Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

BK'nun 19.maddesine dayalı davalarda işlemin iptali için sadece üçüncü kişinin değil aynı zamanda dördüncü kişi var ise ona yapılan işleminde muvazaalı olduğunun ispatlanması gerekmektedir.(Yargıtay 17. H.D.nin 2016/11791 E.2017/7010 K.) Somut olayda, davalı T6 ve T3 arasındaki satım ilişkisinin muvazaalı olduğu gerçek bir satım olmadığı sabit olmakla birlikte taşınmazı sonradan satın alan dördüncü kişilerin kötü niyetli olduğu iddia ve ispat edilmiş değildir. İİK'nun 277 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali davasından farklı olarak bu davaların bedele dönüşmesi söz konusu değildir. BK'nun 19.maddesine göre muvazaa hukuksal nedenine dayalı davalarda işlemin iptali için sadece üçüncü kişinin değil aynı zamanda dördüncü kişi var ise ona yapılan işlemin de muvazaalı olduğunun ispatlanması gerekmektedir....

Her ne kadar, muvazaalı işlemin saptanması ile birlikte, davalılar arasındaki icra takibinin iptali istenilmiş ise de çoğun içinde azın da bulunduğu ilkesi gereğince, muvazaalı işlemin davacı yönünden hüküm doğurmamasının istenildiği açıktır. Bu bakımdan, İİK'nun 283. maddesindeki düzenleme yol gösterici niteliktedir. Mahkemece, İİK'nun 283. maddesi hükmü gereğince muvazaalı olduğu saptanan icra takibinin iptaline gerek kalmaksızın; davalılar arasındaki icra takibinin davacı yönünden geçersiz bulunduğunun tesbiti biçiminde hüküm oluşturulması gerekir. Karar, bu bakımdan yerinde görülmemiştir. Ancak, yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını da gerektirmediğinden hükmün, HUMK'nun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenle hüküm bölümünün 1. fıkrasının çıkartılarak yerine: "Davanın kısmen kabulü ile davalılardan ... tarafından diğer davalı ... hakkında ... 3....

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/12/2019 NUMARASI : 2019/121 ESAS, 2019/73 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (TBK. 19. madde) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davalı T3 vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi....

    KARAR Davacı ... vekili, evlilik birliği içinde eş Maciye adına satın alınan 260 parsel sayılı taşınmazın eş tarafından muvazaalı olarak kardeşi davalı ...'e devrettiğini, tapu iptali ile müvekkili adına tesciline hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, satışın muvazaalı olduğunun ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; davacının dava dilekçesinde davalı eş adına kayıtlı taşınmazın muvazaalı olarak devredildiği iddiası ile tapunun iptali, ve tescilini talep ettiği anlaşılmıştır. Tüm bu açıklamalara göre, davacının talebi muvazaaya dayalı tapu iptal ve tescil niteliğinde olduğu anlaşılmakla, davacının iddiası genel hükümlere dayalı (TBK m. 19 vd.) olup, mal rejiminin tasfiyesi kapsamında bir talep niteliğinde değildir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muvazaalı işlemin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı alacaklı vekili, davalı borçlu .... San. Tic. Ltd. Şti. aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını, borçlunun mal kaçırma amacı ile dava konusu taşınmazını 29/11/2013 tarihinde düşük bedel ile davalı ...’e devrettiğini belirterek, bu muvazaalı işlemin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

        Dava TBK’nun 19 maddesi gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptali istemine ilişkindir. Kural olarak 3.kişiler, danışıklı işlem nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilir. Çünkü danışıklı bir hukuki işlem ile 3.kişilere zarar verilmesi onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğindedir. Ancak 3.kişinin danışıklı işlem ile haklarının zarar uğratıldığının benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan alacaklı olması ve danışıklı işlemin alacağının ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış bulunması gerekir....

          HMK' nun 357/1.. maddesinde ise; "(1) Bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinde karşı dava açılamaz, davaya müdahale talebinde bulunulamaz, davanın ıslahı ve 166 ncı maddenin birinci fıkrası hükmü saklı kalmak üzere davaların birleştirilmesi istenemez, bölge adliye mahkemesince resen göz önünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz." hükmü gereğince sınırlı olarak ve re'sen kamu düzeni yönünden inceleme yapılmıştır. Davanın yasal dayanağı; Yargıtay İBK'nin 01/04/1974 tarih ve 1/2 sayılı İnançları/İçtihatları Birleştirme Kararı ile 818 s. BK'nun 18. (6098 s. TBK' nun 19.) maddesi, 4721 s. TMK'nun 706. maddesi, 6098 s. TBK'nun 237. maddesi ile 2644 s. TK'nun 26. maddeleridir....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :..........Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muvazaa hukuksal nedenine dayalı davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı alacaklı vekili, borçlu davalı ....... hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığı ve hakkındaki takipleri sonuçsuz bırakmak için dava konusu taşınmazını ortakları arasında organik bağ bulunan diğer davalı şirkete devrettiğinden, BK'nun 19.maddesi gereğince muvazaalı işlemin iptalini talep etmiştir. Davalı ......... vekili, satışın gerçek olduğunu raiç bedelin ödenerek satın aldığından haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır. Davalı ..........vekili, taşınmaz borçlar nedeni ile satıldığını ve satıştan davacının da haberdar olduğunu belirtmiştir....

            Sırada haciz işlemi uygulandığını, takibin müvekkili bankanın alacağının doğduğu tarihten sonra başlatıldığını, bu nedenle bonoya dayalı başlatılan takibin muvazaalı olduğu belirtilerek; muvazaalı icra takibinin iptali ile bu takip sırasında borçlu davalı ...'un maaşı üzerine konulan birinci sıra haciz işlemine ilişkin tasarrufun İİK.'nun 227 ve devamı maddleri ile TBK.'nun 19.maddesi gereğince iptaline, Bafra İcra Müdürlüğü'nün 2014/3940 Esas sayılı icra takibine konu müvekkili bankanın alacağı nedeniyle dava konusu takip ve maaş haczi üzerinde cebri icra yapma yetkisi tanınmasını talep etmiştir. Davalı ... vekili; davacı tarafın dava dilekçesinde ileri sürmüş olduğu iddiaların gerçeğe aykırı olduğunu, bir takım hukuki müesseseleri kullanarak kendisi lehine menfaat temin etmeye çalıştığını, davacının diğer davalı ...'...

              Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. TBK'nın 19. maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek olmadığı gibi, bu davalarda hak düşürücü süre de uygulanmaz (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2020/2277 E. ve 2021/605 K. sayılı kararı). Somut uyuşmazlıkta dava dilekçesinde açıkça muvazaa hukuksal nedenine dayanılmış olup bu durumda davanın niteliği itibariyle TBK'nın 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkin olmasına göre bu davalarda hak düşürücü süre uygulanmayacağından davanın esasına girilmek gerekirken yanılgılı değerlendirme ile İİK'nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılmış tasarrufun iptali davalarında öngörülen 5 yıllık süre geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur....

              UYAP Entegrasyonu