Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nun 8/II-3 maddesinde, taşınır ve taşınmaz mallarda yalnız zilyetliğin korunması ile ilgili davaların, dava konusu olan şeyin değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesinde görüleceği hükmüne yer verilmiştir. Davacı, Hazineye ait 2B vasıflı arazinin ve üzerinde bulunan restoran ve evin zilyetliğini devir aldığını, davalıyı bu yerleri koruma için yetkilendirdiğini ancak davalının bu yerlerin zilyetliğinin kendisine ait olduğunu iddia ederek zilyetlik hakkına tecavüz ettiğini belirterek, müdahalenin önlenmesini ve 15.000,00 Tl ecrimisil ödenmesini talep etmiştir. Davacı zilyetliğin korunması talebi yanında 15.000,00 TL ecrimisil ödenmesini talep etmektedir. O halde yalnızca ecrimisil talebi bakımından yargılamaya devam edilmeli, taşınmaz zilyetliğinin korunmasına ilişkin açılan davanın ise Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden Mahkemesince dava dosyasının tefrik edilerek, görevsizlik kararı verilmesi gerekmektedir....

    Davalı ... vekili, 28.9.2010 tarihli cevap dilekçesinde; davacı vekili tarafından açılan zilyetliğin korunması davasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, köy merası ve orman sayılan yerlerden olup olmadığının kurumlardan sorulması gerektiğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, 945, 946 ve 947 nolu mera parsellerinin kuzeyinde tescil harici bırakılan fundalık ve çalılık alanın davacı tarafından imar ve ihya edilerek kültür arazisi haline getirildiğini, böyle bir yerin kazandırıcı zamanaşımı yoluyla edinilmesi için dava konusu yapılabileceğini, taşınmaz üzerinde davacının zilyet olduğunu, hayvancılık yaptığını, ecrimisil ödediğini, buna karşın davalının üstün hakkının ispat edilemediğini gerekçe göstermek suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, TMK.nun 981 ve devamı maddelerinde yer alan zilyetliğin korunması isteğine ilişkindir....

      tarafından isgal edildiğini, bu sebeple zilyetliğin müvekkile ait olduğunun tespiti ve himayesini talep ve dava etmiştir....

      Şöyle ki; Suça konu taşınmaza sanığın tecavüzü üzerine 3091 sayılı Taşınmaz Mal Zilyetliğinin Korunması Hakkında Kanun uyarınca yapılan idari soruşturma sonucunda menine karar verilmesine karşın 26.11.2012 tarihinde yapılan keşif sonucu verilen bilirkişi raporunda halen köy yolunun 25,52 m2 lik kısmına tecavüzünün devam ettiğinin anlaşılması karşısında usul ve yasaya uygun yerel mahkeme kararının onanması yerine, sanığın beraat etmesi gerektiğine ilişkin sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum. 28.11.2016...

        Somut olayda; davacıya ait olan ve başlangıçta 400 metrekare olan taşınmazın belediye tarafından yapılan imar çalışması neticesinde 125 metre kareye düştüğünü, geride kalan kısım içinde bulunan su basmanının davacı tarafından yapılmasına rağmen davalıya ait olduğunun iddia edildiği, su basmanının halen davacı tarafından kullanılıp emlak vergilerinin de ödendiğini, bu kısmın davacıya ait olduğu belirtilerek subasmanı ile arsasının davacının zilyetliğinde olduğunun tespiti talep edilmiştir. TMK'nun 982 ve 983. maddelerinde düzenlenen zilyetliğe dayalı davalar ile zilyet, zilyetliğinin bir hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan yalnızca zilyetliğini öne sürerek, zilyetliğine müdahalenin önlenmesini isteyebilir. Ancak, zilyetliğinin arkasında bulunan nesnel veya kişisel bir hakka dayanıldığında ise dava, bir hak davası niteliğini kazanır. (HGK'nun 25.11.2009 tarih ve 2009/8-518 Esas, 573 Karar)....

          UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: İncelemeye konu uyuşmazlık, davanın ret kararının eksik incelemeye ve/veya hatalı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı, hükmün fer'ilerinde usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. DELİLLER : Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Bafra Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 05/10/2022 tarih, 2020/731 esas 2022/2444 karar sayılı kararına karşı, davacı vekili tarafından süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; taşınmaz zilyetliğinin tespiti istemine ilişkindir....

          Mahkemece, davalının kesinleşen elatmasının önlenmesi kararı uyarınca dava konusu taşınmaza yaptığı inşaat temelini kaldırması gerekirken, karara uymayarak söz konusu temeli kaldırmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı tarafından yaptırılan ... parsel sayılı taşınmaz üzerindeki temel imalatının masrafları davalı tarafından karşılanmak suretiyle kaldırılmasına karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Zilyetliğin temeli hukuki bir durum niteliğinde olduğundan; TMK'nın 981 vd. maddeleri uyarınca açılan zilyetliğin korunması davalarıyla sadece görünüşün ve mevcut durumun korunması amaçlanır. Kal (yıkım) kararı ise, mevcut durumun korunması kapsamında olmayıp; taşınmazın aynına ilişkin bir tasarruf niteliğindedir. Dava konusu taşınmaz mera vasfında olduğuna göre; davacının zilyetliğinin herhangi bir mülkiyet hakkına dayandığı söylenemez....

            Dava, zilyetliğin korunması ve elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır. Mahkemece; dava konusu taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı, davacının taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin 20 yılın üzerinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de delillerin takdirinde hataya düşülmüştür. Şöyle ki; davacı zilyetliğinde bulunan taşınmazına davalı ... Yönetiminin ağaç dikmek suretiyle müdahalede bulunduğundan zilyetliğinin korunması ve Orman Yönetiminin elatmasının önlenmesine karar verilmesini istemiştir. Bu durumda; uyuşmazlığın M.Y.nın 982 ve devamı maddelerinde düzenlenen hükümler çerçevesinde çözüme kavuşturulması gerekir. Davacının bu maddede belirtilen korumadan yararlanabilmesi için dava konusu taşınmazın özel mülkiyete konu ve üzerinde zilyetlik kurulmasına elverişli yerlerden olması gerekir. Ancak, böyle bir taşınmaz üzerindeki zilyetliğin korunması istenebilir....

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava; Taşınmaz Zilyetliğinin Tespiti ve Korunması davasıdır. Tapu kaydına göre, Mersin ili, Anamur ilçesi, Anıtlı Köyü, 165 ada, 65 parsel sayılı taşınmazın 2.494,83 m2 yüzölçümü ve tarla niteliği ile T3 adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Anamur Milli Emlak Müdürlüğü'nün 02/08/2021 tarih ve E-85279361- 400- 1406810 sayılı yazı ile davacının davaya konu taşınmaz üzerine muz, avokado vb dikimi yaparak işgal ettiğinin tespit edildiği, taşınmazı tel örgü ve çitleri sökerek yazının tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde tahliye etmesinin talep edildiği anlaşılmıştır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taşınmaz hukukuna ilişkin davada ...8. Asliye Hukuk Mahkemesi ve ...7. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi kapsamında orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazda yapılan zilyetlik tespitinin iptali ile davacı adına tescil edilmesi istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın taşınmaz üzerindeki üstün zilyetliğinin tespiti ile korunmasına ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın zilyetlik tespitine itiraza ilişkin olduğu ve salt zilyetliğin korunmasına ilişkin olmadığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....

                UYAP Entegrasyonu