Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, çekişmeli taşınmazın 2009 yılında kesinleşen orman sınırı dışında kaldığı ve orman sayılmayan yerlerden olduğu, 3402 sayılı Kanunun 14. ve 17. madde hükümlerinin de davacı yararına gerçekleştiği gerekçesiyle hüküm kurulmuşsa da, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir....

    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazın kadastro sırasında davalı adına tespit edildiği, 3116 Sayılı Yasaya göre yapılan orman kadastrosunda öncesinin orman sayılan yerlerden olması nedeniyle orman sınırları içine alınarak daha sonra 31.12.1981 tarihinden önce orman niteliğinin yitirilmiş olması nedeniyle 2B madde uygulaması ile orman sınırı dışına çıkarıldığı ve işlemin kesinleştiği, yörede yapılan makiye ayırma çalışmasının yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılmadığından geçersiz olduğu, çekişmeli taşınmaz, 1944 yılında yapılan tahdidin içinde kalmakla, genel arazi kadastrosu yoluyla oluşan tapu kaydının 4785 Sayılı Yasa karşısında yasal değerini yitirdiği, kamu malı olan orman niteliğindeki taşınmazlar hakkında, özel mülklerin bağlı olduğu yasa hükümlerinin uygulanamayacağı, bu nedenle, aslında orman olan taşınmazı tapu kaydı ile satın alan kişinin de 4721 Sayılı Medeni Yasanın 1023. maddesindeki iyiniyet kurallarından yararlanamayacağı,...

      Mahkemece, aynı taşınmaz hakkında Orman Yönetimi ile ... ... arasında görülen dava sonucu kadastro mahkemesinin 2005/272 - 2008/15 sayılı kararıyla taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 3402 sayılı Kanunun 4. maddesine göre orman kadastrosu yapılmıştır. Mahkemece çekişmeli taşınmazın Orman Yönetimi ile davacının kardeşi olan tesbit maliki ... ... arasında görülüp kesinleşen kadastro mahkemesinin 2005/272 - 2008/15 sayılı dosyasında " taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu ve dayanılan tapu kaydının taşınmaza uymadığının belirlendiği, iki dosyanın tarafları değişik olsa da orman olma olgusunun gerçekleştiği " gerekçesiyle hüküm kurulmuşsa da, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir.  ...

        Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava,çekişmeli taşınmazın Hazine adına kayıtlı Orman niteliğinin tarla olarak düzeltilmesi istemidir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı içinde bırakılıp, kesinleşmiştir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli parselin kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığı gibi, eski tarihli memleket haritası ve ... fotoğraflarında makilik ve kısmen meşe ağaçları ile kaplı olduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gibi, davacı Hazinenin böyle bir dava açmada hukuki yararı da bulunmadığı anlaşıldığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 22/12/2010 gününde oybirliği ile karar verildi....

          Orman bilirkişisi raporunda çekişmeli taşınmazın bitki örtüsünü sadece orman ağaçları yönünden değerlendirmiş, toprak yapısı ve zemin üstü bitki örtüsü yönünden bir değerlendirme yapılmamıştır. Yine fen bilirkişisi çekişmeli taşınmazın bulunduğu yeri geniş ölçekli hava fotoğrafındaki yerini işaretleyerek denetime elverişli rapor hazırlamamıştır....

            İdaresi taşınmazın orman olduğu iddiası ile itiraz ederek dava açmıştır. Mahkemece, ''hüküm gününden sonra 6831 sayılı Yasa'nın, 2896, 3302, 3373 sayılı Kanunlarla değişikliğe uğraması nedeniyle, ormanın tanımı değişmiş olmakla, bakanlığın, taşınmazın orman olmadığı yönündeki mütalaasının hükme yeterli olmayacağından, taşınmazların orman olup olmayacağının orman yüksek mühendisi bilirkişi aracılığıyla taşınmazın orman olup olmayacağının belirlenmesi'' gereğine değinilen bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine, 17 parsel sayılı taşınmazın davalı ... mirasçıları adına hisseleri oranında tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... İdaresi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, davaya ve temyize konu 17 parsel sayılı taşınmazın orman vasfında olmadığı gerekçesiyle yazılı olduğu şekilde davalılar adına tapuya tesciline karar verilmiştir....

              Karara dayanak alınan bilirkişi raporu, çekişmeli taşınmazın orman niteliğinin neden yitirdiği açıklanmaması ve dört tarafı orman ile çevrili taşınmazın üzerinde insan elinin çekilmesi ve olduğu gibi bırakılması halinde yeniden orman haline dönüşmeme nedeni açıklanmadığından çekişmeli hukuki durumunu belirlemeye yeterli ve kanaat verici olmayıp, bu rapora dayanılarak hüküm kurulamaz. 6831 Sayılı Yasanın değişik 2/B maddesi ile (bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş yerlerin orman rejimi dışına çıkartılacağı) hükmünün bulunduğu, bundan doğal ve gerçek anlamda nitelik kaybının anlaşılması gerektiği, her isteyenin ormanlarda doğal olarak bulunan deliceleri aşılaması, bina ya da eklentilerini inşa etmesi, erozyona sebep olacak biçimde araziyi teraslaması ya da orman bitkilerini kökleyip tarım yapmaya teşebbüs etmesi veya 6831 Sayılı Yasanın 17/2. maddesi gereğince hiçbir zaman kişiler adına tapuya tescil edilemeyecek ve özel mülk olamayacak orman içi açıklığı...

                Mahkemece çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu ve 3402 sayılı Yasanın 14. ve 17. madde hükümlerinin davalılar yararına gerçekleştiği gerekçesiyle hüküm kurulmuşsa da yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir....

                  in davasının kabulüne karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. 3402 sayılı Yasa'nın Ek 4. maddesine dayanılarak açılan davada, davacı karşı davalı Orman İdaresi, taşınmazın tamamının eylemli orman niteliğinde olduğunu iddia ederek, taşınmazın niteliğinin ağaçlık olarak değiştirilmesini ve kullanım şerhinin iptalini, davalı karşı davalı ... ise eylemli orman şerhinin kaldırılmasını talep etmiştir....

                    Mahkemece, kesinleşmiş orman kadastro tutanaklarına dayalı araştırma, inceleme ve keşifler sonucu düzenlenen uzman bilirkişi raporlarıyla, çekişmeli parselin 1943 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları dışında bırakıldığı, 1744 sayılı Kanuna göre yapılan aplikasyon işleminde bu konumunun değişmediği, ancak 2896 sayılı Kanun uyarınca çalışma yapan komisyon tarafından 05.06.1984 tarihli tutanaktaki 3 nolu karar ile çekişmeli 287 parsel sayılı taşınmazın tamamının orman sınırları içine katıldığı ve bu işlemin itiraz edilmeden kesinleştiği, dava açmak için gerekli olan hak düşürücü sürelerin de çoktan dolduğu, kaldıki taşınmazın 150-160 yaşlı ve tam kapalılıkta kızılçam ağaçları ile kaplı olması nedeniyle halen de eylemli orman olduğu, hali hazır durumunun mera niteliğinde bulunmadığı belirlendiğine göre davanın kabulüne karar vermek gerekirken, delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden, hükmün bozulması gerekmiştir...

                      UYAP Entegrasyonu