Bilirkişi heyeti raporunda, davacıya ait aracın motorunda meydana gelen hasarın krank parçasının karşı denge ağırlıklarında meydana gelen problemden kaynaklandığı, krank parçasının üretim kaynaklı ayıplı olduğu ve davalı tarafından verilen hizmetin ise ayıplı olmadığı, dava konusu araçta oluşan arıza davalının ayıplı onarım işleminden değil de üretim kaynaklı ayıplı orijinal kranktan kaynaklı olup, dolayısıyla oluşan arıza sonrası 26.420,20TL arıza giderim bedelinden davalının sorumlu olup olmayacağı hususunun mahkemenin değerlendirme ve takdirinde olacağı, davacıya ait araç tamir süresi yoksunluk kaybının, dolayısıyla davacının kazanç kaybının 4.200,00TL olacağı belirtilmiştir. GEREKÇE : Dava, ayıplı mal satışı nedeniyle uğranılan hasarın tamir bedelinin tazmini, aracın serviste kaldığı sürece kullanım olanağının olmaması sebebiyle uğranılan kazanç kaybı ve değer tespiti yapılan delil tespiti dosyasında yapılan yargılama masraflarının tahsili istemine ilişkindir....
nin bir kusur durumu bulunmadığı belirtilmiş olup 15/01/2022 tarihli ek bilirkişi raporunda ise, alacak talebine ilişkin olarak kesin tespiti yapılan ve malzemeden kaynaklı dingil sistemi arızaları ve gizli ayıplı mal olması nedeniyle Davalı ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili; davalı ile dava dışı ... arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre davalı yüklenici taraf payına düşen 1. kattaki daireyi müvekkilinin satın aldığını, ancak taşınmazda proje ve şartnameye aykırı eksik ve ayıpların işlerin yapıldığı tesbit edildiğini ileri sürerek bilirkişinin raporunda müvekkilinin arsa payına karşılık 8.495,00 TL eksik ve ayıplı işlerin giderinin bedeli ile müvekkiline ait daire girişinde yapılmayan su, vana ve tesisatı için 600,00 TL olmak üzere toplamda 9.095,00 TL'nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Dosyaya sunulun bilirkişi kök ve ek raporuna göre; ... plakalı aracın ayıplı olarak nitelendirilmesine sebep arızanın (tahrik uyarısı / hız ve gaz kesiyor probleminin) satın alımından yaklaşık 2 yıl sonra meydana geldiği ve 4 aylık sürede aracın km’si 41.875 – 47.915 aralığında iken ve garanti süresi dahilinde 3 kez aynı problemi tekrarladığı ve yetkili servisçe 3 kez giderilmesine yönelik müdahalede bulunulduğu, ancak giderilemediği, yani söz konusu arızanın tespitinin ve onarımının (çözümünün) yapılamadığı sebebiyle mevcut kusurun aracı ayıplı yapacağı ve spesifik ve detaylı teknik inceleme ile tespit edilebilecek vasıfta bir kusur-arıza olması sebebiyle de gizli ayıplı olduğu, aracın gizli ayıplı olarak nitelendirilmesine sebep kusur veya arızanın kullanım ve kullanıcı hatası ve/veya dış etken kaynaklı olmadığı, yakıt kaynaklı da olmadığı, mevcut hasar geçmişi ile ilgili de bir illiyet bağının olmadığı, dolayısıyla imalat kaynaklı olduğu, ancak bunda davalının ağır kusurunun olmadığı...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı şirketin davalı müvekkil şirket için ürettiği ürünlerin ayıplı ve hatalı imalat içeren ürün olması ve alınan bu ürünlerdeki ayıbın TBK'de tanımını bulan olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp niteliğindeki gizli ayıp şeklinde tezahür eden bir ayıplı mal olduğunu, bahse konu ayıpların kullanım sırasında ortaya çıktığı için gizli ayıplı olduğunu, bu ayıpların üretim kaynaklı olduğunu, ürünlerdeki ayıpların kullanıcıdan kaynaklanmayıp, ürünlerin tasarımı ve imalatından kaynaklı olduğu tespit edilir edilmez davacı firmaya gizli ayıp bildirildiğini, yüklenicinin ayıba karşı tefekkül borcuna karşılık müvekkil şirket gözden geçirme külfetini kanuna uygun şekilde yerine getirdiğini, TBK m. 474/1'e göre, "İşsahibi, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorunda olduğunu...
