Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

gerektiği yönündeki bozma istemli görüşüne iştirak edilmemiştir....

    Öyleyse, dava konusu 1483 parsel sayılı taşınmazın davalılara tahsisinin iptaline ilişkin idari işlemin idari yargı yerinde iptal edildiği ve anılan iptal kararının kesinleştiği, dolayısıyla taşınmazın tesciline dayanak idari işlemin varlığını koruduğu, tapu sicilinin dayanağının ayakta bulunduğu, hazinenin geri alım hakkından ve yolsuz tescilden söz edilemeyeceği sabittir. Hâl böyle olunca; davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır. Davalılar vekilinin temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      O nedenle, kullanıcı şerhi verilmesi istemli davalarda, taşınmazın hangi tarihten beri fiilen, ne sebeple, kim tarafından ne sıfatla kullanıldığının belirlenmesi için mahallinde keşif yapılarak yerel bilirkişi ve taraf tanıkları davaya konu taşınmaz başında dinlenmek suretiyle kullanım durumuna ilişkin beyan alınması ve zeminin belirtilen kullanım şekline uygun olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Ne var ki, mahkemece 08.01.2015 tarihinde taşınmaz başında keşif yapılmış ise de yapılan keşifte mahalli bilirkişi ve tanıklar refakate alınmamış; sadece mahkeme heyeti ve teknik bilirkişilerle keşif yapılarak keşif mahallinin gezildiğinin tutanağa geçirilmesi ile yetinilmiştir. Taşınmaz ile ilgili davalarda taşınmaz başında dinlenmeleri gerektiği halde tanıklar, 16.12.2014 tarihli celsede duruşma salonunda dinlenmişlerdir. Eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak karar verilemez....

        Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince; dava konusu taşınmazın altına düşey ve yatay kolonlar ile bunları birbirine bağlayan ankraj kirişlerinin yerleştirildiği ve fiili el atmanın devam ettiği sabittir. Ayrıca 02.12.2012 tarihli bilirkişi raporunda yıkılan yapılara ilişkin olarak zararın ... kat inşaatının tamamlanmasından sonra giderilebileceği belirtilmiş, ne var ki mahkekece yerinde fiili durum saptanmadan aldırılan ek rapor ile karar verilmiştir. Hal böyle olunca; mahallinde yeniden uzman bilirkişiler marifetiyle keşif yapılarak ölçüm yaptırılması, özellikle bahçe duvarı ve garaj kapısının durumu ile yatay olarak taşınmazın altına yerleştirilen kolonların ve ankraj kirişlerinin durup durmadığı saptanmak suretiyle bilirkişilerden denetime elverişli rapor alınması, yukarıdaki ilkeler gözetilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir....

          Somut olayda, davalılar 3 parsel sayılı taşınmazın satın alınması sırasında bedelin 2/3 kısmının kendileri tarafından ödendiği savunmasını kanıtlar nitelikte bir yazılı delil bildirmemişler, dolayısıyla savunmalarını kanıtlayamamışlardır. Hal böyle olunca; karşı davada 3 parsel sayılı taşınmazın 1/3 payının mirasbırakana ait olduğu şeklindeki istemin reddine; asıl dava yönünden ise davalılar adına paylı olarak kayıtlı 3 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payı oranında davacı adına tesciline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi doğru değildir. Davacı- karşı davalının bu yönlere değinen ve yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine 24/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Davacı ... tarafından davalılar aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan elatmanın önlenmesi davası, davaya konu olan parsel hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. ... tarafından Hazine ve ... ... mirasçıları aleyhine Kadastro Mahkemesinde taşınmazın beyanlar hanesindeki muhdesat şerhinin terkini istemiyle dava açılmıştır. Kadastro Mahkemesinde, çekişmeli parsel tutanağı ile aktarılan dava dosyası ve Kadastro Mahkemesinde açılan muhdesat şerhinin terkini istemli davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonunda elatmanın önlenmesi istemli davanın kabulüne, muhdesat şerhinin terkini istemli davanın Hazine yönünden husumet yokluğundan diğer davalılar yönünden ise esası bakımından reddine, çekişmeli 131 ada 53 parsel sayılı taşınmazın ... mirasçıları adına tapuya tesciline, hükme esas alınan bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen ve taşınmaz üzerinde bulunan ahırın davalı ...'...

              Müdürlüğünden getirtilerek dosya içine konulması istenildiği halde, geri çevirme kararımız sonrasında istenilen evrakın dosya içine konulmadığı anlaşılmakla; 1- Dava dosyasının 6100 sayılı Kanun'un Geçici 3. maddesi atfıyla HUMK'nın 433/3. maddesi ve Hukuk Muhakemeleri Kanun'un Yönetmeliğine uygun olarak tarih ve işlem sırasına göre düzenlenip, dizi pusulasına bağlanması, 2- Çekişmeli 1 parsel sayılı taşınmazın ... tespit tutanağı fersude olduğundan, taşınmaza revizyon gören tapu kayıtlarının belirlenmesi için, çekişmeli taşınmazın tespit tutanak örneğinin ... Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına alınması ve ......

                -KARAR- Dosya arasında çekişme konusu taşınmazın kadastro tutanağının yeralmadığının anlaşılması sebebi ile; 173 ada 8 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağı, revizyon gören tapu kaydı varsa tapu kayıtları ile dayanak tüm belgelerin, yine taşınmazın 07.05.2008 tarihinde hükmen tescil sebebi ile dava dışı ... adına tescil edilmiş olduğu görülmekle, anılan hükmen tescil kararının ilgili ... müdürlüğünden temin edilerek dosya arasına alınması, geri çevirmeyle istenilen kayıtların eksiksiz dosya arasına alınıp alınmadığının denetlendikten sonra gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 08.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Somut olayda;taraflar arasında 10.06.2003 tarihinde açılan dava ile dava konusu 177 ada 84 nolu parsel üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürüldüğü ve bu hükmün 07.07.2004’de kesinleştiği, hükümde belirtilen pay oranlarına göre taşınmazın tapuya tescil edildiği, davacının pay oranının düşük hesaplandığı iddiasıyla bu davayı açtığı ve satış memurluğunun dosyasında taşınmazın değerinin 15.764,250.- YTL olarak tespit edildiği anlaşılmaktadır. O halde elbirliği mülkiyetin paylı mülkiyete dönüştürülmesi davası kesinleşerek tapuya tescil işlemi gerçekleşmiş olduğundan, tavzih ya da yargılamanın yenilenmesi talebini içermeyen tapu iptal ve tescil istemli uyuşmazlığın taşınmazın değerine göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince ... Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 05/06/2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Dairemizin önceki tarihli geri çevirme kararı ile istenildiği halde; çekişmeli taşınmazın tespitine esas tapu kaydının tesisinden itibaren tüm tedavüllerinin getirtilmesi, tavzihle kendilerine pay verilen kişilerin nüfus kayıt tablolarının getirtilmesi, taşınmaza ait sicildeki payların ne suretle oluşturulduğunun Tapu Sicil Müdürlüğünden sorularak çelişkinin açıklattırılması, tavzih kararının usulünce tebliğ edilmesi istenildiği halde geri çevirme kararımız sonunda bahsi geçen eksikliklerin giderilmediği anlaşılmakla; 1- Çekişmeli 52 parsel sayılı taşınmazın tespitine esas Ocak 1936 tarih 39 ve 41 sıra numaralı tapu kayıtları ile Kanuni Sani 931 tarih ve 14 sıra numaralı tapu kaydının tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte...

                      UYAP Entegrasyonu