ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2021/97 Esas KARAR NO: 2022/621 DAVA: Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ: 11/02/2021 KARAR TARİHİ: 28/09/2022 Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Davalı------ müvekkil şirketin de içinde bulunduğu------ yer alan------- ilgili ------ uygun olarak projelendirilmesi ve gerekiyorsa ------- yapılması ve ---- üzerinden sözlü olarak anlaşma sağlandığını, Davalı tarafından yapılması taahhüt edilen ------ işlemi ifa ile sonuçlanmamıştır. Davalı firma tarafından --------- kavramsal onaylatılmış ve müvekkil şirkete teslim edilmediğini, bu ------sonrasında sahada hiç kullanılmadığını iddia ile davalı firma tarafından ifa edilmeyen, eksik ve ayıplı işlerden dolayı uğranılan zararların tespitini ve HMK 107....
olduğu beyanında bulunulduğunu, tanıkların ifadesi ve yaz mevsim koşullan göz önüne alındığında bahse konu lekelerin yağıştan kaynaklı oluşamayacağını, üretimden kaynaklı olabileceği kesin kanaat olmamakla birlikte düşünüldüğünü, çünkü davaya konu camlara ait numune bulunmamasından dolayı kimyasal analiz yapılamadığını, bu aşamadan üretimden kaynaklı olduğu tespit edilememiş olup, fiziksel verilere göre üretimden kaynaklı olabileceği görüş ve kanaatine varıldığını, *32 palet camın hepsinin aynı şekilde aynı zamanda toz gibi kırılması yine üretime bağlı ayıplı ürün kanaatini güçlendirdiğini, *Yanlış Stoklamaya bağlı patlamaların meydana gelmiş olması için camların güneş altında aralarına bir ayraç (mantar gibi) konmandan stoklanması gerektiğini, tanık ifadelerinde stoklamanm L sehpalarda yapıldığı ifade edilmiş olup, aralarında ayraç olup olmadığı belirtilmediğini, *Bu nedenle yanlış stoklamadan kaynaklı olup olmadığı bu aşamada tespit edilemediğini, *Davaya konu temperli camların ayıplı...
, ayıplı ürünleri geri almadığını, ayıplı ürünlerin halen şantiyede yer işgal ettiğini, bu sebeplerden dolayı icra takibine itiraz edilmiş olduğunu savunmuştur....
E sayılı dosyasından başlattığı takibi 37.294,01 TL asıl alacak üzerinden başlattığını, bu tutarın uyuşmadığını, davacı firmanın üretici firma olmadığını, tedarikçi firma olduğunu, davacı firmanın toplam 33 fatura kestiğini, 28 inin ödenmesinde hiçbir sorun yaşanmadığını, ancak ... marka lavabolar wc klozetlerin ayıplı mal olduğunu, bu malın bedelinin 10.000 TL olduğunu, bu durum kendilerine bildirildiğini ve iade faturası kesileceğini söylendiği, davacı firma bunu kabul etmediğini, bu durumu ... firmanın ayıplı ürün olduğunu kabul ettiğini ve bu bedeli davacı firmaya ödediğini, davacı firmanın ayıplı ürünlere ilişkin yeni ürün gönderdiğini sandığı ürün kalemlerine ilişkin mükerrer fatura düzenlediğini, ayıplı ürünleri geri almadığını, ayıplı ürünlerin halen şantiyede yer işgal ettiğini, bu sebeplerden dolayı icra takibine itiraz edilmiş olduğunu savunmuştur....
