Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Somut olaya gelince; Dava konusu 944 parselin tapu kaydı incelendiğinde, davalıların murisi olan vaatte bulunan ...'nın 1/8 payı üzerinde ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/518 esas sayılı davası ndeniyle 24.07.2009 tarihli ihtiyati tedbir kararının bulunduğu görülmüştür....

    Mahkemece davaya konu taşınmazların satış vaadine konu hisselerinin değeri keşfen belirlenip bu miktar üzerinden harç tamamlattırılması ve bundan sonra esas hakkında hüküm kurulması gerekirken harcın tamamlattırılmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece, taşınmazlar başında keşif yapılarak satış vaadine konu hisselerin değerinin belirlenmesi ve eksik harç tamamlattırıldıktan sonra bir hüküm kurulması gerekmektedir. Harç tamamlattırılmadan esasa dair hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....

      BORÇLAR KANUNU [ Madde 22 ] "İçtihat Metni" Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 29.1.2003 gününde verilen dilekçe ile satış vaadine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 27.3.2003 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile önceki Medeni Kanunun 634. ve yürürlükteki Medeni Kanunun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddeleri hükmü uyarınca, noter önünde re'sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan ve tam iki tarafa borç yükleyen kişisel hak veren sözleşmelerdendir....

        Uyuşmazlık ve hüküm gayrimenkul satış vaadine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olup inceleme görevi Yargıtay 14. Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : Dosyanın görevli Yargıtay 14. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 09.09.2009...

          Uyuşmazlık ve hüküm *gayrimenkul satış vaadine dayalı tapu iptali ve tesciline ilişkin olup inceleme görevi Yargıtay *14. Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : Dosyanın görevli Yargıtay *14. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 25.03.2008...

            Gerçekten, kaynağını Türk Medeni Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri iki tarafa borç yükleyen sözleşme türlerinden olup, mülkiyeti devir borcu yüklenen satıcı edimini yerine getirmezse edimin hükmen yerine getirilmesi vaat alacaklısı tarafından açılan davada istenebilir. Kural olarak, taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin satış amacı ile değil muvazaalı olarak yapıldığının savunulması her zaman olanaklıdır. Kısaca ifade etmek gerekirse; muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılmış aykırılıktır. Böyle bir savunma ileri sürülmüşse, mahkemenin dayanılan sözleşmedeki tarafların gerçek ve müşterek amaçlarını Borçlar Kanununun 18. maddesi hükmünden yararlanarak açıklığa kavuşturması gerekir. Zira bu gibi durumlarda taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin ivazlı (bedel karşılığı) yapıldığı değil, bağış amaçlı veya mirasçıların bazılarından mal kaçırmak amacı ile yapıldığı kabul edilir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil ikinci kademede tazminat, asıl davanın bir kısım davalıları tarafından açılan ve birleştirilen menfi tespit. ... tarafından açılan ve birleştirilen satış vaadine dayalı tazminat davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 06.05.2014 gün ve 2014/467 Esas, 2014/5835 Karar sayılı ilamiyle onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı ... Pur vekili ve davalılar ... v.d. tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, ... tarafından açılan satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat, birleştirilen dava, asıl davanın bir kısım davalıları tarafından ..., ... ve ... aleyhine açılan menfi tespit ve diğer birleştirilen dava ......

                Yasanın 213. maddesindeki hükme göre taşınmaz satış veya satış vaadine ilişkin sözleşme resmi biçimde düzenlenmedikçe geçerli değildir. Diğer taraftan, Borçlar Kanununun 12. maddesinde kanunen biçim koşuluna bağlı olan akitlerin değiştirilmesinin de ancak aynı biçim koşuluna uyularak yapılması gereğine değinilmiştir. Başka bir deyişle yasal şekli bağlı olarak yapılmış sözleşmede var olan borcun içeriğini genişleten herhangi bir kaydı kaldıran veya değiştiren sözleşmeden doğan borçları ağırlaştıran sözleşmelerin de asıl sözleşmenin yapıldığı şekle uygun olarak yapılması zorunludur....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki noter satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 27.03.2008 gün ve 2008/2796 - 4179 sayılı ilamiyle onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 19.06.2006 tarihli biçimine uygun düzenlenen taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalılar savunmada bulunmamıştır. Mahkemece, davalılara ait payın bölünerek bir kısmının davacıya, satışına 3194 Sayılı İmar Kanunu'nun 18. maddesi olanak tanımadığından, dava reddedilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiş, karar Dairemizce onanmıştır....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 12.11.2003 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30.01.2002 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece satış vaadi sözleşmesinin yapıldığı 03.02.1987 tarihinden dava tarihi olan 12.11.2003 tarihleri arasında 10 yıllık zamanaşımı süresi geçtiğinden istem reddedilmiş, Hükmü davacı temyiz etmiştir. 03.02.1987 tarihli biçimine uygun düzenlenen sözleşmenin konusu 33 ve 38 parsel sayılı taşınmazlardaki miras yoluyla davalıların miras bırakanına intikal edecek paylara ilişkindir....

                      UYAP Entegrasyonu