Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davada ... 5. Tüketici ile ... 2. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz (konut) satış vaadine dayalı tazminat istemidir. H.Y.U.Y.’nın 25/III. maddesinde; “Yargıtay’ca verilen merci tayini kararları ile temyiz incelemesi sonucu kesinleşen göreve veya yetkiye ilişkin kararlar davaya ondan sonra bakacak mahkemeyi bağlar” hükmü yer almaktadır. Dosya kapsamından, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen görevsizliğe ilişkin karar, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 29.09.2005 günlü ilamı ile onanmakla, görevli mahkeme belirlenmiştir. Bu karar mahkemeleri bağlar. O halde, yargı yeri belirlemesini gerektirir bir durum olmadığından dosyanın mahalline iadesi gerekir....

    SAVUNMA: Davalı vekili beyan dilekçesinde özetle; İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada;"...Dava, taşınmaz satış vaadine dayalı tapu iptal ve tescil ve terditli olarak TMK 712. Maddesi gereği tapu iptal ve tescil bunun da mümkü olmaması halinde TMK 713/2 maddesi gereği tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Davacının taşınmaz satış vaadine dayalı olarak açmış olduğu tapu iptal ve tescil talebinin incelenmesinde; Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile TMK'nın 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür....

    Uyuşmazlık ve hüküm * noterde yapılan taşınmaz satış vaadine dayalı tapu iptali ve tescile ilişkin olup inceleme görevi Yargıtay * 14. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Dosyanın görevli Yargıtay *14. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 10.09.2007...

      -YTL değer gösterilerek asliye hukuk mahkemesinde açılan taşınmaz, satış vaadine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Taşınmaz Mal Satış Vaadi Sözleşmeleri mülkiyeti geçirim borcunu doğuran akitlerden (T.M.Y.’nın 706. m.) olup, sözleşmede belirtilen miktar ve değerin hayatın ve günün olağan koşullarına uygun olmadığı gibi kamu düzenine ilişkin görev konusu taraf iradesine bırakılmakla sözleşmede belirtilen değerin harç kaybına neden olacağı da gözetilerek, Taşınmaz Mal Satış Vaadi Sözleşmelerine dayalı uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin dava tarihindeki değere göre belirlenmesi gerekir. Yargıtay H.G.K.'nun 29.03.2006 gün 2006/14-91-2006/115 sayılı kararında da taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali, tescil davaları ile benzer nitelikteki şufa ve tenkis davalarında da dava tarihindeki değerin esas alınması gerektiği kabul edilmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 14.03.2008 gününde verilen dilekçe ile taşınmaz satış vaadine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen 23.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, taşınmaz satış vaadine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı Hazine vekili temyiz etmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar satış vaadi ve haricen düzenlenen adi yazılı satış sözleşmesine dayalı olarak tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuşlar, mahkemece satış vaadine dayalı tapu iptali ve tescil isteminin kabulüne, adi yazılı senede dayalı tapu iptali ve tescil isteminin reddine karar verilmiş, hüküm reddedilen davaya hasren davacılar ve yargılama giderleri yönünden davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu taşınmaz Şubat 1935 tarihli tapu ile iskanen ... ve karısı .... ve oğulları ... (...) ve kızları... ve...’ye verilmiş, satıcı ... o tarihte tapulu olan taşınmazdaki payını haricen düzenlenen ve köy muhtarı tarafından tasdik olunan 15 Ocak 1954 tarihli senetle davacıların murisi ...’e satmış, kadastro çalışmaları sırasında dava konusu taşınmaz 15.01.1957 tarihinde yine ... ile çocukları ..., .... ve satıcı ... ...) adlarına tespit ve tescil edilmiştir....

            dan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin bedel talebi ile davalı ... yönünden alacak davasının reddine karar vermiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Davanın dayanağı 03.06.2009 ve 20.07.2009 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri yasada öngörülen koşulları taşıması nedeniyle geçerlidir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak veren sözleşmelerdendir. Satış vaadine konu taşınmaz, yine bir satış vaadi sözleşmesi ile bir başka kişiye devredilebilir. Tapu maliki 03.06.2009 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu taşınmazın davalı ...'e satışını vaat etmiştir. ... de bu sözleşmeden doğan kişisel hakkını yine 20.07.2009 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile davacıya devretmiştir. Bu devir geçerli olup, kişisel hakkı temellük eden davacı bu hakkına dayanarak, tapu maliki satıcıdan (davalı ...) dava konusu taşınmazın ferağını isteyebilir....

              Dosya içerisindeki belge ve delillere göre; satış vaadinde bulunan murisin mirasçılarını gösterir veraset belgesinin gerçeğe uygun olmadığı, bu mirasçılık belgesine göre muristen mirasçıları adına intikaller yapıldığı ve satışvaadine dayalı tescil davasının sonucunu etkilediği iddia edildiğine ve bu konuda veraset belgesinin iptali ile gerçeğe uygun mirasçılık belgesi alındığına ilişkin belge ve deliller ibraz edildiğine göre mahkemece yukarıda belirtilen hususlar araştırılmaksızın hüküm kurulması isabetli olmamıştır. Bu durumda mahkemece, satış vaadine konu taşınmazın tapu kaydının gerçeğe uygun olduğu anlaşılan veraset belgesine göre iptali ile mirasçıların paylarının düzeltilmesi için davacı tarafa süre verilmeli, tapu kaydındaki paylar bu şekilde düzeltildikten sonra satış vaadinde bulundukları anlaşılan diğer paylı maliklerden ... ve ...’de davaya katılarak taraf teşkili tam olarak sağlanmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir....

                Davalıların murisi ... ..., 25.06.1986 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu taşınmazdaki 448/9190000 payının tamamını tüm hak ve yükümlülükleriyle birlikte davacılara satmayı vaat ettiğine ve davacılar yararına satış vaadine dayalı tapu iptali ve tescil koşulları gerçekleştiğinden imar uygulaması nedeniyle imar parsellerinin ipotekle yükümlü kılınarak yüzölçümlerinin arttırılması imkanından da satış vaadi alacaklılarının yararlanmaları gerekir. Bu itibarla satış vaadi alacaklılarının bu ipotek bedellerini ödemek suretiyle satış vaadine konu paylara imar nedeniyle ilave edilen miktarların mülkiyetini de edinmeleri mümkündür....

                  Mahkemece, satış vaadine konu taşınmaz kısmının ifrazının mümkün olmadığı, davacıların imar uygulamasına itirazda bulunmadıkları ve aradan geçen uzun süreden sonra satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan hakkın kullanılmasının iyiniyetli görülmediği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 17.06.2009 tarihli bilirkişi raporunda yeşil renkle gösterilen gayrimenkul satış vaadine konu alanın imar uygulaması sonucunda bir kısmının yolda, bir kısmının ise davalı adına kayıtlı 1887 ada 10 parsel ile 2013 ada 12 parselde kaldığı anlaşılmaktadır. Başka bir deyişle satış vaadi sözleşmesine konu yerin belirli olma unsurunu taşıdığı görülmektedir....

                    UYAP Entegrasyonu