Hal böyle olunca, mahkemece davacı tarafından üretimden kaynaklı ayıp olduğu ve bu ayıplı mal nedeniyle zarar meydana geldiği ispatlanamadığından davanın reddi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 90,00 TL harcın istek halinde iadesine, 04/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Şti. ile imzalanan sözleşme kapsamında davalıdan satın alınan bir kısım lastiğin ayıplı olduğunu ederek eldeki davayı açmıştır. Mahkemece; alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, mahkeme tarafından seçilen hasarı en fazla oluşmuş olan 4 adet lastik üzerinde gerçekleştirilen kontroller sonucunda, davaya konu lastiklerin teknik şartlar açısından standartlara uygun olduğu, lastikler üzerinde oluşan hasarların sürücü kaynaklı ve yetersiz bakım sonucu kaynaklandığı, bu sebeple 6098 sayılı 219. maddesi kapsamında ayıplı maldan söz edilemeyeceği, dolayısıyla TBK'nun 227. maddesinde düzenlenen seçimlik hakları kullanamayacağı gerekçe gösterilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir. Oysaki hükme dayanak yapılan raporda taraflar arsındaki sözleşme ve teknik şartname hükümleri değerlendirilmediği gibi rapor da bu haliyle yetersiz olup hüküm kurmaya elverişli değildir....
Davacı arsa sahipleri kendi bağımsız bölümleri için belirlenen eksik ve ayıplı işler giderim bedelinin tamamını talep etme hakkına sahip iken, bağımsız bölümlerin bulunduğu binanın ortak alanlarında her paydaşın payı bulunduğundan, davacı arsa sahibi, bu yerler üzerindeki eksik ve ayıplı işler bedelinden kendi arsa payı oranında yahut sözleşmedeki paylaşım oranına isabet eden miktar kadar talepte bulunabilir....
Davacı arsa sahipleri kendi bağımsız bölümleri için belirlenen eksik ve ayıplı işler giderim bedelinin tamamını talep etme hakkına sahip iken, bağımsız bölümlerin bulunduğu binanın ortak alanlarında her paydaşın payı bulunduğundan, davacı arsa sahibi, bu yerler üzerindeki eksik ve ayıplı işler bedelinden kendi arsa payı oranında yahut sözleşmedeki paylaşım oranına isabet eden miktar kadar talepte bulunabilir....
Dava, ayıplı ürün bedelinin iadesine ilişkindir. Davacı ayıplı ürün bedelinin tahsilini istemiş, davalı ihbar sürelerine uyulmadığını savunmuştur. Mahkemece, davaya konu ürünlerde kullanıcı kaynaklı olmayan, kalitesiz işçilik ve montaj hataları nedeniyle oluşmuş olan ayıplar olduğu, bu ayıplardan satıcının sorumlu olduğu, davacının süresi içerisinde ayıpları davalıya bildirmiş olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile ayıplı ürün bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Yargılama aşamasında mahkemece, teknik bilirkişiden rapor alınmış ve bilirkişi raporunda dava konusu koltuk takımı içerisinde bulunan üçlü koltuğun orta kısmında bulunan dikişlerin yamuk olduğu ve görüntüyü bozduğu tespit ve yorumu eşliğinde bunun açık ayıp olduğu bilgisi verilmiştir....
Ordu Donatım tarafından ihale yapıldığını, ihalenin kazanıldığını ve 14.308 adet kart için toplam 28.616 TL ödeme yapıldığını, ancak kartların ayıplı olduğunu ileri sürerek müvekkilinin sözleşmeden dönme hakkını kullandığını, kartların iadesini, 28.616 TL'nin faiziyle birlikte müvekkili şirkete ödenmesini talep etmiş, davacı vekili 29.05.2013 havale tarihli dilekçesi ile davanın arama kartlarındaki üretim hatasından kaynaklı ayıplar dolayısıyla sunulan ayıplı sabit telefon hizmeti sebebiyle, müvekkili şirketin uğramış olduğu zararın karşılanması talepli maddi tazminat davası olarak değiştirildiğini, maddi zararın şimdilik 28.616 TL kısmının faizi ile birlikte müvekkili şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin sözleşmede taraf olmaması nedeniyle husumet yokluğu bulunduğunu, davanın değiştirilmesi talebinin reddi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir....