WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ALACAK Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; satış vaadine dayalı alacak istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 16.01.2016 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.02.2016 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2016 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 14.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 14.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 30.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : İPTAL- TESCİL, ALACAK -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; satış vaadine dayalı iptal-tescil, alacak istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 16.01.2015 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.02.2016 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2016 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 14. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, 2797 Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 14. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 09.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Bilindiği gibi, Türk Medeni Kanununun 1009.maddesi uyarınca tapuya şerh edilecek kişisel haklar arasında satış vaadi sayılmıştır. Dava konusu taşınmazın kaydının şerhlerle ilgili sütununda davalı ... lehine “4.giriş 5.katta dubleks meskenin tamamı ... oğlu ... lehine satış vaadi” şeklinde kayıt mevcuttur. Anılan şerh 28.5.2001 tarihinde 4.giriş 5.kattaki bağımsız bölümün ... tarafından 15.12.2000 tarihinde noterde düzenlenen satış vaadi sözleşmesi ile satışının vaad edilmesinden sonra ...’nin talebi üzerine taşınmaz arsa niteliğinde kayıtlı iken tescil edilmiştir. Taşınmazda kat mülkiyetine geçirilirken satış vaadi şerhi Tapu Sicil Müdürlüğü tarafından tüm bağımsız bölümlere taşınmıştır. Daha sonra satış vaadine konu taşınmaz hükmen ... adına tescil edilmiştir. Mahkemece de şerhin bu nedenlerle işlevsiz kaldığı gerekçesiyle dava kabul edilmiştir. Bu kabulde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Tüm bu açıklamalardan sonra, tarafların temyiz nedenlerine gelince; 1- Davalı ......

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taşınmaz hukukuna ilişkin davada ... 22. Asliye Hukuk ve ... 9. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince; satış vaadi sözleşmelerindeki satış bedeli toplamına göre görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi de; yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda tespit olunan satış vaadine konu taşınmaz pay değerlerine göre Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....

          Mahkemece, satış vaadine konu yerin zeminde belirlenememesi sebebiyle hisse tesciline karar verilmiştir. 2010/6755-8955 Hükmü davalılar temyiz etmiştir. Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan, ifa imkansızlığı nedeniyle, sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak istemine ilişkin olup uyuşmazlık, yargılama sırasında Mahkemece verilen ihtiyati haciz kararına itirazın reddine yönelik ara kararın yerinde olup olmadığına ilişkindir....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki taşınmaz satış vaadine dayalı tapu iptal tescil-ecrimisil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Mahkemenin, davacının temyiz dilekçesinin süre yönünden reddine ilişkin 24.01.2014 gün ve 2011/562 Esas 2013/82 Karar sayılı ek kararı yasaya uygun olduğundan bu karara yönelik temyiz itirazlarının reddiyle kararın onanması gerekir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenle kararın ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 2.092,40 TL kalan harcın temyiz edenden alınmasına, 30.6.2015 gününde oybirlğiyle karar verildi. .......

              Noterliği'nin 07.06.2001 tarihli, ... yevmiye nolu satış vaadi sözleşmesi ile satış bedeli 18.000.000.000.00 TL olarak belirlenerek 11.000.000.000.00 TL'nin peşin ödendiği, kalan bakiye 7.000.000.000.00 TL bedelin de 30.07.2001 tarihinden 30.08.2002 tarihine kadar 500.000.000.00 TL olarak 14 adet bono ile taksitle halinde ödeneceği düzenlenmiştir. Bu durumda mahkemece, davacı tarafından bakiye bedelin ödenip ödenmediği hususunda tüm delilleri toplanmalı, bakiye bedelin ödendiği ispatlanamadığı takdirde satış vaadine konu kısmın dava tarihindeki rayiç değeri, ayrıca davacının ödediği tespit edilen bedelin satış vaadi sözleşmesindeki taşınmaz satış bedeline oranı belirlenmeli, bu bedeller belirlendikten sonra satış vaadine konu taşınmazın tesbit edilen dava tarihindeki rayiç değerinden davacının ödediği bedelin oranı mahsup edildikten sonra bakiye bedelin ödenmesi için davacıya süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir....

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 1.10.2003 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 10.5.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali tescil, ıslah yolu ile ileri sürülen beyanla 2.kademedeki istek ise tazminata ilişkindir. Gerçekten, satış vaadine konu taşınmaz elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi bulunduğundan ortaklık dışında kalan üçüncü kişiye yapılan satış vaadi sözleşmelerinin ifa olanağı taşınmazın paylı mülkiyet rejimine geçişinde doğar. Mahkemenin bu olguyu gözeterek tescil istemini reddetmesinde yasaya aykırı bir yön yoktur....

                  Sözleşme konusunun aynen yerine getirilmemesi durumunda ise satış vaadi sözleşmesinin vaat alacaklısı olan taraf tazminat isteyebilir. Davadaki ikinci kademedeki istemin nedeni budur. Somut olayda; satış vaadi sözleşmesi geçerli olduğundan sözleşme alacaklısı davacı satış vaadine konu payın dava tarihindeki değerini isteyebilir. Ancak davacının satış vaadi sözleşmesinde kararlaştırılan bedelin sadece 4.000,00 TL sini ödediği anlaşılmaktadır. Mahkemece satış vaadine konu payın dava tarihindeki değeri hesaplatılarak, bu bedel davacının ödediği 4.000,00 TL ye oranlanmalı ve hebaplanacak bu değer hüküm altına alınmalıdır. Açıklanan hususlar bir yana bırakılarak, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu