Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz eden davalılara geri verilmesine, 16.03.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Dava TBK'nun 19.maddesi uyarınca muvazaalı işlem yapıldığı iddiasına dayalı tapu kaydının iptali ile borçlu adına tescili istemine ilişkindir. Bir davada taraflarca ileri sürülen maddi olguların hukuki değerlendirilmesini yapmak, uygulanacak yasa maddelerini bulmak ve uygulamak hakimin doğrudan görevidir. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Yüzeysel bakıldığında İİK'nın 277 ve devamı maddelerin düzenlenmiş olan iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK 277.maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar....
TBK. m.19) maddesi gereği açılan iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, ağırlık olarak mal rejimi niteliğinde değerlendirilerek davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. Davacı vekilleri dava dilekçelerinde; davalı tarafından üçüncü kişiye yapılan satışın muvazaalı olduğunu ve batıl niteliğinde bulunduğunu, davalının amacının mal kaçırmak gayesini taşıdığını açıklayarak ½ oranında iptal ve tescili isteğinde bulunmuşlardır. Nitelendirme yapma bakımından dava dilekçesinin çok iyi bir şekilde ele alındığı söylenemez. Kavramlar ve hukuki nitelendirmeler birbirlerine karıştırılmış durumdadır. Ancak maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak ise hakime aittir. (HUMK. m.75-76, HMK. m.25, 31, 33) Dava dilekçesinde geçen ve yukarıda açıklanan kavramlar gözönünde bulundurulduğunda davacı tarafın açıkça genel muvazaa nedeniyle 6098 sayılı TBK.nun 19....
alınması ve muvazaalı işleme uygun olarak iş yerinin düzenlenmesi ihtimaline binaen davalı tarafa tebligat yapılmaksızın HMK 400 ve devamı hükümleri gereğince delil tespiti yoluyla keşif gerçekleştirilmesi gerektiğini, dürüst davranma ilkesi ve mevzuat hükümleri gereğince muvazaalı işlemin ortadan kaldırılması ve sözleşmenin iptali gerektiğini ileri sürerek -----numaralı tesisatın bulunduğu adreste mahkemece davalı tarafa tebligat yapılmaksızın HMK 400 vd. hükümleri doğrultusunda delil tespitine imkân tanıyacak şekilde keşif incelemesi yapılmasına, davalı ve davacı arasında imzalanmış olan abonelik sözleşmesinin TBK 19 muvazaa hukuksal sebebine dayalı olarak iptaline, bu şekilde davacı ve davalı arasındaki muarazanın giderilmesine ve davanın kabulüne, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İlk derece mahkemesince davacının talebinin TBK'nın 19 ve terditli olarak İİK'nın 277,278/3- 1 maddeleri kapsamında olduğu kabul edilerek her iki yasal düzenleme yönünden ayrı ayrı değerlendirme yapılmış ise de; davacı tarafça, davalılar arasındaki tasarrufun TBK'nın 19.maddesi gereğince muvazaalı olduğu ve muvazaalı devir işleminin İİK'nın 277 vd. maddelerinin kıyasen uygulanarak iptalinin talep edildiği, mahkemece davacının talebinin TBK 19 dışında, İİK 277.maddesine dayandığı yönündeki belirlemesinin ve bu yöndeki değerlendirmesinin dosya kapsamına uygun olmadığı anlaşılmış, davacının talebi yalnızca TBK'nın 19. maddesi kapsamında değerlendirilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, TBK 19. maddesine dayalı tasarrufun iptali istemi olup; inceleme konusu talep ise, ihtiyati haciz koşullarının oluşup oluşmadığı hususuna ilişkindir. HMK’nın 355.maddesi uyarınca inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re'sen gözetilmiş ayrıca; HMK'nın 357. maddesindeki "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz" kuralı nazara alınmıştır. Davacı taraf, temlik alan sıfatıyla yürütülen icra takibi kapsamında alacağın tahsil edilemediğini ve davalı borçlunun borcu ödemediği gibi alacaklısından mal kaçırma kastıyla taşınmazını muvazaalı olarak diğer davalıya devrettiğini ileri sürerek, tasarrufun iptali talebiyle bu davayı açmış ve aynı zamanda ihtiyati haciz talebinde bulunmuştur....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, ölünceye kadar bakma akdinden kaynaklanan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ile ecrimisil isteklerine ilişkindir. 6.2. İlgili Hukuk 6.2.1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) m. 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614). Bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz....
Her nekadar, muvazaayı düzenleyen Türk Borçlar Kanununun 19.maddesinde ve öteki kanun hükümlerinde muvazaalı sözleşmelerin hüküm ve sonuçları hakkında bir açıklık bulunmamakta ise de; taraflar arasında alacak ve borç ilişkisi doğurmayacağı, muvazaanın varlığının hiçbir süreye bağlı olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği, mahkemece kendiliğinden (resen) göz önünde bulundurulması gerektiği, belirli bir sürenin geçmesi, sebebin ortadan kalkması veya ilgililerin olur (icazet) vermesi ile geçerli hale gelmiyeceği, uygulamada ve bilimsel görüşlerde ortaklaşa kabul edilmektedir. Öte yandan, muvazaanın varlığını iddia eden taraf Medeni Kanunun 6. maddesi gereğince bu iddiasını isbat etmek zorundadır. BK'nun 19.maddesine dayalı davalarda işlemin iptali için sadece üçüncü kişinin değil aynı zamanda dördüncü kişi var ise ona yapılan işleminde muvazaalı olduğunun ispatlanması gerekmektedir....
Dava; BK'nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali davasına ilişkindir. 1-28.11.2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) 2. maddesinde Kanun'un kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. 6502 sayılı TKHK'nın “Geçiş Hükümleri” başlıklı geçici maddenin 1. fıkrası ise “bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalar açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam eder” hükmünü içermektedir....
Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi yollamasıyla) 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.480.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12/09/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....