo senedine dayalı başlatıldığını, bu dosyadaki borca davalı tarafından itiraz edilmediğini, davalının üzerine kayıtlı herhangi bir gayrimenkul ya da menkul kaydının bulunmadığını ve üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının bulunmadığını belirttiğini, bu takibin muvazaalı olarak başlatıldığını, Mersin 1. İcra Müdürlüğü'nün 2017/12161 Esas sayılı dosyası dosyasında maaş haczi işleminden başka herhangi bir işlem yapılmadığını, davalılar arasında yapılan borç-alacak ilişkisinin muvazaalı olarak oluşturulduğunu ve borçtan kaçmak için yapılan bir işlem olduğunu belirterek Mersin 1. İcra Müdürlüğü'nün 2017/12161 Esas sayılı dosyasının borçlu-davalı T7 maaşı üzerine konulan 1. sıra haciz işlemine ilişkin tasarrufların İİK.'nun 277 vd. maddeleri ile TBK 19. maddesi gereğince iptaline, Mersin 3....

HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dairemizce HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır. Dava, maaş haczi işlemine yönelik tasarrufun iptali işlemine ilişkindir. Somut olayda, davacı tarafından, davalıların mal kaçırmak amacıyla takibe konu bonoyu muvazaalı olarak düzenlediklerini, araçların muvazaalı olarak satıldıklarını beyanla tasarrufun iptaline yönelik işbu davanın açıldığı, ortada İİK'nun 140 v.d maddeleri kapsamında İcra Müdürlüğünce düzenlenen herhangi bir sıra cetvelinin bulunmadığı, davalı asıl borçlunun da davada taraf olarak gösterildiği, bu nedenle eldeki davanın sıra cetveline itiraz davası olarak değerlendirilmesinin de söz konusu olamayacağı, davacının hukuki dayanağının ve talebinin yani uyuşmazlığın TBK.19 ve İİK'nun 277 v.d. Maddeleri kapsamında tasarrufun iptali mahiyetinde olduğu anlaşılmıştır....

İcra Müdürlüğü’nün 2018/23560 E. sayılı takibinin muvazaa nedeniyle iptalini, hacizli hisselerin geçerli olduğu anlamına gelmemek kaydıyla, Bankamıza hacizli hisseleri geçerli olduğu açık olduğundan ve davalı/borçlu T6 adına kayıtlı tüm malvarlığı üzerine danışıklı olarak uygulanan haciz işlemlerinin ve tasarrufların, TBK.’nun 19. Maddesi ile İİK.’nun 277 ve devamı maddeleri gereğince muvazaalı olarak yapılan işlemlerin, müvekkil banka yönünden iptali ile İstanbul 11. İcra Müdürlüğünün 2018/23560 E. sayılı takibinin muvazaa nedeniyle iptaline kara verilmesini, borçlu faruk sarı'nın işbu dosyadan hacizli tüm taşınır ve taşınmaz malları, üçüncü şahıslar üzerindeki hak ve alacakları ile istihkakları üzerine teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmesi, davalı borçlu faruk sarı'nın malvarlığına uygulanan diğer haciz işlemlerinin iptali ile bu değerler üzerine banka haczinin işlenmesini, İstanbul 11. İcra Müdürlüğünün 2018/23560 E....

Davacıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Davalının değinilen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 09.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan önce yapıldığı dava koşulunun oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir....

          TBK' nun 19.) maddesi, 4721 s. TMK'nun 706. maddesi, 6098 s. TBK'nun 237. maddesi ile 2644 s. TK'nun 26. maddeleridir. Yargıtay İBK'nin 01/04/1974 tarih ve 1/2 sayılı inançları/İçtihatları Birleştirme Kararında; "Bir kimsenin; mirasçısını miras hakkından yoksun etmek amacıyla, gerçekte bağışlamak istediği tapu sicillinde kayıtlı taşınmaz malı hakkında tapu sicil memuru önünde iradesini satış doğrultusunda açıklamış olduğunun gerçekleşmiş bulunması halinde, saklı pay sahibi olsun ya da olsun miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılarının, görünürdeki satış sözleşmesinin 818 s. BK' nun 18. (6098 s. TBK' nun 19.) maddesine dayanarak muvazaalı olduğunu ve gizli bağış sözleşmesinin de şekil koşulundan yoksun bulunduğunu ileri sürerek dava açabileceklerine ve bu dava hakkının geçerli sözleşmeler için söz konusu olan 743 s....

          Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 30.12.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.630.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 08/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            UYAP Entegrasyonu