Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kadastro tespiti kesinleşmiş bu tür davalarda davalı sıfatı, tapu kaydının mülkiyet hanesinde adı yazılı tapu kayıt malikleri ile varsa tapu kaydının beyanlar hanesinde yararına şerh yazılan kişi ya da kişilere aittir. Somut olayda, davanın, tapu kayıt maliki olan Hazineye ve tapu kaydında adlarına şerh verilen tarafa yöneltilmesi gerekirken, Hazine hasım gösterilmeksizin sadece tapu kaydında adlarına şerh verilen tarafa yöneltilmesinde isabet bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, mahkemece, dava dilekçesi ve duruşma günü yasal hasım olan Hazine'ye tebliğ ettirilip Hazine vekili ya da temsilcisi huzuru ile davaya devam edilmeli, taşınmaz başında yapılacak keşifte mahalli bilirkişi, tespit bilirkişileri ve zilyetlik tanıklarından sorulmak suretiyle taşınmaz üzerinde sürdürülen fiili zilyetlik durumu belirlenmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir....

    Kadastro tespiti kesinleşmiş bu tür davalarda davalı sıfatı, tapu kaydının mülkiyet hanesinde adı yazılı tapu kayıt malikleri ile varsa tapu kaydının beyanlar hanesinde yararına şerh yazılan kişi ya da kişilere aittir. Somut olayda, davanın, tapu kayıt maliki olan Hazineye ve tapu kaydında adlarına şerh verilen tarafa yöneltilmesi gerekirken, Hazine hasım gösterilmeksizin sadece tapu kaydında adlarına şerh verilen tarafa yöneltilmesinde isabet bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, mahkemece, dava dilekçesi ve duruşma günü yasal hasım olan Hazine'ye tebliğ ettirilip Hazine vekili ya da temsilcisi huzuru ile davaya devam edilmeli, taşınmaz başında yapılacak keşifte mahalli bilirkişi, tespit bilirkişileri ve zilyetlik tanıklarından sorulmak suretiyle taşınmaz üzerinde sürdürülen fiili zilyetlik durumu belirlenmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir....

      Öte yandan, 3402 sayılı Kadastro Yasasının 19/2 maddesinde de bu tür hakların tapunun beyanlar hanesinde gösterileceği belirtilmiştir. Somut olayda ; Dava konusu taşınmazdaki 4 + 2 adet zeytin ağacının taşınmaz maliki dışındaki şahıslara ait olduğunu tapunun beyanlar hanesinde belirtilmiştir. Anılan bu şerhle doğan hakkın yukarıda anılan 864 sayılı tatbikat kanunundan kaynaklandığının kabulü gerekir ve süresi içinde aksi ileri sürülerek şerhin silinmesi istenmediği sürece taşınmaz maliki tarafından ağaçların kal’i istenemez. Kaldı ki, davacı tarafından kal talebinde de bulunulmamıştır. Mahkemece bu yönler gözetilmeden ağaçların Kal’ine karar verilmesi doğru olmadığından karar bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda ( 1 ) bentte yazılı nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ) bentte yazılı nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, istek halinde peşin yatırılan temyiz harcının iadesine, 31.5.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        A.. 12/10/2010 tarihli dilekçesiyle, lehine kullanım şerhi verilen 124 ada 5 sayılı parselin yüzölçümünün 930 m² olması gerekirken, 506 m² yüzölçümlü olarak eksik tespit edildiğini, ayrıca taşınmazın 1986 yılından beri zilyetliğinde olduğu ancak tespitte zilyetliğinin başlangıç tarihi olarak 2006 yılının yazıldığını beyanla bu hususların düzeltilmesi isteğiyle dava açmıştır. Mahkemenin birleştirilen 2010/1319 E. sayılı dosyasının davacısı Orman Yönetimi 12/10/2010 tarihli dilekçesiyle, taşınmaz üzerindeki binanın bir kısmı orman sınırları içerisinde kaldığı halde, bu hususun beyanlar hanesinde gösterilmediğini belirterek taşınmazın üzerindeki yapının orman sınırları içerisindeki kalan bölümünün miktarı da belirtilmek suretiyle beyanlar hanesine yazılması isteğiyle dava açmıştır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kullanım kadastrosu sırasında, ... Mahallesi çalışma alınında bulunan 1597 ada 2 parsel sayılı 1555,90 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu açıklanarak Hazine adına tespit edilmiş; tutanağın beyanlar hanesinde bu taşınmaz ve üzerindeki 3 katlı kargir binanın ... oğlu ..., ... oğlu ... ve ... oğlu ...'ün müşterek fiili kullanımlarında olduğu gösterilmiştir. Davacı Orman İdaresi vekili yasal süresi için çekişmeli taşınmaz üzerindeki yapıların bitişik orman alanına tecavüzlü olduğunun beyanlar hanesinde gösterilmesi istemiyle dava açmıştır....

            Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kullanım kadastrosu sırasında beyanlar hanesinde kullanıcı olarak gösterilebilecek kişiler, kadastro tespiti sırasında çekişmeli taşınmazı ekonomik amacına uygun olarak fiilen zilyet olarak kullanan kişiler olduğunu, dava konusu taşınmazın üzerinde davacının kadastro tespiti sırasında ekonomik amaca uygun kullanımının olmadığının anlaşıldığı, taşınmaz üzerinde etrafı taş ile çevrili gelişi güzel sundurma bulunduğu, bu durumun ekonomik amaca uygun kullanım olmadığını, satış sözleşmesi düzenlenmesinin, emlak vergi bildiriminde bulunmanın ve ödenmesinin zilyetlik olgusunu göstermeyeceğini, tanık anlatımlarının tespit anında ekonomik amaca uygun fiili kullanımın varlığına yeterli ve elverişli olmamasına rağmen, davanın reddi yerine delillerin taktirinde hataya düşülerek kabulüne karar verilmesi isabetli olmadığını, davalı Hazine vekilinin ve davalı ... vekilinin istinaf taleplerinin kabulü ile 6100 sayılı...

              Yargılamanın devamı sırasında taşınmazın 6292 sayılı Yasa gereği satış işlemi nedeniyle davalılar ..., ..., ... ve ... adlarına eşit paylarla tapu kaydı oluşturulmuş olup, bu aşamada davaya tapu iptal ve tescil davası olarak devam edilemez ise de davacının taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin tespiti yönünden hüküm kurulmasına engel yasal bir düzenleme mevcut olmadığı gibi, davacının zilyetliğinin tespiti isteminde bulunmasında da sonrasında ileri sürülecek hak talepleri açısından hukuki yararı mevcuttur. O halde mahkemece davaya zilyetliğin tespiti davası olarak devam edilmeli, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir....

                Dava, taşınmaz üzerindeki muhdesatta hak sahipliğinin beyanlar sütununda gösterilmesi isteğine ilişkindir. 22.12.1995 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında vurgulandığı üzere, Eşya Hukukunda “muhdesat” kavramından bir arazi üzerinde arz malikinden başkasına veya bir paydaşa ait yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak sağlamaz. Muhdesat sahibinin hakkı sadece şahsi bir haktır. Bu hakkın hukuki mahiyeti ve nasıl kullanılacağı TMK’nun 722, 724. ve 729. maddelerinde açıklanmıştır. Bir kişi lehine muhdesatın tespitine ve bunun kütüğün beyanlar hanesine yazılmasına 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 19/2 maddesi imkan sağlamaktadır....

                  Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptal ve tescile, beyanlar hanesindeki şerhin silinmesine ilişkindir....

                    Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne çekişmeli 4293 ve 4295 parsel sayılı taşınmazların adına tesciline, taşınmazların beyanlar hanesine davacı ...'ın kullanıcı olduğunun şerh düşülmesine karar verilmiş; hüküm, vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu taşınmazların kadastro tutanaklarının beyanlar hanesinde kullanıcı şerhi bulunmamaktadır. Esasen 3402 sayılı Yasa'nın Ek 4. maddesi kapsamı dışında tespiti yapılan taşınmazlarda beyanlar hanesinde kullanıma ilişkin şerh verilmesinin de yasal dayanağı bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkemece taşınmazların beyanlar hanesine davacının kullanıcı olduğu şerhi verilmesi isabetsizdir....

                      UYAP Entegrasyonu