Davalı vekili asıl davada, davacının teslim ettiği makinelerin ayıplı olduğunu, taraflar arasındaki protokolün bakiye bedelin ödenmesi için değil davacının mevzuat gereği yerine getirmesi gereken bakım ve onarım yükümlülüğünü yerine getirmesi amacıyla imzalandığını, davacı iddialarının asılsız olduğunu savunarak, asıl davanın reddini istemiş, karşı dava olarak da davacıdan alınan makinelerin ayıplı olması nedeniyle gerekli onarımın yapılması için satım bedelinden 50.000,00 TL indirim yapılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı-karşı davalı vekili, karşı davanın reddini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalı .... ..AŞ tarafından üretilen davalı ......AŞ'nin davalı .....A:Ş'ye satmış olduğu dava konusu aracın 31.12.2010 tarihinde müvekkilince satın alındığını, aracın ayıplı çıktığını ileri sürerek ayıplı aracın iadesine, araç bedeli olarak ödenen 51.500 TL.nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ....AŞ vekili, müvekkilinin dava konusu kamyon cinsi araçların üreticisi veya ithalatçısı olmayıp bu aracın üreticisi ve ithalatcısının .....AŞ olduğunu ileri sürerek, davanın husumet yokluğu nedeniyle reddini istemiştir. Davalı .......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının usule ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün davalılar vekilleri tarafından süresi içinde temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin 08.06.2012 tarihinde satın aldığı ... marka otobüste meydana gelen uğultunun 4 kez servise gidildiği halde kesilmediğini, aracın ayıplı olduğunun anlaşılması üzerine .... Noterliği'nin 02.10.2012 tarihli ihtarı ile araç bedelinin iadesinin davalı satıcı ile davalı distribütör firmadan talep edildiği halde olumlu bir cevap alamadığını ileri sürerek, müvekkilinin ayıplı mala ödediği 134.000 TL araç bedelinin ihtarname tebliğ tarihi 03.10.2012 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından davalıya 2010 yılı 11-12 aylarında salkım ve tekli domatesler satılıp teslim edildiğini, davalının müvekkili şirkete faturalardan kaynaklı bakiye borcunun bulunduğunu, davalının müvekkili şirkete gönderdiği 03.03.2011 tarihli faks yazısında yurtdışına ihraç edilmek üzere satın alınan ürünlerin ayıplı olduğunu belirttiğini, oysaki ürünün ayıplı olmadığını, kaldı ki davalının süresinde ayıp ihbarında bulunmadığını, davalının ayıp iddiasında bulunarak borcu ödemekten kaçındığını, müvekkili tarafından borcun ödenmesi için davalıya keşide edilen ihtarnamenin de semeresiz kaldığını ileri sürerek, 38.513,00 TL alacağın temerrüt tarihten itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle, davacı ile davalı arasında 3 adet lastik sökme-takma makinesi satın alınmasına ilişkin akdi ilişki kurulduğuna, yerel mahkemece makine mühendisi bilirkişiden alınan kök ve ek raporun hüküm kurmaya elverişli ve denetime açık olmasına, bilirkişi raporuna göre, makinelerde bir tasarım ve imalat kaynaklı hata veya eksiklik olmadığı, meydana gelen sorunların kullanıcı sorumluluğundaki bakım işlemlerinin tam olarak yerine getirilmemesi ve kullanım kaynaklı olduğu bu nedenle makinelerin ayıplı olmadığının tespit edilmesine, makinelerin ayıplı olmaması nedeniyle davacının ayıba karşı tekeffül hükümlerine dayalı olarak istemde bulunamayacak olmasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin yerinde...