Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK 50 ve 6100 sayılı HMK 7/2 md gereğince mahkememiz iş bu ihtiyati haciz talebinde yetkili olduğundan yetki yönünden ileri sürülen itiraz yerinde görülmemiştir. "Dava konusu çekin, hakkında ihtiyati haciz kararı verilen çekin çalıntı olduğu, bununla ilgili soruşturma yapıldığı, Malatya 1. AHM'de ödeme yasağına ilişkin tedbir kararı verildiği, ihtiyati haciz talebinde bulunanın yasal ve meşru hamil olmadığı vs " itirazların alacağın tahsili, itirazın iptali , menfi tespit ,istirdat vs talebiyle açılacak davalarda ileri sürülecek esasa ilişkin itiraz ve savunmalar olduğu, İİK 265 md de sayılan ihtiyati hacze itiraz sebeplerinden olmadığı ,ödemeden men şeklindeki ihtiyati tedbir kararının ihtiyati hacze engel olmadığı ..."gerekçesi ile, İtirazın reddine karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden borçlular ... ile ... San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur....

    GEREKÇE: Dava; davacı şirket ile davalı şirket arasında imzalanan 10.07.2009 tarihli yetkili satıcılık sözleşmesinden kaynaklanan 184.012,93-TL bakiye alacağın; davalı şirket tamamından, davalı gerçek kişiler 100.000,00-TL ipotek limitiyle müteselsil kefil olarak sorumlu davalılardan tahsiline ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 599. maddesinde; "Mirasçılar, mirasbırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak, kanun gereğince kazanırlar. Kanunda öngörülen ayrık durumlar saklı kalmak üzere mirasçılar, mirasbırakanın aynî haklarını, alacaklarını, diğer malvarlığı haklarını, taşınır ve taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerini doğrudan doğruya kazanırlar ve mirasbırakanın borçlarından kişisel olarak sorumlu olurlar. .. denilmektedir....

      Mirasçı veya mirasçılar miras hisselerini bağış, satış ve trampa amacıyla devredebilirler (Özuğur, A. İ.: Türk Medeni Kanunundan Önce ve Sonra Miras Hukuku, Ankara 2016, cilt 1 s. 495 vd.). 2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun "Miras payı üzerinde sözleşme" başlıklı 677 nci maddesi "Terekenin tamamı veya bir kısım üzerinde miras payının devri konusunda mirasçılar arasında yapılan sözleşmelerin geçerliliği yazılı şekle bağlıdır. Bir mirasçının üçüncü kişiyle yapacağı böyle bir sözleşmenin geçerliliği noterlikçe düzenlenmesine bağlıdır. Sözleşme bu kişiye paylaşmaya katılma yetkisi vermez; sadece paylaşma sonunda mirasçıya özgülenen payın kendisine verilmesini isteme hakkını sağlar" hükmünü içermektedir. 3....

        [ Madde 17 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasında görülen davada; Davacı, miras bırakanı İ...'nin zengin ve varlıklı bir kişi olduğu mal satmaya ihtiyacı olmadığı halde dava konusu 453 ada 10 parseldeki 2 ve 4 nolu meskenlerini muvazaalı olarak davalı kızı K...’ye devrettiğini, K...’nin diğer davalı N...’ye,onunda K...’nin eşi C...’e temlik ettiğini ileri sürerek miras payı oranında tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, miras bırakan tarafından yapılan temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davacının miras payı oranında tapunun iptal ve tesciline karar verilmiştir. Karar,davalılar vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi U... Ş...’ün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....

          Somut olayda, dava konusu taşınmazda tapu kaydının davacının yasal miras payı oranında iptal edilerek, yine davacının mirasbırakanının veraset ilamındaki payı oranında adına tesciline karar verilmesi gerekirken; mirasbırakanın veraset ilamına atıf yapılmaksızın ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir. Ne var ki; değinilen bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerekli kılmadığından; İlk Derece Mahkemesi hükmünün 1. bent ikinci paragrafının hükümden çıkarılarak yerine 1. bent ikinci paragraf olarak; ''... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi 2943 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının davacının ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2016/1214 Esas ve 2016/1200 Karar sayılı mirasbırakan ...'...

            iptal tescile karar verilmesi; birleştirilen davada davalı ...’ın dava konusu 1280 parsel sayılı taşınmazda ¾ payı mirasbırakandan, 1/12 payı ise dava dışı kişiden edindiği anlaşıldığı halde dava dışı kişiden edindiği pay dışlanmaksızın adına kayıtlı 5/6 payın tamamı üzerinden iptal tescil hükmü kurulması doğru değildir....

              Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, davalıların temyizi üzerine Daire’nin 05.03.2013 ve 2012/9330 Esas, 2013/3235 Karar sayılı ilamıyla; miras bırakanın çekişme konusu 1 parsel sayılı taşınmazdaki 390/528 payını, ara malik kullanmak suretiyle temlikinin muvazaalı ve mal kaçırma amaçlı olduğu belirlenerek davanın kabulünün doğru olduğu, ancak miras bırakanın çekişme konusu taşınmazda 07.03.1995 ve 16.12.1996 tarihli akitlerle davalılara intikal ettirdiği pay yönünden davanın kabulüne karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, davalı ...’in 7 nolu dükkan nitelikli taşınmazda dava dışı ... (...)’dan edindiği payın da kabul kapsamına alınmasının isabetsiz olduğu, öte yandan temlik edilen ve çekişmeye konu edilen miras payı üzerinden hesaplanması gereken harç ve vekalet ücretinin de hatalı hesaplandığı gerekçesiyle bozulduğu, tarafların karar düzeltme talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır....

                ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/06/2021 NUMARASI : 2020/878 E - 2021/363 K DAVA KONUSU : İstihkak (Miras Sebebiyle) KARAR : Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların kardeş olduklarını,dava konusu taşınmazın murisin hastalığı sırasında muvazaalı olarak düşük bedelle davalının akrabasına daha sonra yüksek bedelle başka birine satıldığını,davacının bu taşınmazda oturmasına rağmen dairenin satışını açılan dava nedeniyle öğrendiğini belirterek t muvazaalı satışı yapılan taşınmazın bilirkişi raporu ile saptanan dava tarihindeki gerçek değeri üzerinden hesaplanacak istihkak alacağının davacının mirasçılık belgesindeki payı oranında, murisin ölümü tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesi, murisin son zamanlardaki...

                - K A R A R - Şikayetçi vekili, dava dışı borçludan olan alacaklarının tahsili amacıyla borçlunun taşınmazları üzerine haciz işlemi uygulandığını, taşınmazın satılarak paraya çevrilmesinden sonra icra müdürlüğü tarafından sıra cetveli düzenlendiğini, ancak kendi alacaklarının rüçhanlı olduğundan bahisle davalıların alacaklarından önce gelmesi gerektiğini öne sürerek sıra cetvelinin iptalini talep etmiştir. Şikayet olunanlar, şikayetçinin boşanmadan kaynaklanan alacağının muvazaalı olduğunu öne sürerek şikayetin reddini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma, ve tüm dosya kapsamına göre; şikayetçinin nafaka alacağının rüçhanlı olduğunu öne sürerek şikayetin kabulüne karar verilmiştir. Kararı, şikayet olunan ... vekili temyiz etmiştir. İİK 140/2. maddesi yollamasıyla İİK md. 206/c maddesinin hacizde kıyasen uygulanmasından kaynaklanan rüçhan hakkı, haciz uygulamasından önceki 1 yıllık nafaka alacağını kapsar....

                  Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dayanak olarak gösterdiği belgelerin İİK.68 md. kapsamında olmadığını, davacının müvekkillerden alacaklı olduğu borcun söz konusu olmadığını belirterek haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "... İstanbul Anadolu 25.İcra Müdürlüğünün 2019/21137 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlular aleyhine yapı denetim hizmet sözleşmesine istinaden toplam 24.427,46 TL nin tahsili amacıyla başlatılan icra takibi olduğu anlaşılmıştır. Dava; itirazın kaldırılması istemine ilişkindir....

                  UYAP Entegrasyonu